On Dört

245 23 7

Wattyde 24 bölüm hazırda olduğu için böle hızlı hızlı atıyorum yoksaa her gün üç dört bölüm atmıyorum yanlış anlaşılmasın xknslsjzlslsş

On dördü de saldım gitti /oy ve yorum yapınn

Mavi Işıklar-Ankara Rüzgarı

Bölümü bu şarkıyla yazdımm (ben yazarken arkada zibilyon kez çaldı)

[|━|]

Arama reddedildi

Gece Kuşu; Niye kapattın lan

Aram; Yanlışlıkla değil miydi

Gece Kuşu; Değildi :)

'Aram' kişisi aranıyor

Telefonu yatağa sabitleyip uzaklaştığımda kadrajında, göğsümden aşağısı ve arkamdaki boy aynasından yansıyan görüntüm vardı. Bu sırada telefon üçüncüye çalıyordu ki nihayet açtı.

Ekranda hayranı olduğum yüzü belirdiğinde kalbim heyecanıyla çırpınıyordu. Omzu çıplak, geniş dalgalı saçları nemliydi. Alnında birikmiş boncuk boncuk terler vardı, yüzü hafif kızarmıştı ve çimen yeşillerini çevreleyen kıvrık kirpikleri her zaman olduğu gibi çok güzeldi. Şekilli yüzüne uyumlu üstü kısmı altına göre küçük kalan aralık dudakları...

Sanırım spor yaparken aramıştım. Hay salak aklım hiç misait mi diye sormamıştım. Düşünme Talya, düşünürsen şu yaptığından vazgeçeceksin.

Derin bir nefes aldığımda bir şeyin eksik olduğunu hatırladım. Müzik! Lan bu sessizlikle onun karşısında dans edemezdim.

Ekrana yaklaşıp bir dakika işareti yaptığımda sesi kapatıp odamdan fırladım. Hemen yan odanın kapısını bana yapılsa üç gün laf edeceğim şekilde 'hurraaa' diye açtım.

Asil camış gibi yayılmış kitap okuyordu. Tabi ben savaş var gibi daldığım için odaya tip tip bakıyordu şuan. "Asil acil telefonunu versene, şarkı açacağım."

Ve aynen beklediğim bir cevap verdi. "Git kendi telefonundan aç, deliye bak aaa."

"Aramla konuşuyorum ne olur, müzik lazım." diye söylediğimde bir tık şaşırdı. Sonrada üstümü baştan aşağı bir süzüp şunları söyledi:

"Kızım sana müzik mi lazım, zil takıp da oynarsın"

Sırf kapısını hayvan gibi açtığım için bunu yapmazdı, şuan keyfi yoktu. Ve Asil'in keyfi yokken onunla asla konuşulmazdı. Huysuz anına denk gelmiştim işte.

Suratım bariz şekilde asıldığında "Öyle yaparım" diyerek çıkmaya hazırlanmıştım ki Asil yine kıyamayıp "Al şunu" diyerek telefonunu kucağıma fırlattı.

Bir zafer gülüşü dudaklarımı aydınlattığında "Seni seviyorum" diyip kapıyı nazikçe kapatarak odadan çıktım. Parmak izimle telefonu açtığımda aklıma gelen ilk şarkıyı yazdım. Bale için uygun değildi aslında ama Aram için fark eder miydi? Sadece dansımı merak etmişti.

Hızla odama koşup telefonun başına geçtiğimde Aram da telefonunu sabitlemiş, üstüne de bir asker yeşili bir kısa kol giymişti. Eliyle çenesini kavrarken geldiğimi görünce dudağının sağ kenarı kıvrılmıştı.

Sesi açıp pozisyonuma geçtiğimde şarkıyı da açarak telefonu yatağın ucuna bıraktım. Şarkı usulca başladığında ellerimi ritme göre göğsümden eteğime götürdüm.

Hemen ardından ayaklarımı point duruşuna getirdiğimde Aram'ın yüzü acı çeker bir ifadeye bürünmüştü. Bu istemsizce beni gülümsetirken küçük adımlarla kendi etrafımda kalçamı kıvıra kıvıra dönüyordum.

Şarkının hızına yetişmek adına hızlandığımda yine aynı duruşta iki adım adım atarken kalçamı ve omuzlarımı da ona göre hareket ettirmiştim. Adımım durduğu an sağ ayağımla yere tam basarken diğerini bir adım geriye doğru uzattım, eş zamanla kollarımı da yukarıya doğru tembel pozisyona sokmuştum.

Sol ayağımdan destek alarak sağ ayağımı geri çektiğimde kollarımın ikisinide başımın üstünde kaldırdım ve her ne kadar göremeyecek olsa da bileklerimi zarifçe büktüm.

Tekrar parmak uçlarımda yükseldiğimde etrafımda bir, iki ve üç tur dönmüştüm. Bu sırada refleksif olarak gözlerim kapanmıştı. Toplamadığım için savrulan saçlarım ve dönmemin etkisiyle uçuşan eteğim bir periymişim gibi hissettiriyordu bana.

Dudaklarımdaki kocaman gülümsemeyle son olarak elimin ucuyla eteğimi tuttuğumda yüzüm gözükmeyecek şekilde hafifçe eğilerek selam verdim.

Kalbimin bumb bumb sesleri kulağımda patlarken telefondan gelen bir alkış sesiyle sevincimin yansıması olarak tatlı bir kahkaha attım.

Ekrana eğilip mesaj sekmesine girdiğimde "NASILDII" diye yazdım.

Aramın çimen yeşili irisleri küçükçe harket ettiğinde mesajımı okumuştu. Ardından hayranlıktan eriyip biteceğim bir gülüşle dudakları gerildiğinde "Büyüleyici" demişti.

Bir çok sahne yapmıştım, bu sözlerden defalarca kez duymuştum belki de ama sevdiğim adamdan duymak çok farklıydı. Bir kez daha kahkaha atacak olduğumda abartmamak için elimi dudaklarıma bastırdım.

Tam bu sırada "Keşke her dileğim böyle çabucak gerçekleşse" diye mırıldandığını duymuştum.

Hemen yazdım "Şuan ne diliyorsun?"

Okuduktan sonra yüzü kucağına düştüğünde "Şey.." demeyle anında koca bir kahkahayı salmam bir olmuştu. Cidden söylemişti bunu.

Aram'ın anlayamadığım bir utançla isyan etmesine daha çok gülmüştüm. "Gülme." Durup bi daha söyledi. "Gülmesene.."

Koskoca adamın böyle bir durumu düşmesi... Üstelik gülme derken bile daha çok gülmem için diyordu sanki. Hoşuna gidiyor gibi...

Gece Kuşu; Araaam,

Gece Kuşu; Ekrana yaklaşsana bi

Aram telefonu sabitlediği yerden aldığında kadrajda sadece yüzü vardı. Bende telefonumu yasladığım yerden aldığımda gözükmemek adına dikkatlice yüzüme yaklaştırdım. Ve birden o küçük yuvarlak yere dudaklarımı bastırdım.

"Öptüm seni" diye fısıldadığımda aramayı kapatmıştım.

Gece Kuşu; Çok teşekkürler Aram,

Aram; Çok ricalar gece kuşu,

Gece Kuşu; Bugünü hiç unutmayacağım. |13:37|

Aram; Bugünü hiç unutmayacağım. |13:37|