Yeni Üyelik
3.
Bölüm

3.Bölüm Sonun Başlangıcı.

@kirilmanoktasi

George biraz tereddüt etti.

 

Fakat sonrasında "tamam olur" diye yanıtladı.

 

Peki şimdi onu neler bekliyordu?

 

Robot ses kullanan biri gelmiş durup dururken ona Robert seni öldürecek diyordu.

 

Bu gerçek olabilirmiydi?

 

 

 

Henry kontrolü artık tamamen eline almıştı monitörden Robertı telefondan George'yi yönetiyordu. Daphne ile paslaşıyorlardı.

 

 

 

Robert kapıyı açtı Georgle birlikte dışarı çıktılar.

 

Arabaya doğru yürüdüler.

 

 

 

Henry:"arabayı sen kullanacaksın Robert sürücü koltuğuna yönel"

 

 

 

Robert:"ben kullanacağım"

 

 

 

George tepkisizdi.

 

Hasenheide ıssız biryerdi ses gerçekleri söylüyor olabilirmiydi?

 

Belkide George yi öldürmek için Hasenheide yi seçmişti.

 

 

 

Yaklaşık 30 dk sonra ses yine harekete geçti.

 

 

 

Daphne:"son durak bay George Carter ölüm durağında kimin ineceğine sen karar verecesin.

 

Ya sözlerimizi dinleyip yaşamaya devam edersin. Yada bok yoluna uğurlarız seni.

 

 

 

George sessiz bir şekilde" ne yapmalıyım lanet olsun"

 

 

 

Daphne:"onu öldür dediğim zaman öldüreceksin yoksa o seni öldürecek"

 

 

 

George:"peki sonra?"

 

 

 

Daphne:"bizden çok önemli bir parça aldı. Eğer onu öldürürsen bir miktar para alacaksın bizden.

 

 

 

George:"Ne kadar alacağım?"

 

 

 

Daphne:"3milyon euro alacaksın."

 

 

 

George:"anlaşıldı nerede öldüreceğim"

 

 

 

Daphne:"komutumu bekle"

 

 

 

Henry:"Emily herşey hazırmı

 

 

 

Emily:"kamera hazır"

 

 

 

Henry:"Paraları hazırlayın 3 milyon euro koyun çantaya sahte olmasın paralar. George Carterın mağdur olmasını istemeyiz öyle değilmi."

 

 

 

Kiera:"anlaşıldı."

 

 

 

Henry telefonu kapattı ve monitöre yöneldi olay yerindeki kameraları önceden imha etmişlerdi.

 

Sahadaki tek kamera Emily ve parka ait bir kameraydı.

 

 

 

Henry:"Son bir viraj Robert getir onu bize."

 

 

 

Robert son viraja girdi.

 

Biraz ilerledikten sonra artık kameranın menziline girmişti.

 

 

 

Henry:"Daphne çek fişi"

 

 

 

Daphne:"öldür onu hemen!"

 

 

 

George acemice belindeki silahı çıkardı.

 

 

 

George:"Robert dur adamım sanırım midem bulanıyor"

 

 

 

Robert arabayı durdurdu

 

 

 

George silahını çıkartıp "üzgünüm" dedikten sonra 3 el ateş etti.

 

Robertı iki kere göğüsünden bir kerede başından vurarak öldürdü.

 

 

 

Henry:"güzel iş ekip"

 

 

 

Daphne:"Söz verdiğimiz gibi paranı alacaksın 20 dk bekle orada olacağız."

 

 

 

George beklemeye başladı.

 

Emilyde bu anları kamera ile kaydediyor du.

 

 

 

20 dk sonra bir sedan araç köşeye yanaştı. Ve içinden maskeli 3 adam indi ellerinde bir çanta vardı.

 

Çantayı açtılar ve Georgeye uzattılar." söz verdiğimiz gibi 3 milyon euro" dedi içlerinden bir tanesi.

 

 

 

George parayı aldı.

 

 

 

George:"ceset ne olacak?"

 

 

 

Maskeli:"ah omu o bizim işimize yaramaz deyip oradan uzaklaştılar.

 

 

 

George" ah harika zenginim ama artık bir katilim" diye geçirdi içinden.

 

Ceseti acemice sırtlayıp bagaja koydu kapağı kapattı.

 

Elinede bir kirli bez buldu onu aldı ve kan lekelerini silmeye başladı.

 

Bu sırada Emily de kayıttaydı.

 

 

 

Bir süre sonra George arabaya bindi ve oradan uzaklaştı.

 

 

 

Akşam saatleri evine döndü George karısı violete "yarın için hazırlan hayatım buradan gitmeliyiz" dedi.

 

 

 

Violet:"ne? Neler oluyor George?

 

 

 

George:" katilim ben yarın aramaya başlayabilirler çok yüklü para aldım mafyadan.

 

 

 

Violet:"George ne diyorsun sen?

 

Ne mafyası? Neler oluyor tanrı aşkına neler oluyor!?

 

 

 

George:"bilmiyorum tek bildiğim bugün gizemli bir şekilde biri bana ulaştı.

 

Ve Robert seni öldürmek için geliyor dedi. Bana Robertı öldürmem karşılığında 3 milyon euro vereceğini söyledi.

 

 

 

Violet:" Tanrı aşkına George sen ne yaptın! Biri gördümü?

 

 

 

George:"yalnız yaptım kimse yoktu."

 

 

 

Violet:"ne yapacağız şimdi"

 

 

 

George:"ülkeyi belkide şehri terk edeceğiz bilmiyorum."

 

 

 

Violet:"paraların sahte olup olmadığı bellimi?"

 

 

 

George:"Bilmiyorum yarın teyit edeceğim"

 

 

 

Violet:"sen şakamı yapıyorsun? Adamı öldürdün ceset nerde?

 

Paralar sahtemi?

 

Belki biri seni piyon olarak kullandı. Aptalmısın sen!

 

 

 

George tepkisiz kalmıştı Violet çok haklıydı. Ne diyecekti sanki

 

Aferin mi?

 

George" tamam bir şekilde halledeceğim sen sadece hazır ol" dedi ve konuşmayı bitirdi.

 

 

 

Henry eve gelmişti o sırada Kiera

 

"Holdingde işler nasıl?" diye sordu.

 

 

 

Henry:"klasik iş güç işte çizim yaptım"

 

 

 

Kiera:"yemek yokmuş evde ne yapalım?"

 

 

 

Henry:"Dışarıdan söyleyelim?"

 

 

 

Kiera:"çok iyi olur bu saatte uğraşmak istemiyorum"

 

 

 

Henry:"Tamam söylüyorum ben yemek uğraşma"

 

 

 

Kiera:"pizza yiyelimmi?"

 

 

 

Henry:"olur"

 

 

 

Henry telefonu aldı ve saate baktı 21.00 dı yemek siparişini verip Emilyi aradı.

 

 

 

Henry:"Emily haberi yayınlama vakti"

 

 

 

Emily:"Tamamdır birkaç dakikaya hallediyorum."

 

 

 

Henry:" komutlarıma uyarsanız birşey olmayacak size merak etmeyin." dedi ve telefonu kapattı. Sigarasını yaktı ve manzaraya karşı derin bir nefes çekti.

 

Osırada Kiera geldi.

 

 

 

Kiera:"kafanda ne var abi? Sen tutupta 3 milyon euro yu hayatını mahveden pardon hayatımızı mahveden bir insana vermezsin kafayımı yedin."

 

 

 

Henry:"planımın bir parçası"

 

 

 

Kiera:"ya kaçarsa?"

 

 

 

Henry:"sence ben onu kaçırırmıyım?"

 

 

 

Kiera:"Hectora yaptıkların gibi birşey beklerdim o an kendini kaybetmiş gibiydin."

 

 

 

Henry:"Benim hayatımı çaldıklarında kaybettim zaten ben kendimi Kiera.

 

Ama içimde bir yerlerde yaşıyorum henüz tam olarak kaybolmadım merak etme."

 

 

 

Kiera:"Bana bir şey-"

 

 

 

Henry:"sana birşey olursa sana birşey yaparlarsa azaplarını cehenneme bırakmam kardeşim"

 

 

 

Kapı çalar Kiera kapıyı açar ve siparişi alır.

 

 

 

Kiera:"Pizzalarda geldi!"

 

 

 

Henry:"sonunda"

 

 

 

Afiyetle pizzalarını yediler.

 

Ardından Henry'nin telefonu çaldı.

 

 

 

Kiera:"Abi Klea kim!?"

 

 

 

Henry salondan "eski sevgilim neden sordun?"

 

 

 

Kiera:"arıyor"

 

 

 

Henry:"arıyormu? Ver bakalım telefonu."

 

 

 

Henry telefonu aldı ve açtı.

 

 

 

Henry:"Klea?"

 

 

 

Klea:"uzun zaman oldu unutmuşsundur sanıyordum"

 

 

 

Henry:"senimi unutacağım? Saçmalama"

 

 

 

Klea:"seni yarı yolda bıraktım."

 

 

 

Henry:"isteyerek yapmadın amcan yüzünden oldu."

 

 

 

Klea:"eski defterleri açma şimdi tebrik etmek için aradım."

 

 

 

Henry:"neyi kutluyoruz?"

 

 

 

Klea:"Haberlerde gördüm Federal Capital den George Carter Robertı öldürmüş."

 

 

 

Henry:"Ben birşey yapmadım"

 

 

 

Klea:"elbette yapmadın. Çünkü yaptırdın Robertı öldürttün karşılığında para verdin."

 

 

 

Henry:"Klea?"

 

 

 

Klea:"merak etme sırrını saklayacağım tıpkı seni halen sevdiğimi sakladığım gibi"

 

 

 

Henry:"Teşekkür ederim"

 

 

 

Klea:"niçin?"

 

 

 

Henry:"Herşey için"

 

 

 

Klea göz yaşlarını silerek.

 

 

 

Klea:"Filmi sevdim bakalım sonu nasıl bitecek. Güzel senaryo yazmışsın. Peki aşıklar kavuşabiliyormu?"

 

 

 

Henry:"Kavuşacaklar"

 

 

 

Klea:"kapatmam gerekiyor." dedikten sonra telefonu kapattı ve ağlamaya başladı.

 

 

 

Henry ise telefon kapanmıştı ancak içinde bir yerde halen telefon kapanmamış gibi konuşuyordu âdeta uzun süre daldı.

 

Kiera konuşmalarını duydu ve yanına gitti abisinin

 

 

 

Kiera:" abi? "

 

 

 

Henry:" iyiyim"

 

 

 

Kiera:"sana iyimisin diye sormadım'ki ayrıca iyide görünmüyorsun"

 

 

 

Henry:"sonra konuşalımmı?"

 

 

 

Kiera:"peki bir sorum olacak ama o kimdi?

 

Lise aşkın felan mı?

 

 

 

Henry:"herşeyi ona borçluyum ben"

 

 

 

Kiera:"eski sevgilim demiştin"

 

 

 

Henry:"kendimi avuttuğum aptalca bir söz"

 

 

 

Kiera:"peki. Haberler yayılmaya başladı."

 

 

 

Henry:"emily ve haber ekibi yapışsın o eve george çıkmayacak evden."

 

 

 

Kiera:"adam polislerin elinemi düşsün?"

 

 

 

Henry:"evet"

 

 

 

Kiera:"hesabı senin keseceğini düşünmüştüm."

 

 

 

Henry:"ben keseceğim zaten." dedi ve salona doğru yürümeye başladı.

 

 

 

Emily ve Nathan konuşmaya başladı.

 

 

 

Emily:"sence haberleri izledimi?

 

 

 

Nathan:"Henry mi?

 

 

 

Emily:" George "

 

 

 

Nathan:"izlemiştir izlememesi mümkün değil. Güzel haber yaptık gerçekten çok fazla para kazanacağız."

 

 

 

Nathan gülerek "Ünlü Federal Capital başkanı adam öldürdü."

 

 

 

Emily:"Henry eğer polisler sizi alırsa orada gezdiğinizi vb. Söyleyin dedi."

 

 

 

Nathan:"piknik yapıyorduk diyebiliriz? Sesleri duyduk ve çekime başladık"

 

 

 

Emily:"Harika bir plan"

 

 

 

Nathan:"biz burada ne yapıyoruz george nşn evinin önünde."

 

 

 

Emily:"sokaktakileri kışkırtmak için geldik az sonra dışarı çıkacağız." diye yanıt verdi.

 

 

 

Yaklaşık 30 dk sonra evde hareketlilikler olmaya başladı.

 

 

 

Emily:"Şşt Nathan uyan sanırım George kaçmayı düşünüyor."

 

 

 

Nathan:"Polisler"

 

 

 

Polisler Georgenin evinin etrafını sardı.

 

 

 

Liam(Başkomiser) :"Geoege Carter etrafınız sarıldı teslim olun.

 

 

 

George:" Lanet olsun"

 

 

 

Violet:"polisler geldi ne yapacağız"

 

 

 

Emily:"Tam sırası Nathan kalk haber yapmaya gidiyoruz"

 

 

 

İkili arabadan ayrılır ve koşar adımlarla polislerin olduğu yerde habere başlarlar.

 

 

 

George kapıyı açmak zorunda kalır. Kapıyı açar ve Liamla konuşmaya başlar.

 

 

 

Liam:"bizimle geliyorsun."

 

 

 

George:"ben birşey yapmadım!"

 

 

 

Liam:"bunları emniyette söylersin" dedi ve georgeye kelepçeyi taktı evin önü kalabalıktı Vertex Network den başka haber kanalları Sokaktaki insanlar felan herkes Georgeyi linçliyordu.

 

 

 

Kiera:"anlaşılan gece uzun abi halen uyumamışsın"

 

 

 

Henry:"evet gece uzun sürecek Georgeyi paketleyeceğiz."

 

 

 

Kiera:"ne yapacağız?"

 

 

 

Henry:"George göt korkusuna herşeyi söyleyecek ama ifadesinde hep bir şeyler eksik olduğu için suçlu durumuna düşecek itibarını kaybedecek."

 

 

 

Kiera:"sonra?"

 

 

 

Henry:"yolda konuşuruz adamları topla hangara geçiyoruz."

 

 

 

George yi emniyete getirmişlerdi.

 

 

 

Liam:"Robertı neden öldürdün para içinmi?"

 

 

 

George:"B-ben öldürmedim. Onlar söyledi."

 

 

 

Liam:"Onlar kim? Kim için çalışıyorsun"

 

 

 

George:"bilmiyorum bir ses vardı. Odama paket koymuşlardı"

 

 

 

Liam:"ses mi vardı? Ne paketi? Uyuşturucu felan mı?"

 

 

 

George:"hayır şaka paketi kurulu oyuncak olanlardan"

 

 

 

Liam:"sen benle dalgamı geçiyorsun!"

 

 

 

George:"doğruyu söylüyorum"

 

 

 

Liam:"baştan başla. Kim onlar?"

 

 

 

George:"bilmiyorum"

 

 

 

Liam sinirlenmişti zaten gece olduğu içinde "bu saatte nelerle uğraşıyorum" diye geçirdi içinden.

 

Sonra şöyle bir çekildi. Müdürünün yanına gitti ve "bundan birşey çıkmaz efendim ne yapalım kasten öldürme söz konusu"

 

 

 

Müdür(Steve) :"Şimdilik cezaevine göndereceğiz savcılığa bildireceğiz mahkeme kararı ile verilir cezası"

 

 

 

Liam:"anlaşıldı efendim"

 

 

 

Liam Georgeyi kelepçeledi ve ekibine teslim etti.

 

 

 

Henry:"Emily sahadaki tek adamlarım sizlersiniz neler oluyor orada?"

 

 

 

Emily:"Belli değil şuanda Nezarethane ye mi alırlar yoksa cezaevine mi onu bekliyoruz.

 

 

 

Henry:" Tamam anlaşıldı"

 

 

 

Henry telefonu kapattı arabadaydı hangara gidiyorlardı Kiera ile birlikte

 

 

 

Kiera:" Plan nedir? "

 

 

 

Henry:" Şuanda belli değil"

 

 

 

Hızla sürüyordu arabayı yaklaşık 25 dk sonra nihayet hangara geldiler.

 

 

 

Henry:"Hazırmısınız ekip"

 

 

 

Daphne:"kimi alıyoruz?"

 

 

 

Fred:"Georgeyi mi alacağız?"

 

 

 

Henry:"Aynen öyle Emilyden haber bekliyoruz Cezaevine sevk ederlerse yolda pusuya düşüreceğiz. Polise mermi sıkmayacaksınız. Eğer ateş ederlerse öldürün. Biri kimliğinizi görürse öldürün.

 

George bana canlı lazım onu öldürmeyeceğiz."

 

 

 

Henry sözünü tamamladı silahları hazırladı.

 

 

 

Klea o sırada haberleri izliyordu gece yarısıydı ve Babasının ölümünden sonra amcasının evinde kalıyordu.

 

Ev saray gibiydi görkemli avizeler altın görünümlü döşemelerle kraliyet saraylarını anımsatan bir görüntüsü vardı.

 

Merakla haberleri izliyordu.

 

Çünkü kimse bilmesede herşeyi o biliyordu. Henry yi tanıyordu.

 

O bir oyun kurar birşey yapar ama o adamı polislerin elinden çekip alırdı.

 

O George onun hayatını elinden çalmıştı. Masum insanların maaşlarını bonus larını vermemiş hepsinin üzerlerine konmuştu. Klea ya bunları Henry anlatmıştı.

 

Koridordan bir ses geldi.

 

Klea hemen başını yastığın altına sakladı.

 

 

 

Richard:"uyumadınmı sen halen kızım"

 

 

 

Klea numara yaparcasına "senin sesine uyandım amca."

 

 

 

Richard:"güzel şaka ama inanmıyorum"

 

 

 

Klea yakalandığını anladı.

 

"Televizyon izliyordum." diye yanıtladı.

 

 

 

Richard:"tamam ohalde ama fazla uykusuz kalma yarın yemeği dışarıda yiyeceğiz uyuklama sonra."

 

 

 

Klea:" tamam merak etme". Diye yanıt verdi. Richard odadan çıktı.

 

Klea "acaba Henryi arasammı" diye geçiriyordu içinden.

 

Sonra "ah saçmalama Klea o şuan operasyon planlıyordur" diye düşündü.

 

Haberleri izlemeye devam etti.

 

 

 

Emily Henryi aradı.

 

 

 

Henry:"sonuç nedir?"

 

 

 

Emily:"sorduk soruşturduk cezaevinde bekleteceklermiş"

 

 

 

Henry:"Güzel sonunda şu George ile tanışabileceğim demek." dedi ve telefonu kapattı.

 

 

 

Henry:"Çıkıyoruz ekip Sıkana sıkın. Yüzünüzü görene sıkın. Drone lu kamera varsa havada imha edin." diyip son konuşmayıda tamamladı.

 

Arabaya bindiler ve dışarı çıktılar yaklaşık 40 dk 1 saat gibi bir süreyle nihayet pusu kuracakları yere geldiler.

 

 

 

Henry:"unutmayınki bizi tek araç değil 2 3 araç ta bekliyor olabilir bunların kaçar kişi kaç araba olduğu bilgisini öğreneceğiz."

 

Yaklaşık 20 30 kişi gibi bir sayıyla gelmişti Henry pusuya Georgeyi almak istiyordu.

 

 

 

Birsüre sonra yolda 2 araç göründü bir polis aracı ve cezaevi aracı yaklaşıyordu.

 

 

 

Henry:" connor lastikleri indir dediğim zaman hallet şu işi."

 

 

 

Connor:" anlaşıldı efendim"

 

 

 

Henry içinden "biraz daha biraz daha" diyor doğru anı kolluyordu.

 

 

 

Henry:"Şimdi Connor"

 

 

 

Connor ateş etti ve lastikleri vurdu. İki arabanında lastikleri inmişti.

 

Polisler hemen siper aldı. Araçların kapısını kalkan olarak kullanıyorlardı.

 

 

 

Henry:"David sis bombaları"

 

 

 

David sis bombalarını attı polisler iyice artık köşeye sıkışmıştı. Şimdi ne olacaktı?.

 

 

 

Henry:"Drone lar sizi göremez değerli Polis arkadaşlar Burada sinyal bozucu mevcut Benim sizinle bir derdim yok. Adamı bize verin işimize bakalım yoksa 5 para etmez biri için bok yoluna gideceksiniz.

 

 

 

Polisler sesin geldiği noktaya doğru ateş açtı.

 

Henry son bir uyarı daha yaptı.

 

 

 

Henry:"Karınız çocuklarınız böyle şerefsizleri koruma uğruna ölmenizi istemezler. Hepinizin bir geleceği vardır. Hayali vardır.

 

 

 

Polislerden birtanesi Henry nin sözünü böldü.

 

 

 

Polis(Michael):" Senin hayallerin yokmu? Hayatın?

 

 

 

Henry:"Benim Hayalim işte bu an. Hayatımı Kaybedeli uzun zaman oluyor."

 

 

 

Michael:"Bilmece gibi konuşma cesaretlisin madem çıkta yüzünü görelim"

 

 

 

Henry:"bana meydanmı okuyorsun? Sizin bildiğiniz tiplere benzemem ben zaman kazanmaya çalıştığınızı bilmiyorummu sanıyorsun aptal!. Buraya destek ekip istediğinizi tahmin edebiliyorum."

 

 

 

Michael ne yapacağını bilmiyordu.

 

Karşısında kim vardı böyle destek ekip istemişlerdi fakat sinyal bozucu yüzünden cihazlar aktif değildi.

 

 

 

Michael:" Adamı vermezsek? "

 

 

 

Henry:" Öleceksin!"

 

 

 

Michael:" Verirsemde vatan haini sayılırım"

 

 

 

Henry:"Adalet olmayan Şikenin, paranın, torpilin konuştuğu bu pislik dünyada 5 para etmez orospuyu kurtarmak uğruna ölmenden iyidir."

 

 

 

Michael:"Çok sıkıldım Karşıma çık orospu çocuğu!"

 

 

 

Henry çok sinirlenmişti geçmişte yaşadığı acılar kafasında çalıyordu sanki.

 

 

 

Henry:" Geliyorum bakalım seni gerçekten sıkıştırdığımda ne yapacaksın? "

 

 

 

Henry eline silahını aldı.

 

"Teslim olmayan herkesi öldürün" dedi.

 

 

 

Ormandan çapraz ateşler başladı. Henry "O orospuyu canlı istiyorum canını biraz sıkıcam onun" dedi.

 

Polisler köşeye sıkışmıştı.

 

Ve hepsi direniyordu Fakat Henrynin gözü dönmüştü.

 

20 25 dk da herşeyi bitirmişti.

 

Herkes ölmüştü.

 

Michael ve George hariç

 

 

 

Henry Michael a yumruk attı ve yere düşürdü.

 

 

 

"Eee burdayım hadi indir maskemi? Neden duruyorsun!?"

 

Michael karşılık vermek için silahını aldı. Yerde sürünüyordu Silahını çıkartığı anda Henry diz atıp yere düşürdü silahını.

 

"ne o cesaret diyordun? Silah çıkartmak cesaretmi?" diye sordu Henry.

 

 

 

Henry:"Paketleyin şunları çıkalım şurdan."

 

 

 

Adamlar Michael ve Georgeyi rehin almışlardı geriye kalan herşeyi yakmışlardı. Ortada kanıt içeren hiç birşey yoktu.

 

Arabaya bindiler ve oradan uzaklaştılar.

 

 

 

David:"Henry nereye gidiyoruz."

 

 

 

Henry:"öbür hangara sür" diye yanıtladı.

 

 

 

Richard kapıya vurdu.

 

"Klea uyan sana dün ben nededim?"

 

 

 

Klea:"uyandım!" diye yanıtladı ve üstünü değiştirip aşağı indi.

 

 

 

Dışarıda Richardın oğlu Carlo vardı.

 

Richard "Carloda ingiltereden döndüğüne göre hadi kutlama yapalım!" dedi

 

 

 

Carlo:"nereye gidiyoruz?"

 

 

 

Richard:"Restaurant sphere ye gidelimmi?"

 

 

 

Klea:"olabilir."

 

 

 

Richard:"O halde Sphereye gidiyoruz. Scarlett! Hadi hayatım gençler beklemekten yaşlandı!"

 

 

 

Scarlett:"geliyorum!"

 

 

 

Klea arabaya bindi ve haberlere bakmaya başladı.

 

Richarda o sırada Carlo ile konuşuyordu.

 

 

 

Richard:"Thomas amcan öldüğünü biliyorsun öyle değilmi?"

 

 

 

Carlo:"evet biliyorum"

 

 

 

Richard:"Öldükten sonra bütün mirası Klea ya kaldı onuda biliyorsun öyle değilmi?"

 

 

 

Carlo:"Baba Klea benim çocukluk aşkım ama bana hiçbir zaman kuzenden öte davranmadı"

 

 

 

Richard:"onu sen sağlayacaksın benim gibi rahat yaşamak istiyorsan yap şu işi gerekirse zorla"

 

 

 

Carlo:"tamam"

 

 

 

Scarlett'te arabaya bindi ve onları çağırdı "beklemekten yaşlandım Richard"

 

 

 

Richard:"Geliyorum!"

 

 

 

Richard ve Carloda arabaya bindiler ve sphereye doğru yola çıktılar.

 

 

 

Michael sandelyede baygın duruyordu.

 

 

 

Henry:"uyandırın şunları" diye bağırdı.

 

 

 

Michael uyandı.

 

 

 

Michael:"neredeyim ben?"

 

 

 

Henry:"Sıkıldım demiyormuydun? Eğlenmeye getirdim işte." dedi ve Michaeli çözdü.

 

 

 

Henry:" Beni alt edersen çıkacaksın buradan"

 

 

 

Michael hemen saldırı yaptı ama saldırmasıyla Henrynin dizini yemesi bir oldu.

 

Yere düştü.

 

Henry ellerini sağa sola açarak "Bukadarmısın?" hadi oyna benimle ahbap çok sıkıldım"diyerek dalga geçiyordu.

 

Michael ayağa kalktı sandelyeyi aldı ve öyle saldırdı. Michael sandelyeyi savururken Henry yakalı ve Michaelin tersine doğru itip çevirdi. Bu durum Michael ın sandelyeyi kaybetmesini sağladı.

 

 

 

Henry sandelyeyi aldı ve köşeye attı.

 

 

 

Henry:"Cesaret sizin kitabınızda demek orospuluk olarak yazıyor. Çok yazık." diyerek küçümsedi ve son bir yumrukla Michaelı yere serdi.

 

"kaldırın şunu!" dedi Henry

 

David ve Logan geldi adamı sürüyerek kaldırdılar.

 

 

 

Henry:"buldozerin tekerinin önüne koyun!" diye bağırdı ve silahını çıkartıp Michaelı bacağından vurdu.

 

 

 

Henry:"kaçmanı istemeyiz öyle değilmi?"

 

 

 

Michael:"N-neyin peşindesin?"

 

 

 

Henry:"Kaybettiğim hayatımın peşindeyim"

 

 

 

Michael:"bana ne yapacaksın"

 

 

 

Henry:"gerçekten sıkıştıracağım" sıkılmamışmıydın?

 

Tamam peki bir küfür yüzünden seni buldozerin altında ezmeyeceğim ama bir şartım var"

 

 

 

Michael:"nedir?"

 

 

 

Henry:"özür dileyecesin sana bir silah vereceğim tek mermi onu kafana sıkacaksın."

 

 

 

Michael:"Kabul ediyorum. Özür dilerim Her kimsen gerçekten küfür etmemeliydim çok özür dilerim

 

 

 

Henry:" Silahı getirin! "

 

 

 

Kiera silahı verir. Henry içini kontrol eder ve silahı Michaele uzatır.

 

Michael silahı alır. Kafasına doğru tutar aniden silahı Henry nin kafasına nişan alıp tetiğe basar. "Çıt" "çıt" silahın boş olduğunu anladığında pişman olur.

 

 

 

Henry:"Bana bi bak bakalım sence ben bir polisin eline silah verip" dolu" kendi kafasına sıkmasını beklermiyim?

 

Sıkılacak bir mermi varsa ben sıkarım" der ve güler.

 

 

 

Michael için artık çok geçtir.

 

 

 

Henry:"David buldozeri çalıştır!"

 

 

 

David buldozeri çalıştırır.

 

Michaelı iple yere sabitlerler.

 

Ve adamın ayağından ezmeye başlar.

 

 

 

Michael:"S-sen ne yapıyorsun!!"

 

 

 

Henry Michaelın önüne çöküp sigarasını yakar ve bir nefes çeker.

 

Michael:"Pişmanım Nolur öldür beni!"

 

 

 

Henry:"Al bakalım şu silahı sık kafana!"

 

 

 

Michael silahı alır ve bukez hemen kafasına sıkar ve öldürür kendini.

 

 

 

Henry:"İşte çaresizlik böyle birşey. Öyle değilmi George Carter?"

 

 

 

George:"s-sen ne tür bir manyaksın"

 

 

 

Henry:"Manyak değilim o benim yüzümü gördüğü için öldü.

 

Ama sen benden daha manyaksın George senle yarışamam"

 

 

 

George:"nedemek istiyorsun."

 

 

 

Henry:"Ayağa kaldırın şunu ellerini çözün. Der ve sigarasını yere atar."

 

 

 

George:"Başın büyük belaya girecek!"

 

 

 

Henry:"öylemi? Burdan bakıldığında öyle durmuyor ama. İşte sana fırsat beni alt et ve burdan git"

 

 

 

George:"Benim kim olduğumu biliyormusun?"

 

 

 

Henry koşarak bir yumruk atar ve Georgeyi yere düşürür.

 

 

 

Henry:"Sen benim kim olduğumu biliyormusun?

 

 

 

George yerden kalkmaya çalışır.

 

Osırada Henry adamı bir köpeği tutarcasına ensesinden tutup kaldırır ve sandelyeye doğru sürümeye başlar.

 

 

 

Henry:" Nasıl içiniz rahat ediyor? Bunu bana bi özetlesene.

 

Nasıl bukadar rahat olabiliyorsunuz?" diye sorar ve adamı oturtur.

 

 

 

George:"ne diyorsun sen?" diye sorar halsizbir şekilde.

 

 

 

Henry:"dur daha muhabbete gelmedik tanışıyorduk öyle değilmi? Ben senin gözünün önünde turnuvalara çıktım lan!

 

Tenis, satranç, karate, boks,

 

Kaybettiğimde yanımda babam vardı beni teselli ederdi.

 

Sen benden kaybettiğimde yanına gidip ağladığım omuzlarına kafamı gömdüğüm babamı aldın lan benden.

 

Sen onu ne olduğu belirsiz suçlamalarla bizden uzağa sürgün ettin ve bunu belgelerde değişik gösterdin. Taşınmış gibi öyle değilmi George?

 

Bana bak bana sen bu sağ elimi duvara vurma sebebim oldun.

 

Yaşıtlarım araba kullanmayı öğrenirken bilirken lisede ben zorbalandım sen benim zorbalanma nedenim oldun.

 

Sen benim ailemi mahvettin! Orospu çocuğu sikerim senin adaletinide seni büyütenide sen bir israfsın bu dünyada senin gibilerde israf.

 

İşçilerinin maaşını kestin kendin yedin alacakları bonusların üstünede sen kondun öyle değilmi! "

 

Sen bir israfsın."kadın siktirmeyle erkek silmeyle baba olamaz. Yetiştireceksin yetiştiremezsen senin gibileri gelir senin gibi denekler meydana gelir." sende siktirme sonucu çıkmış bir döl israfısın" ülkenin verdiği paranın üstüne kondun.itiraf et!

 

 

 

George:"Pişmanım!"

 

 

 

Henry:"Siktir lan ordan pişman felan olmazsınız siz başkanlar diyor bu işçiler bonus alacak ikramiye alacak pat kesin siktiğimin maaşını neden? Georgenin keyfi öyle istiyor öylemi?" diye bağırıp adamın sağ kolunu kırar.

 

George "yapma!" diye bağırır.

 

Ama Henry durmak bilmez.

 

 

 

Henry :"Bakalım Empati kurabilecekmiyiz? Aileni kazıkların üstüne düşmekten kurtara bilecekmisin tıpkı benim mahvolan aileme o küçücük kollarımla benim 2 katım olan odunları kışın 8 kat merdivenden taşımam gibi kurtar bakalım" dedi ve paketleri getirin diye bağırdı.

 

 

 

David 2 kişi getirmişti yukarıdaki demir merdivenin orada duruyorlardı.

 

 

 

George:"Yapma onların bir suçu yok!"

 

Diye feryatlar ediyordu. Ama Nafile Henry bir sigara daha yaktı ve eliyle gönder komıtunu verdi davide.

 

 

 

Başında çuval olan 2 kişi hızla kazıklara doğru düşüyorlardı.

 

 

 

George:"Hayır!!"

 

Diye bağırdı ve düşen adamları kontrol etti çuvalları çıkarttı ve gerçek yüzlerini gördü.

 

 

 

Henry:"Benimde ailemin suçu yoktu fakat bu şekilde düşüşümüzü izledim çaresizce

 

Fakat kazığa oturması gereken ailen değil seni yetiştiremeyen kazığa oturtulmalı"

 

 

 

George derin bir oh çekti biran oğlu ve eşini kazığa saplandıklarını zannetti.

 

 

 

George:"peki bu adamlar kim? "

 

 

 

Henry:" çocuk istismarcıları" diye yanıtladı.

 

George korkmuştu ve acıyla inliyordu sağ kolu kırıktı ve temiz bir dayak yemişti.

 

Şimdi Henry ona ne yapacaktı?

 

 

 

Henry George nin üstüne birkez daha yürüdü.

 

Nasıl girdin o kadar insanın hakkına?

 

Hangi elinle vermedin para larını?

 

Kaç yıl kondun paraların üstüne. Diyerek onu yukarıdaki merdivene çıkartıyordu.

 

Henry George'yi tuttu.

 

 

 

Henry:"Dünyadaki en büyük utanç kaynağısın israftan ibaretsin. Dedi ve son bir yumruk attı ve Georgeyi de öldürdü kazıklara atarak.

 

 

 

Henry:" Gidiyoruz hangarı yakın dedi ve oradan ayrıldı.

 

 

 

Klea da sphere den çıkmıştı gün boyu alışveriş merkezlerinde gezmiş eve dönüyorlardı.

 

Carloda Klea nın telefonda neye baktığını görmek istiyordu.

 

Klea haberleri açtı Cezaevi aracı yakılmıştı.

 

 

 

Carlo:"Ah neden haberlere bakıyorsun?

 

 

 

Klea:" Merak ediyorum kuzen"

 

 

 

Kuzen demesi Carlonun hoşuna gitmemişti.

 

 

 

James:"Gelen fotoğraf ve olan olaylar konusunda tıkanıp kalmıştı. Babasının öldürülmüş fotoğrafı vardı.

 

Ardından en yakın dostunu George Carter öldürmüştü.

 

Neler oluyordu böyle? diye düşündü.

 

Ve bir dedektif tuttu Dedektif Roy.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%