Yeni Üyelik
5.
Bölüm
@kirikkadeh

Bölümü yazarken serdar ortaç dansöz dinlemişim

[|━|]

 

Gece Kuşu; Anca müsait olabildim, lütfen kusura bakma. |14.11|

⤷İnanır mısın beş dakika önce bir kafede seninle aynı elbiseyi giyen bir kız gördüm.

Gece Kuşu; Yaa nerede gördün?

Aram; Magenta diye bir mekanda,

Aram; Bir dakika Gece Kuşu, kız masada çantasını unutmuş. Döneceğim.

Aram çevrimdışı

Ne?

Yanıma mı geliyordu?

Çanta için?

Asil girdiğimiz iddiayı kaybettiği için tüm gün benim ıvır zıvırlarımdan mesuldü. Tuvalete giderken çantamı masada mı bırakmıştı cidden! Ya ağzı açıktıktıysa?

Allah’ım yanımda Asil de yoktu ben nasıl konuşacağım?

“Hanfendi!”

Bön bön ekrana bakarken birden çıkış kapısından koşar adımlarla yanıma yaklaşan silüeti fark ettiğimde beynimde panik alarmları ötmeye başlamıştı bile.

Aram elinde beyaz çantamla uzun bacakları sayesinde kısa bir sürede dibimde bitmişti. Ona rağmen nefesleri hiç koşmamış gibi düzenliydi. “Çantanız” diyerek elindekini bana uzattığında hemen aldım.

“Zahmet etmişsin, arkadaşım getirecekti.” Diye şükür ki düzgün bir cümle kurdum.

Aram muhtemelen rezil olduğunu düşünürken tek bir şey diyemedim. Gözlerim arsızca kaslı kollarını süzerken kendimi tutamıyordum. Şuan Asil olsa ve bana bir tekme çaksa çok iyi olurdu.

Aram badem gözlerinin arasından parlayan yemyeşil irislerini yüzümde biraz fazla tuttuğu için onu izlemeyi keserek kendi derdime düştüm. Niye dik dik burnuma bakıyordu?

“Neden öyle bakıyorsun?” diye sordum dayanamayarak, çekingen bir sesle

Gözlerini sertçe kapatıp açtığında “Afedersin,” diyerek daldığı yerden sıyrılıp gözlerime baktı. “Burnun tam ucunda bir ben var, dikkatimi çekti.”

Sol elim refleksle burnuma gittiğinde utançtan morarabilirdim. “Küçük ama bir türlü kapatamıyorum onu.”

“Hayır, öyle demek isteme-“ derken arkamdan gürültülü bir motor sesi geldiğinde beklemediğim için çığlık atarak bedenimi ileri attım. Gök mü gürledi bacağımın arkasından köpek mi hırladı anlamamıştım.

Kollarımı doladığım geniş omuzlara nefes alamayacak kadar yüzümü bastırdığımda ne olduğunu bilmediğim için daha çok korkuyordum. “Asiiil! Ölüyorum burada! Nerdesin lan düşman askeri!”

Tepine tepine bağırırken duyduğum koca kahkaha ile kalakaldım. Zaman mekan algımı ancak kazanırken kahkahasıyla sarsılan göğsüne bir kuala gibi yapışmış olduğumu anlamak yüzümün ısısını arttırmıştı.

Bir de kalçalarımın bitimindeki avuçları vardı. O anda üstüne atladığımdan mecbur tutuvermişti adam. Resmen kucağındaydım!

Gülüşü dindiğinde çaresizce “Neydi o?” diye sordum. Kendimi güvene almadan buradan inemezdim de.

“Araba, uzaktan kumandayla çalıştırıldı.” Sesinden gülümsediği aşikardı.

“Şey, şey yapayım” diye kem küm ondan uzaklaştığımda hafif eğilerek beni tutmayı kesince ayaklarım üzerine basıyordum.

Ama keşke yerin dibine gitseydim.

Utanarak ona baktığımda gördüğüm şeyle gözlerim irice açılmıştı. Aram’ın siyah tişörtünde yüzümün fotokopisini çıkarmıştım resmen. “Hiii,” diye elimi ağzıma götürdüğümde o da refleksif olarak omzuna baktı. “Ay ben çok özür dilerim”

“Sorun deği-“

“Yok, ben yıkayayım onu.” Diye ne kadar saçma olduğunu o an fark edemediğim bir fikir sunup üstüne de “Sen çıkart bana ver” dedim.

Durdum. Durdu.

Ve haklı olarak şöyle bir soru sordu:

“Burada mı?”

Yanlış anlattığım için “Vazgeçtim” diye yükseldim. “Yenisini alayım.”

“Önemli değil” diye söze girdiğinde bu kez de “Abi! Müşteri!” diye seslenen genç çocuk lafını kesmişti. Aram elini kaldırıp bakmaya gerek duymadan tamam işareti yaptı.

“Bak yeni bir tişört yerine ismini söyleyebilirsin. Aylardır çalıştığım yere gelen kızın ismini öğrenmek daha makul.” Diye istekle buyurduğunda ilkin saf saf bakmıştım, şaşkınlık içinde.

Konu buraya nasıl gelmişti hiçbir fikrim yoktu ama yine de elimi uzattım. Suratıma öylece baktığından bir an ismimi unutmuştun ama nihayetinde dudaklarımı aralayıp ismimi söyleyebildim.

“Talya, Talya Çiçek.”

 

[|━|]

İsimler nasıll?

Loading...
0%