@kitap.askim
|
Artık sevgiyi, güveni diğer iyi duyguları annem ve babam dışındaki herkes için silmiştim. Önceden içimde herşeyin iyi olacağına dair amansız bir umut vardı. Yıllar geçtikçe bu umudum bir mum misali eriyip bitiyordu. Ve bugün son titrek ışıklarını saçıp sönmüştü. Artık yaşamak için bir sebebim yoktu. Hatta ölümün gelip beni bulması için herşeyi yapardım. Ben artık yaşamak istemiyordum. Hatta annem babam ve Poyraz ile Cenk olmasa intiharı bile düşünürdüm.
Ama şunu çok iyi kavramıştım. Sevgi ve mutluluk duyguları bana haramdı.
Polat beni binaya sokup bir sandalyeye bağlamıştı. En değerlisine dokunmam zoruna gitmiş olmalıydı. Çokta tındı.
Yanağıma inen sert tokat artık acı vermiyordu. O kadar fazla vurmuştu ki adeta hissizleşmişti. Mert ise bu anı keyifle izlemişti. Durumuma ağlayamıyodum bile. İhanetin verdiği acı öyle fazlaydıki gözyaşlarımı akıtamıyordum bile.
-Senin yüzünden kızımdan oldum. Kabul, iyi yerden vurdun. Ama bunun bedelini ödeyeceksin. Sevgili kızım biliyormusun. Elimde o gününün görüntüleri var. Hıhı evet doğru duydun. Hani şu senin katil olduğun gece. Bende dedimki bunu kesin izleriz. Üzgünüm mısırım yok ama beraber izleriz dimi?
Hayır hayır hayır, bu olmazdı. Bunu kaldıramazdım. Annemin çığlıklarını yeniden duyamazdım. Yerdeki annemin kanlarını tekrar göremezdim. O ana geri dönemezdim! Kurtulmak oldukça zorken kendimi birdaha o bataklıkta bulamazdım!! O sesleri zar zor bastırırken birdaha olmazdı.
Dehşet içinde ona bakarken o ise sırıtıyordu ve elindeki telefondan birşey ile uğraşıyordu.
-Yadaaaa sevgili abilerin, pardon sana karşı sevgisiz abilerin ve kardeşlerinden biri seninle yer değiştirmeyi kabul eder ve seni serbest bırakırım. Bence kabul etmezler ama kabul etmelerini isterim. Sonuçta ne kadar çok kişi o kadar çok eğlence değil mi canım kızım?
-Olmaz! Zaten onlar kabul etmez. Bak bana işkence et ne bileyim kes biç ama bunu yapma. Bunu kaldıramam.
Ağlayarak ona yakarırken o bu halimi keyifle seyrediyordu. Onlar benim için kıllarını kıpırdatmazdı. Ki zaten kabul eden biri olursada sadece video ile kalmazdı. Ona işkence ederdi. Ben bunun vicdan yüküyle yaşayamazdım. O video benim sonumdu. İçimdeki tüm çiçeklerin sarmaşık olup beni boğmaya başladığı günün miladıydı. O videoyu izleyen herkes anlardı benim katil olduğumu. Minik ellerimdeki kanı farkederdi. Kimse bitmemeliydi o geceyi.
İlk önce Muratı aradı. Bende kendimi hazırlıyordum olacaklara. Değersizliğimin kanıtına.
-Selamlar Muratcım. Ben seni minik bir konu için aramıştım. Şimdi inanmazsın falan diye görüntülü aradım. Bak sana kimi göstereceğim. Değersiz kızım ve sevgisiz kardeşin. Huzurlarınızdaaa Elisaa!!
Odada minik bir sessizlik oluşurken Muratın yavaş yavaş hızlanan öfkeli nefeslerini duyabiliyordum. Gördüklerinin yavaş yavaş farkına varıyor olmalıydı.
-Lan soyunu sopunu siktiğim ne işin var lan senin benim kardeşimle!!!?
-Valla orası seni ilgilendirmiyor ama seni ilgilendiren kısımı ben hemen anlatayım. Şimdi bir anlaşma yapacağız, eğer kardeşini kurtarmak istersen benim sana atacağım konuma geleceksin. Ha yok ben işi zora sokar hem bunu kabul etmem hemde sana zorluk çıkarırım dersen o zaman kardeşinle vedalaş, korkarım bu onu son görüşün olacak.
-Bir bok yapazsın orospu çocuğu seni. At lan konumu. Hepinizin belasını sikmeyen siksiz kalsın!!!
Duyduklarım beni şaşırtırken Polatın keyfine keyif katmıştı.
-Peki o zaman kardeşinle vedalaş.
Anlımda hissettiğim namlunun soğuk ucuyla gözlerimi kapatıp kendimi buna hazırlamaya çalıştım. Zaten böyle olacapını biliyordum. En azından videoyu izlemeyecektim.
-Tamam! Tamam lan tamam. At konumu, tek geleceğim. Ben geçeceğim Elisanın yerine!
-Anlaştık. 10 dakikaya orada ol bebek!!
Kahkaha atıp bana bakarken ben Muratın buraya gelmemesi için herşeyi yapardım. Gerekirse o videoyu bile izlerdim. Bunun vicdanıyla ve utancıyla yaşamaktansa o videoyu izleyip sonra kafama sıkıp herkesi kurtarırdım bu yükten.
-Ben izleyeceğim o videoyu tamam mı? Çağırma, gelmesin, oda benim yüzümden zarar görmesin. Bak nolur yapma!?!
-Aa hiç öyle şey olurmu? Bir kere davet ettik abini. Şimdi geri çevirmek olmaz. Hem belki diğerleride gelmek ister onlarada bir soralım değil mi canım?
Gülerek geri telefonuna döndüğünde yerimde tepiniyor ve bunu yapmamasını söylüyordum. Ağladığımdan bahsetmeme bile gerek yoktu. Ama beni dinlemeyip teker teker hepsini aradı. Hepsi beni şaşırtıp kabul etti bunu. Bağırdım. Hayır gelmeyin dedim ama canı çok tatlı olan Yiğit bile dinlemeyip tamam dedi ona. Kendimi yırttım adeta ama beni yine kimse dinlemedi. Oysaki bana iyilik yapayım derken kötülük yapıyorlardı ama farkında değillerdi...
Gerçektende 15 dakika içinde hepsi gelmişti ve karşıma oturtulup bağlanmışlardı. Hepsinin yüzündeki ifade özür diler gibiydi. Bana neden öyle bakıyorlardı? Sanki tedbir alıyormuş gibi, şimdiden özürlerini iletiyorlardı. Bakışlarının, ifadelerinin yansıttığı tek şey buydu.
Polat yanıma gelip omuzuma elini koyduğunda midem bulandı. Eli bile beni iğrendiriyordu. Keyifle sırıtıp ortaya bir sehpa getirtti. Ben her türlü o videoyu izleyecektim aslında değilmi? Sadece benimle oynamış, yine umut verip sonra tam ona sığınacakken onu elimden almıştı. İçimdeki minik ben çığlık çığlığa bağırıyor, yardım istiyordu. Oysaki bilmiyordu. Ona yardım edebilecek kimse yoktu.
Bu sırada odaya Mert girdi. Elindeki iki laptopu sehpaya bıraktı ve birini bana dönük, diğerini onlara dönük bir şekilde yerleştirdi. Gözleri bir an bile bana değmezken ben ihanetin acısını iliklerime kadar hissettim. Hale ile olan anılarımda hep o vardı ve ben ne zaman arkadaşımı hatırlasam hep bu acı yüzüme çarpacaktı. En kötüsüde buydu ya. Ya ilk arkadaşımı unutacaktım, yada bu sert tokatı hep hatırlayacaktım. Hayatımdaki herşey gibi buda zordu...
Videoları hazırlayıp eline fareyi alıp bana sırıtarak bakmaya başlayan Polat benim bu halimden dolayı hazzın dibine vuruyordu. Tam fareye tıklayıp videoyu başlatacakken etrafta yüksek bir ses yankılandı ve odanın kapısı zorlandı. Polat panikle abilere döndüğünde Selim dışında hepsinin şaşkın olduğunu gördüm.
Babama haber vermişti!!
Bunu anlamak beni sevinçten havalara uçuracakken bu sefer yüksek ses daha yakından geldi. İlk önce kulaklarımda eşsiz bir çınlama oldu. Daha sonra bağırışmalar duymaya başladım. Gözlerim yavaş yavaş karşıma döndüğünde bana bakan bir çift mavi göz girdi kadrajıma.
Polat camdan atlayıp kaçarken ben bana gülümseyen Selim'e bakakalmıştım. Ağzından gelen kan çenesine doğru bir yol çizip beyaz gömleğine damladı. Tebessüm etti... Herşeye rağmen tebessüm edip tüm sevgisiyle baktı bana. Öyleki bunu iliklerime kadar hissettim. Boğazımdan kopan çığlığı uzaktan duyuyormuş gibiydim. Daha sonra zar zor dudaklatını oynattı. Sesi duyulmasada ben dudaklarını okudum.
-Özür dilerim canımıniçi.
Daha sonra gözleri kapandı.
Selim bakışlarıyla bile benimle vedalaştı ve gözlerini kapattı.
Duyduğum ses Selim'in göğsünü delen kurşundan gelmişti.
Haykırışım bütün odada yankılandı... 😭
Selamlarrr. Yine bir bölüm sonu. Maalesef ki bu bölüm bir tık kısa oldu ve erken geldi evet ama özel nedenlerden dolayıydı. Bölümleri olabildiğince düzenli atmaya çalışıyorum ama arada böyle sorunlar maalesef ki oluyor. Yinede size özürlerimi iletiyorum. Haftaya görüşmek üzere. Oy ve yorumlarınızı bekliyorumm. Öpüldünüzz💙 |
0% |