@kis.gelmeli
|
Bugün 12de bölüm gelmesi gerekiyordu fakat burdan sonra dahada uzadığı için 2 bölümden 1 düşürüyorum buarada yazım hatalarını düzeltmyi unutmuşum chatgbt sağolsun halletti eheh ---
Siz: Üzgünüm, işim çıktı, gelemiyorum.
Lavanta: Ha, ben de zaten evden çıkmamıştım.
Yalan çıkmış, yarım saat kadar oturdu. Kafenin kapısını aralayıp içeri girdim ve onun oturduğu masaya doğru ilerledim.
"Geleceğini düşünmemiştim," dedi.
"Ben de senin geleceğini düşünmemiştim."
Güldü, "Çaya ziyan mı olsaydı?" fısıldayarak "Çay 15 lira," dedi.
"Özür dilerim," geldiğimden beri masada oyalanan gözlerini gözlerime çevirdi, gülümsedi. "Sorun yok," dedi.
Sorun vardı, sesinden belli oluyordu.
"Eğer sorun olmazsa benimle bir yere gelir misin?" dedim. Kafa salladı, elimi ona uzattım.
Elimi tuttuğunda parmakları hafifçe titriyordu. Bir an duraksadı, sonra yavaşça yerinden kalktı. Kafeden çıkarken sessizlik peşimizi bırakmadı; sanki her adımımızda daha da büyüyordu. Asena’nın yanımda olmasına rağmen, aramızdaki uzaklığı hissedebiliyordum.
Dışarıda hava serinlemişti. Sokak lambalarının loş ışığında yürümeye başladık. Nereye gideceğimizi söylememiştim ama o da sormadı. Sanki sessizlikle bir anlaşma yapmış gibiydik.
"Beni nereye götürüyorsun?" diye sordu bir süre sonra, sesi tedirgin ama meraklıydı.
"Birazdan göreceksin," dedim. Adımlarımı hızlandırdım, o da bana ayak uydurdu.
Sonunda küçük bir parkın girişine geldik. Ağaçların arasında neredeyse görünmeyen eski bir bank vardı. Oturduk. Hava soğuktu ama o anın bir anlamı vardı; belki de söylenmeyenlerin gücü.
"Buraya niye geldik?" dedi hafifçe üşüyerek.
"Burası benim çocukluğumun geçtiği yer," dedim, derin bir nefes alarak. "O zamanlar tabii daha canlıydı buralar."
Gülümsedi. "Eminim çok güzel ve canlıdır; hangi park çocuklar olmadan canlı kalabilir ki?" dedi.
Kafamı ona çevirdim. Gökyüzünü izliyordu; bir süre sonra baktığımı fark edip bana çevirdi bakışlarını. "Yüzümde bir şey mi var?" dedi, eliyle yüzüne dokundu.
"Hayır," dedim. Duraksadı. "Aslında sana bir şey anlatmak istiyorum, Asena." Kafa salladı. "Bugün geç gelmek zorunda kaldım. Benim bir kardeşim var; görsen o kadar tatlı ki..." derin bir nefes aldı. "Ama geçtiğimiz günlerde bir hastalığa yakalandı. Onu kaybetmekten korkuyorum," gözleri dolmaya başladı. "Kardeşim hakkında en ufak bir şey kötüye gitse deli oluyorum ve istemeden geçtiğimiz günlerde sevdiğim birinin kalbini kırdım."
The end. ŞAKQ --- Bir sütlü bir sade hadi bana müsade
|
0% |