@kitap_loji
|
"Eğil" Diye bağırıdım yanımdaki adama yüzünü dahi görmemiştim ve görev içindeydik evet toz toprak çamur demeden savaşıyorduk bu görev bitince babamın şehrindeki görevim için yol alıcaktım silahın mermisini doldurup bir kez daha kalktım ve ateşlemeye başladım kolumda çok az seyrek bir kurşun sıyırıp geçmişti umursamadan devam ediyordum ve ben eğilince tim beni koruyordu onlar eğilince ben kulağımdan tim dekilerden birinin bana seslendiğini duyunca kulaklığımı açtım "İyimisiniz komutanım" Diyordu caner "İyiyim siz? " Dedim ve önümdeki şerefini siktiğiminin tam anınlından vurmuştum "İyiyiz deren komutanım" Dedi ve konuşmamız kesildi Bir kaç kişiyi indirdikten sonra osman arkayı bakamak için o tarafa doğru ilerledi bizde onun arkasından etrafa bakarak ilerliyorduk Osman"temiz" Silahları teker teker aşağı indirinmiştik planım vardı burdan tam tamına baya bir kilometre açıp babamın şehirine kadar yürüyüp sınırları temizlemek istiyordum ve yapıcaktım onca leşi bırakıp babamın olduğu yere koşarak sert adımlarla ilerliyorduk albay izin vermişti bu görevi bitirdikten sonra herşeyi yapabilirsin demişti bende öyle yapıyordum kolumdaki yara kötü oluyormuydu bilmiyordum ama asla durmadan koşmaya başlamıştık ve asla durmadan babamın askeriyesine gelmiş bulunuyorduk.. "Burasımı komutanım" Dedi osman kafamı evet anlamda aşağı yukarı salladım ve tam 300 metredeki yere yürüyerek gittik kolumun acısı kat kat artmıştı ama umursamadım ve üstümdekiler ful kandı yüzüm saçlarım herşeyimiz kan olmuştu Yıldırım timiydik biz acımıza yaramıza rağmen koşar, savaşır, can verirdik kimse durduramaz kimse görmezdi çünkü her renge benzerdik yıldırm timi tam tamına 100 leş alarak Hakkari ye kadar koşmuştuk... Siyah saçlarımdaki kanlar belli oluyormuydu bilmiyordum ama üstümdeki kanlar baya baya belliydi Babam bu hallimi görse ilk gururlanır sonra kanlı yüzüme rağmen anlımdan öperdi ben babam ve vatanım için askerdim vatanımı korumak için burdaydım herşey içindi benim savaşım hem şehit askerlerimize hemde intikam dı ölen askerlerimizin onlar için nefes alıyor onlar için can veriyorduk "Telsiz" Dediğim an baran önündeki çantayla diz çöküp telsizle iletişime geçmemi sağladı Telsizden tam karşımdaki askire ile iletişime geçtim yani babamla.. Ben durduğum gibi timde durmuş nefes nefese kalmış ve bittik bir haldeydik Tesizdeki babamın sesini duyunca sırıtım "Albay mustafa dirpeç" Bende ona tam tamına karşılık verdim "Uzman çavuş komutan deren dirpeç" Dedim Beklemiyordu galiba ama cidden ben olsam bende beklemezdim "Kızım" "Evet benim albayım misafir kabul ediyormusun? " "Elbette herzaman yıldırım timine kapılarımız açık uzman çavuş deren dirpeç" Dedi gülümsedim "Geliyoruz o zaman görüşürüz komutanım" Dedim ve konuşmamız bitti derin bir nefes verdim ve baranın ayaklanmasını bekledim Ayaklanınca hemen yürümeye başladık.. 💂 Askeriye o kadar sessizdi ki mustafa nın canı sıkılıyordu bir kaç gündür yıldırım timinden haber almıyorlardı bütün ülkedeki askeriye merak ediyor konu ordan oraya taşınılıyordu ve mustafa biliyordu ki derenin o timin komutanı olup bir delilik yapıcağını biliyordu ama içinde bir nebze korku vardı dışına vurmazdı asla bu korku onu asla elle vermezdi çünkü kızını kendisi yetiştirmişti ama kızının deliliği tam tamına anasına çekmişti yıldırım timi asla kimseye gözükmezdi bu yüzden telsizler kapatmışlardı ve tam tamına 1 haftadır görevdediler haftanın 3 günün den sonra haber alamıyorlardı ve tam tamına 2 gündür yoklardı nerdelerdi ne yapıyorlardı ortak toplatı yerinde oturuyor ve araştırma yapan askerlerden haber bekliyorlardı kızı uzman çavuş olmuştu onunla o kadar çok gurur duyuyordu ki bu anlatılmazdı bir yere dalmış öylece düşünen mustafa birden askerlerden telsize bağlandıklarını diyince önündeki kablolu telefonu çıkarıp "Albay mustafa dirpeç" Dedi biraz bekledi ve karşıdan ses gelmedi sonra derin bir nefes alma sesi ve verme sesi duydu "Uzman çavuş komutan deren dirpeç" Diye bir ses duydu dünyası durmuştu sanki mustafının biraz bekledi ve konuşmayı yapıp bitirdiler acaba nasıllardı şehit varmıydı kızı nasıldı ve çok kişi geliyoruz anlamda birşey söylemişti direk telefonu çıkardım ve Aziz zi aradı hemen bir geniş oda hazırlamasını ve tam tamına 8 yatak koymasını emretti Aziz bunu duyunca hemen yaptı ve herkes aşağıds yıldırım timi'ni bekliyorlardı karşıya öylece bakıyorlar hiç kimse konuşmuyordu dereni aziz biliyordu bir kaç gündür haberlerden çıkmıyorlardı ve çok konuşulan bir timi yürüdüğünü biliyordu aziz bir kızın asla böyle olucağı aklına dai gelmezdi ama bu baya baya şaşırtıcıydı mustafa komutanına baktı aziz gururla bekliyordu kızını ve bir yandan da yüzünde korku olduğunu görüyordu çünkü nasıl bir hall'de olduklarını herkes merak ediyordu "Komutanım bu kız neymiş neden böyle bekliyoruz" Dedi sinan "Albayın kızı o ve şu bir kaç gündür kayıp olan tim yani yıldırım timi yıldırım gibi kayboldular ve geri dönüyorlar" Diye cevapladı aziz kızda deli bir cesaret vardı bu aziz zin hoşuna gidiyordu neden gidiyordu bir dakika etikeleniyormuydu bu kızdan aziz tövbe estağfurullah albay azına ederdi Karşıds birkaç kişi gördü aziz en önde siyah saçları ile gelen bir kız ve arkasında tim vardı üstleri kan revan içindeydi ve kızın omzu ve bacağında acayip kan akıyordu mustafa komutan öne doğru çıktığını gördü aziz komutan korkuyordu evet kızına birşey olmasına korkuyordu Tim tam karşımıza geçince aziz kızı süszdü güzel kızdı cesurdu gözü karaydı ve intikam arzulayan gözleri vardı vicüduna doğru kaydı gözleri cidden yaralanmıştı ve buraya kadar koşmuşlardı Kızın sesi ortamda yükselince arkadakı tim hazır ol konutuna geçti "Uzman çavuş yıldırım timinin komutanı deren dirpeç" Diyip selam pozuna geçti "Rahat" Dedi mustafa ama sadece deren rahat olmuştu arkadakiler hayla aynıydı Deren"rahat tim"diyince herkes rahat oldu etkileyiciydi... |
0% |