Yeni Üyelik
8.
Bölüm

Bölüm Sekiz

@kirikkadeh

Şimdi geldik zurnanın zort dediği yere.

Uyarımı yapayım bölümde 'yetişkin' içerik var rahatsız olan okumasın!

∞∞∞∞∞

“Yükümü taşıyamazsam ucundan tutar mısın?”

Bir an donup kaldığında odamın önündeydik. Elimle kapıyı açtığımda o dediğim şeyi düşünüyordu. “Papatyam, ben doğru mu anladım?”

Hemen başımı salladığımda odaya girip ayağıyla kapıyı kapattı. Hızlı adımlarıyla yatağın kenarına geldiğinde oturur şekilde yatağa bıraktı bedenimi lakin kendisi de geri çekilmedi.

“Sana yük olacak şeylerin sülalesini” diye bir küfre hazırlanmıştı ki ensesindeki elimle kendime çekerek dudaklarımızı birleştirdim.

Dudaklarının arasından dudaklarıma sızan dilini bir anlığına damağımda hissetmiştim. Çevik hareketlerle orayı talan ederken nefes alma ihtiyacıyla göğsünden biraz ittim. Hızlıca soluklanırken ona bir sıkıntı yokmuş gibi öpücükleri çeneme yol almıştı.

Gömleğimin bir iki düğmesini hızlıca çözdüğünde öpücükleri göğüslerime düştü. Dudaklarının her bir kıvrımı göğüs kafesimi keşfe çıkmışken sürekli hareket halinde olan oydu lakin soluk soluğa kalan ben olmuştum. Göğsüm alacağım nefesle yükseldiğinde uzaklaşarak gözlerime baktı. Bakışlarındaki duygular sevgisini haykırıyordu sanki.

[🅰️🅱️🅾️]

Parmakları usulca sütyenimi aşağı çekerken göğüslerim dışarı taşıyordu. Sağ göğsümü avuçlayıp dışarı çektiğinde dişlerimi sıkmıştım inlememek için. Aynısını diğer tarafa yaptığında ucumu emmeye başladı. Zevkle sertleşen uçlarımı çekiştirip dişlerini sürtüyordu.

Kadınlığımın birden sızlamasıyla dudaklarımdaki inlemeyi tutamamış, belimi istekle ona iterek tırnaklarımı tüm kuvvetimle ensesine batırmıştım. Benzer bir inleme ondan çıktığında hızla geri çekildi. “Hay s! Ilgın dur, ilerisi yok.”

Vücudum istekle sızım sızım sızlarken dediklerini duyuyor ama anlamıyordum. Ensesindeki elimden aldığım kuvvetle onu yeniden yatağa çektiğimde bacaklarımı da vücuduna dolamıştım. “Ulan yapmasana! Kızım sarhoş musun? Ne oldu birdenbire?”

Onun direnişlerini umursamadan kemerinin tokasıyla bir münasebete girişmiştim. Büyük elleri bana engel olmak için ellerime dokunduğunda hiç yapmayacağım şekilde, bunun onu daha da tahrik edeceğini bile bile bir tane çakmıştım bileğine.

“Aklım gayet yerinde. Şuan sadece birbirimizin olmalıyız, sonra yine konuşuruz.” Derken kemeri sağ elimle tutup tamamını tekte çekmiştim.

İradesini korumak istercesine derin bir soluk aldığında gözlerini kapattı. Ben ise hızlıca düğmelerini çözmüş fermuarını indirmiştim, geçen her saniyede içimdeki sızı artıyor kıvrandırıyordu.

Birden kalçalarımda sert bir baskı hissettiğimde tam olarak üstüne otururken bulmuştum kendimi. Tüm o aceleci hareketlerim durmuş şaşkınca suratına bakıyordum. Şakaklarındaki damarlar belirginleşmiş boncuk boncuk ter dolmuştu. ”Ilgın... Sevişmek bizi bağlayacak, bir edecek, hiç ayrılmamamızı zorunlu kılacak bir şey değil. İstemediğin şeyler yapma, mecbur değilsin. Beni reddettin ama bak yine birlikteyiz. Çünkü bu seni sevmeme engel değil.”

Kapalı kirpiklerinin ardından söylediği cümleler, beni bu kadar iyi anlaması, daha çok içimi okuması, ürperticiydi. Gözlerini hafifçe aralarken “Şimdi beni sınamaktan vazgeç ve yavaşça kucağımdan in.” Diye söyledi kısık bir tonda.

Gülümsedim. Hemde böyle kocaman olanından.

Boynundaki ellerim yanaklarına doğru kaydığında yaklaşıp aşk dolu bir öpücük bıraktım dudaklarına. “Peki ya istiyorsam?”

Dediğimi anlamak istercesine durdu, ardından “O zaman yanarız.” Diye mırıldandı şehvete boğulmuş bir sesle.

Kalçamı iki yana hareket ettirerek “Yanalım o halde” diyordum ki kavrayamadığım bir hızla sırtım yatakla buluştu. O ise ağırlığını hissettirmeden üzerime uzanmıştı. Belimdeki gevşeklik hissiyle ikimizin arasından aşağı baktığımda eteğim yoktu. Çüş. Bordo bere misin oğlum sen? Ne bu hız?

Bir an sonra göğüslerimin her yanını emip çekiştirerek tenime imzasını bırakırken aşağıdan kendisini vajina dudaklarım arasında ileri geri yapıyordu.

Daha sonra ise iri kolları bedenimin iki yanından geçerken kendini deliğime hizalamıştı. Heyecanla hareketini beklerken kadınlığım istekle zonkluyordu.

Sorarcasına gözlerime bakınca kızmak için dudaklarımı aralamıştım ki birden içimi doldurduğunda aralık ağzımdan acı zevk arasında bir inilti kaçmış eş zamanda gözlerimi açmıştım.

Yataktan ter içinde doğrulurken koyu saç tutamlarım alnıma, dünden kalma kot pantolon ve kısa kol crop kombinim ter içinde kalmıştı. Beyaz ince bez parçasının altından uçları sertleşmiş göğüslerim açık pencerelerden sızan ay ışığıyla kendini fazlasıyla belli ediyordu.

İlk birkaç saniye bilinçsizce otururken kasıklarımdaki sızı nedeniyle bacaklarımı kapatma isteğiyle dolmuştum. Ayaklarımı aşağı sarkıtıp yataktan indiğimde aklıma dolan rüyamın parçacıkları gözlerimin kocaman açılmasına neden olmuştu.

Siktir. Siktir. Siktir.

Ben rüya görmüştüm.

Daha çok siktir.

Çok gerçekçiydi.

Daha daha çok siktir.

Rüyamda sevişiyordum ve seviştiğim kişi aylardır arayıp bulamadığım bir anda beni kaçırıp karısı olduğunu iddia eden Azer Mirza Uygurdan başkası değildi.

Bilinçaltıma sokayım.

İçtiğim suya afrodizyak falan mı attı bu manyak? Kesin dün öptü diye oldu. Ben hiç böyle rüya görmezdim. Anında Senin rüya gördüğün mü var? Diye laf arasına giren iç sesime hak verdim.

Odada kafamı kurcalayan düşünceler sebebiyle dönüp dururken gözüme çarpan şeyle adımlarım yavaşladı. Kapının altından atıldığını tahmin ettiğim katlanmış kağıdı aldım.

Üzerinde şu yazıyordu;

Öyle kolay değil unutmak

Yazdığını silsen izi kalır,

Defteri yaksan külü kalır

Sızısı kalır, yarası kalır

Anısı kalır

Nefret etmek istersin

Özlemi çöker yüreğine

Seni senden alır

∞∞∞∞∞

Şimdi biras beyin fırtınası yapın xlmaşajsisçiaç

Loading...
0%