9. Bölüm
🌹 / KÜÇÜĞÜM / 9. BÖLÜM

9. BÖLÜM

🌹
kireina

MEDYA: BETÜL HOCA

​​Öyle bir hızla çıkıyordum ki merdivenleri sürekli ayağım takılıyordu titrediğim için. Yanaklarım alev alevdi benimle konuşmuştu ama ağlamakta istiyordum okuyamayacağım bir bölümü söylemek canımı yakıyordu ama şu an nefesim kesilecekti. Benimle konuşmuştu, hocam işte ama bu kadar yakışıklı olmamalıydı.

Sınıfa girdiğimde Betül hocanın masasına bıraktım bana beklenti ile baktı. Al aldı yanaklarım o kadar koşmaktan ötürü nefes nefese kaldığım için bana tek kaşını kaldırarak baktı

“İyi misin Kardelen”

Telaşla başımı salladım

“Hızlı geldim hocam ondan”

Tam yerime geçecekken Betül hoca durdurdu beni.

“Öğretmenler odasında başka bir hoca var mıydı?”

Dudaklarımı ıslattım kupkuruydu. Betül hocaya döndüğümde sanki beklediği ismi söylemem için sabırsızlanıyordu.

“ku-kuzey hoca vardı hocam”

Betül hoca anında parlayan gözlerle bakmıştı, görmüştüm parıltılar Kuzey hocanın ismi ile belirmişti. Haklıydı Kuzey hoca gerçekten tüm öğrenciler ile sınırlı kalmadan öğretmenlerin de ilgi odağı olmuştu. Zoruma gitmişti o an benim için imkansız olan Betül hoca için değildi. Onlar öğretmendi birbirlerine istedigi Şekilde duygu besleme hakları vardı ama ben yanlarında matematik hocasına hayran bakan ergen bir lise öğrencisinden başka bir şey değildim

Betül hoca önündeki fotokopi kağıtlarını elime tutuşturdu ve ayağa kalktı.

“Kardelen notları sınıfa dağıt, ben gelene kadar okuyun notları ilk ünite için yeterli zaten. Basit bir konu ben hemen geleceğim, sessizce notları okuyun. Sınıf başkanınız sessizliği sağlasın.”

Diyerek sınıftan kaçar gibi çıktı. Elimdeki kağıtlar ile öylece kalakalmıştım ama içimde bir öfke vardı, kağıtları sıktığım için buruş buruş olmuşlardı bu yüzden sınıftaki uğultunun yükselmesi ile sınıf başkanı Mustafa aldı elimden kağıtları ve dağıtmaya başladı. Sıraya otururken moralim bozulmuştu.

Betül hoca çok alımlıydı kesin Kuzey hocanın yanına gitmişti.

“Var ya bu Betül hoca da az kaşar değil şuna bak Kuzey hoca deyince kadın yarışa sonradan katılan arap atı gibi nasıl koştu.” Dedi Zühal.

“hi hi” dedim dudaklarımı sarkıtarak cidden moralim bozulmuştu, zaten bozuktu neden üzerine darı eker gibi böyle hissetmiştim ki. Keşke kimse yok deseydim. Malım ben mal.

Zühal dürttü beni yine canımı acıtarak. Kendime gelmem için yapıyordu.

“ya kanka kendine gel valla ben halledeceğim dedim ya sen niye üzülüyorsun hala?”

Derin bir nefes verdim Zühal hala liseye devam edemeyeceğim için böyle olduğumu sanıyordu çaktırmadım.

“Hayırlısı olsun ya artık çok düşünmüyorum boş ver sende. Ben biraz kitap okuyayım.”

“off okuma ya dedikodu yapalım.”

“Ya Zühal zaten bir sürü günahın var neden onlara yenisini eklemeye çalışıyorsun?”

“ya nerden biliyorsun günah olduğunu? Belki ben burada dedikodu yapıp eve gidince namaz kılıp tövbe ediyorum.”

“kızım bari namazı karıştırma günahlarına.”

Sınıf başkanı Mustafa boş olan Emre’nin sırasına oturarak Zühali bozdu. Bana göz kırptığında başımı salladım sadece. Bana asılıyordu sürekli farkındaydım ama sürekli Zühalle sohbeti bahane ederek benimle konuşmaya çalışıyordu. Geçen sene bana açıldığında onu nazikçe reddetmiştim ve Mustafa gerçekten o günden sonra hiçbir şey yaşanmamış gibi davranıyordu, o öyle davranınca bende el mecbur onlara ayak uyduruyordum. Zühal, Mustafaya burun kıvırdı.

“Sanane oğlum, gitsene yerine ya dedikodumuzu bölme.”

“Bende katılayım dedikodunuza olmaz mı?”

Dedi Mustafa Zühal yine anıra anıra gülmeye başlayarak Mustafa’yı işaret etti. Benimle yaşanan olayı Zühale anlattığım da da ben biliyordum diyerek anıra anıra gülmüştü. Duygularını sadece gülerek ifade ediyordu manyak.

“Ya sen prenses erkek misin? Dedikodu yapan erkek mi olur ya? Git arkadaşlarınla ergen ergen bel altı veya maç muhabbeti yap.”

Mustafa da ondan altta kalmıyordu.

“Sen benden daha erkek gibisin Zühal benim yerime git yap maç muhabbetini erkek gibi kızsın zaten dikkat çekmezsin.”

Laf sokma yarışına girmişlerdi ama düşüncelerim şu an başka bir yerde idi. Telaşlanmıştım, acaba Betül hoca Kuzey hocanın yanına mı gitmişti? Gidip bakmak istiyordum dudaklarımı dişledim of bir yanım resmen kızıyordu bana salaksın sanane diyordu. Sanki omuzlarımdaki melekler şeytanla yer değiştirmiş gibiydi. Dürtüyordu beni.

“Bana bak velet valla yaşına falan bakmam döverim seni” diye cırlamaya başladı Zühal resmen küçük bir şaka yine ciddi bir atışmaya dönüşmüştü.

“Zühal valla kızsın diye bir Şey demiyorum ama velet falan ayıp oluyor”

Zühal burnunu kıvırıp çirkef modunu açmıştı.

“Lan Mustafa asıl ben sana aynı sınıftayız diye bir şey demiyorum ama sen beni zorlama yürü git başımdan. Ergen sesin kulaklarımı ağrıtıyor.”

“Zühal!”

“Söyle prenses?”

“başlarım senin prensesine doğru konuş benimle!”

“tamam tamam prenses demeyeceğim sana!”

“aferin!”

Dedi Mustafa ama Zühalin yüzündeki sinsi sırıtma ile son hamleyi yapmıştı.

“Sana Cindy diyeceğim hahahaha!”

Yüksek sesle söylediği için tüm sınıf duyarak Mustafa ile dalga geçiyordu o an Mustafa sinirle Zühalin üzerine yürümeye başlamıştı. Ben aralarına girme vaktim geldiğini anladığımda o an Şeytan orağı ile dürtmüştü beni. Zuhal sınıfın içinde koşarken Mustafa kırmızı gören boğalar gibi kovalıyordu o an ayağa kalktım ve sınıftan çıktım. Utanıyordum ama merakım daha baskındı hızla merdivenleri inerek öğretmenler odasına doğru yürüdüm boş koridorda resmen ayak seslerim yankılanıyordu hafifçe. Öğretmenler odasının kapısına geldiğimde nefesim boğazımda düğüm düğümdü. Derin derin nefesler alırken göreceğim manzaraya kendimi hazırlamaya çalışıyordum ama o an iyice aptallığıma lanet ederek kendime geldim. Ne görürsem göreyim kötü hissetmeye hakkım yoktu. Kapıyı bir anda telaşla açtığımda gözlerim irileşmiş bir şekilde karşımdaki manzaraya baktım.

Resmen far görmüş bir tavşan gibiydim, yutkunduğumda sanki kocasını başka kadınla basan kadınlar gibi hissetsem de hayalimdeki o kötü manzara olmasa da ona yakın gibiydi. Betül hoca masanın kenarındaki koltuğa oturan Kuzey hocanın yanına elindeki kahvesi ile oturmuş, dekolteli elbisesini daha da belli edecek şekilde Kuzey hocaya eğilmişti. Betül hoca anında toparlanırken Kuzey hoca kıpırdamamıştı yerinden.

Ben anında başka yöne baktığımda Betül hocanın sitem dolu sözlerini işittim.

“neler oluyor Kardelen. Kapıyı çalmadan gireceğin sınıfın değil burası.”

Ellerimi utançla önümde birleştirdim. Haklıydı buraya gelirken ne düşünüyordum ki ben? Gerçekten sadece ergenliğin getirdiği o hayalperest duygulara kaptırmıştım kendimi ve şu an utançtan ölecek gibiydim.

“Özür dilerim hocam ben Zühal ile Mustafa tartıştıkları için sizi çağırmaya gelmiştim.”

Betül hoca bıkkın bir nefes vererek yanıma doğru gelmeye başladı

“Zaten geç kalmışlardı olay çıkarmak için gidelim”

Yanımdan geçerken Kuzey hocanın bana baktığını gördüm. Yüzünde çok hafif bir gülümseme vardı belli belirsiz di ama utançtan hemen yüzümü çevirip Betül hocanın peşine takılmıştım ama kendimi sınıfa giderken çok kötü hissediyordum sanki niyetimi anlamış gibi bakmıştı. Yakalanmış gibiydim ve iğrenç bir histi midem bulanıyordu utançtan artik bin sene yüzüne bakamazdım.. sınıfa girdiğimizde Zühali yakalayan ve ona hesap soran ile ona diklenen Zühali ve onlara tezahürat eden sınıfı görünce Betül hoca çıldırdı. Zühal ile Mustafa müdürün yanına giderken arkadaşımı ergen hayallerime kurban ettiğim için yüzüne bakamadım utançtan. Gözlerime bakarken dudaklarımı dişledim ve özür dileyerek baktım Zühale. Zühal ise seninle görüşeceğiz bakışları atıp gözlerini kısarak bakıyordu bana. Betül hoca beni de tanık olarak müdürün odasına götürdüğünde biz yine alıştığımız azarlara bu kez Mustafa’yı da dahil etmiştik. Müdür elleri ile şakaklarını ovdu.

“Evet bu kez konu nedir” Betül hoca o kadar sinirliydi ki bir tartışma için fazlaydı bu tepkisi ama ben anlayabiliyordum. Kuzey hoca ile olan anlarını bozduğum için bana olan sinirli bakışları daha da fazla idi.

“Anlat Kardelen öyle nefes nefese öğretmenler odasına dalacak kadar önemli olan bu tartışmayı” dedi Betül hoca ama hisseddiyordum sesinde öfkeden ziyade bir nefret vardı. Kahverengi saçlarını hırsla geriye doğru itti ve ayaklarını zeminde vurmaya başladı.

Zühal bana üzgünce bakarken anlamaya çalışıyordu çünkü normalde o da böyle bir şey yapmayacağımı bilirdi.

“Şey hocam aslında Mustafa ile Zühal şakalaşırken biraz ciddiyete binince ben korktum bu yüzden Betül hocayı çağırmaya öğretmenler odasına indim”

“tamam yeter!” diyerek kesti sözümü Müdür ve Mustafaya baktı.

“Sen yenisin galiba!”

O an Zühal kıkırdadığında müdürün sinirli bakışlarıyla sustu hemen. Mustafa elini saçlarından sıkıntı ile geçirdi. Üzülmüştüm gerçekten iyi bir çocuktu ama ona karşı olan duygularım sadece iyi bir insan olduğunu söyleyecek kadardı.

“Hocam özür dilerim nasıl olduysa bir anda oldu” dedi galiba alışkın değildi bizim gibi sürekli böyle müdürün odasında böyle azarlanmaya

“evet hocam şaka oldu kaka gibi.” Dedi Zühal öyle yüz göz olmuştuk ki Müdür ile artık olayları bir yerden sonra ciddiye alamaz olmuştu.

“İlla disipline mi gitmek istiyorsun Zühal. Utanmıyor musun kızım? Yazık değil mi siciline bir şey işlenmesin diye sabrediyorum. Okuyun bir yerlere gelin diye sabrediyorum ama illa disiplinlik olmak istiyorsunuz değil mi?”

“Yok hocam” diyerek hep bir ağızdan yalvarmaya geçtiğimizde müdür artık bizden bıkmış gibi kapıyı gösterdi.

“hadi çıkın”

Zühal ile Mustafa bana sitemle bakarken Betül hoca gerçekten kinlenmiş gibiydi yanından geçerken gözlerinden şer akıyordu resmen. Ben farkında değildim ama nefreti gerçekti....

Sınıfa doğru ilerlerken Mustafa saçımı çekti. “Tüh sana bizde seni arkadaş sandık koynumuzda yılan beslemişiz?”

Zühal beni kendine doğru çekti.

“Sarı şekerime dokunma , onun saçını bir tek ben çekebilirim” diyerek iki yandan saçlarımı çekmeye başladılar. Ellerinden kurtulmaya çalışırken Betül hocanın sinirli sesiyle girdik sınıfa.

 

 

 

 

 

 

 

Bölüm : 23.10.2024 17:07 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...