Yeni Üyelik
3.
Bölüm

Bölüm Üç

@kirikkadeh

Oy ve yorum bırakmayı unutmayınSinirden kuduracaktım.

∞∞∞∞∞

Yapboz yapmak genelde beni rahatlatan bir aktivite olsa da şuan sinir küpüne dönüşmeme neden oluyordu. Birincisi bu kadar küçük ve çok yapboz hiç görmemiştim. İkincisi birbirini tamamlayan doğru parçayı bulmak epey zorlayıcıydı. Ve iyi olduğunu düşündüğüm görsel hafızam iflas etmek üzreydi.

Normal bir şey olsaydı önümdeki, şuan iki yapboz bitirmiştim cidden.

Öfkeyle elimi alnıma çarparken bir anda telefon çalmaya başladığında Asaf ve Fikri uyukladıkları koltukta zıplamışlardı. Asaf hemen telefonu açtığında bir süre karşı tarafı dinleyip ‘tamam abi’ diye kapatmıştı.

Asaf evin kapısına gidip oradan birinden bir paket aldı. Hızlı adımlarla benim yanıma doğru adımlarken ona döndüm. Elindeki telefonu bana uzatırken “Abim yolladı.” Dedi çekinerek.

Bir hırsla elindeki telefonu aldığımda güç tuşundan ekranı açtım. Sabah oluyordu neredeyse. “Hani senin bu abin? Sabah oldu.”

Meydan okurcasına tek kaşımı kaldırdığımda ifadesinden cevap vermek istemediği çok açıktı. Üstüne gideceğim sıra elimdeki cihazın bir bildirimle titreşmesiyle önüme döndüm. Bu sırada Asaf az önceki yerine, koltuğa gidiyordu.

WhatsApp• 0548 ××× ×× ×ו Şimdi

0548 ××× ×× ××; Uyumadığını düşünüyorum

Siz: Patron bozması?

0548 ××× ×× ××; Espiri yeteneğin zayıflamış be güzelim.

0548 ××× ×× ××; Hediyemi beğendin mi? Senin için özel yaptırdım.

Siz; O güzelim yazan parmaklarını kırar, götüne sokarım.

0548 ××× ×× ××; Olsun Sarı Papatya en azından ellerin ellerime değer

Siz; Ulan sapık herif

Siz; Ne diye kaçırdın lan beni

Siz; Irz düşmanı, şeref yoksunu

Siz; Zorla alıkoymak ne demek lan!?

0548 ××× ×× ××; Ama orada dur, ben seni evime davet ettim. Çocuklar becerememiş, saygısızlık etmişler. Bu konuyu çözeceğim merak etme sen.

0548 ××× ×× ××; Eee ne kadar yaptın yapbozu bir resim at bakalım.

Siz; Sen istersin de atmaz mıyım?

Siz; Hemen,

Kadraja biraz da kendimi alarak, sol elimin orta parmağını ekrana doğru kaldırıp hakettiği şekilde güzel bir fotoğraf çektim.

Siz; *fotoğraf*

Fotoğraf açıldığında yüzümde keyifli bir sırıtma oluştu. Keşke o herifin bozulmuş ifadesini görebilseydim. Gerçi daha neye benzediğini bile bilmiyordum ama neyse.

Üst kısımda ‘yazıyor...’ görününce meraklandım.

0548 ××× ×× ××; Ayıp be güzelim,

0548 ××× ×× ××; Yüzünü niye göstermedin

0548 ××× ×× ××; Gelene kadar kenardan görünen saç tellerinle yetineceğim demek ki sarı papatya.

Bunlar yazmasını beklediğim bir şey değildi. Sanki devamı olan bir cümleymiş gibi hissettiriyordu. Ansızın aklıma sızan buğulu bir anıyla parmaklarımı klavyede hızlıca gezdirdim.

Siz; Neden sarı papatya diyorsun bana?

0548 ××× ×× ××; Çünkü seversin. Sarı papatya seversin sen.

Zihnimdeki o belirsiz anıları canlandırmak istesem de yapamadım. Gözlerimin önünden buğulu anlar şeritler halinde geçip gidiyordu ama hiç net olamadı.

Siz; Kimsin sen?

Tam bu anda bir zil sesi duyuldu. Kapı çalıyordu. Aynı anda telefonuma bir bildirim geldi.

0548 ××× ×× ××; Kapıyı açınca kendin görsen?

Yavaşça yerimde doğrulurken bilinçsizce, tamamen saf duygularımla kapıya ilerledim. Kulbu usulca aşağı indirdiğimde ne Asaf ne Fikri tek kelime etmişti.

Merakla kendime çektiğimde karşılaştığım gözlerle ne yapacağımı bilemedim.

Loading...
0%