@kis.gelmeli
|
Hopp toplanın, yeni kurgu, yeni ben — yani migrenli ben. Genç yaşımda migrenim varmış, şimdi de alay konusu oldum. Herkese lazım böyle arkadaşlar...
Neyse, uyarımı yapayım, bu hikaye komedi karışık bir şeyler olacak.
Ehe, bir de Ata, Atalay, Ataman isimlerine zaafım mı var derseniz, yok. Hep denk geliyor, hep ama şimdi Eflal ismine İsmail gider mi? Tık tık. -_:"°
"EFLAL!" dedi babası, Eflal’ın düşüncelerinden söküp aldı. Eflal hızla elindeki tepsiyi yerine koydu, babasının yanına gitti. "He baba," dedi, sesi cılız çıkmıştı. "Eflal," dedi kahkaha atarak adam, "Git bana çay koy Eflal." Eflal hızla kafasını salladı. Kapının tam önünde, kanını donduracak sözleri sarf etti. "Şanslısın, yağlı kapıya gidiyorsun," dedi.
Eflal’in göz kapakları titredi, Eflal yavaş adımlarla mutfağa ilerledi. Elindeki bardağı düşürdü, kırılan parçaları toplamak için çömeldi. Kırılan parçaları bir araya toplarken gözyaşlarının aktığını hiç hissetmedi ama Eflal bir şeyden emindi: Bu gece kaçacaktı.
Eflal turuncu saçlarını toplayıp eline küçük bir çanta aldı. Babası televizyonun karşısında uyuya kalmıştı. Eflal, mutfağa girip yavaşça balkon kapısını açtı. Birkaç adım attı. Yükseklik onu korkutsa da "Ya burada parçalanacaksın ya da o adamın elinde," diye düşündü. Eflal bir bacağını balkondan bıraktı ve hafif bir kol yaralanmasıyla evden çıkmıştı.
Dakikalardır yürüdüğü yolda neredeyse şehre ulaşmıştı. Görünmemek için ormanların arasından geçmekteydi.
Pel, perişan şehre ulaşmıştı ama gözleri "Ben başardım" diyordu adeta. Hayranlıkla baktı etrafına; yoldan geçen insanlar çiftler, yaşama umudu katıyordu. Derin bir nefes aldı.
Son kez etrafına baktı, baktığı yerde gözleri dona kaldı. Eflal geri geri adımladı. Şimdi olamazdı, hayali vardı. Eflal arkasına döndü ve hiç bilmediği İstanbul sokaklarında koşmaya başladı. Babası onu takip ediyordu. Eflal çıkmaz sokağa girmişti. Telaşla gözleri çıkacak bir yol aradı ama artık çok geçti, babasının adamları onu bulmuştu. Onlar kıza yaklaşmaya başladıkça, kız geri geri kaçıyordu. Adamlar Eflal’ın arkasına baktı, yutkundular ve geri geri gitmeye başladılar. Eflal anlamadı ama onun işine yarardı. Tam gidecekken, Eflal’in elini biri tuttu. Eflal hızla tutan kişiye baktı.
"Merhaba," dedi adam, karşısındaki kadına.
Eflal hızla elini çekti. Konuşmak için dudaklarını ıslattı. Adamın bakışları dudaklarına kaydı.
"Gidebilir miyim?" dedi Eflal. Bakışları tekrar gözlerine kaydı. "Hm," dedi sorgularcasına.
Eflal derin bir nefes aldı. "Teşekkür ederim, gidebilir miyim?" dedi.
"Hayır," dedi adam. Eflal kaşlarını çattı ama adamı dinlemeyecekti. Gitmek için hamle yaptığında, adam onu bileğinden tutup kolları arasına almıştı. "İzin vermedim," dedi adam. Eflal gözlerinin içine baktı, adamın ne düşündüğünü anlamaya çalışıyordu fakat beceremedi. Kollarından kurtulmak için debelenmeye başladı. Adam ise her kaçmaya çalıştığında daha da sıkı sarılıyordu.
Eflal yorulduğunda pes etmişti. "Ne istiyorsun peki?" dedi. Adam yüzünde bir gururla, "Seni," dedi. Eflal, az önce çıkmaya çalıştığı kollardan kurtuldu, elini havaya kaldırıp sinirle vurdu adama. Adam ise şaşkın şaşkın bakıyordu. "Ne yapıyorsun be?" dedi Eflal sinirle. "Köyden gelmiş olabilirim ama kimin ne niyette olduğunu anlayabilecek yaştayım, beyfendi!" dedi.
Tam Eflal bir şey diyecekken, arkadan bir kadın sesi geldi. "Atalay, bu kaçıncı lan, sal lan!" Eflal arkasına dönünce, üç tane ona doğru yaklaşan kız gördü. Aralarından en kısa boylusu, "Atalay, gay olmalısın, olmuyor," dedi. Eflal ise hem kıza hem de isminin Atalay olduğunu öğrenen kişiye bakıp bakıp kahkaha atar. Aralarından en olgun abla gibi görünen ise, "Tamam, üzmeyelim küçük enişteyi," dedi. Eflal artık kendini tutmaya çalıştı. Atalay derin bir nefes alır. "Yanlız, KARDEŞLERİM, en büyüğünüz benim," der. Üçü de bu dediğine kaşlarını çattı, hatta Eflal bile.
Atalay suçlu bir şekilde elini kaldırır. "Tamam, ne kadar büyük olursan ol, dört kızla baş edemezsin Atalay. Ben gideyim," der. Kehribar rengi gözleri Eflal’e takılır. Bir gözünü kırpıp uzaklaşır.
|~•'•| Fark ettiniz mi bilmem ama bu hikayedeki Atalay karakteri, karaktersiz, yavşak değil mi? Ay, değil tabii, hikaye yazıyoruz şurada, Merve, kendiğe gel!
Bir şarkıyıda bu hikayeye bırakıyorum, efenim. Hadi, hadi, baybay baybay! (Biliyorum ayrılamıyoruz 🤧) Bölümler kısa olacaktır(ÇÜNKU BENİM İNANILMAZ BİR ZEKAM VAR VE FİKRİM VAR) |
0% |