@kitapdelisibiri_09
|
Doğa Yılmaz
Günlerden pazartesiydi. Sabah 08.00'de uyandım çünkü bugün okulun ilk günüydü. Yataktan hemen kalkıp elimi yüzümü yıkadım. Aynaya bakınca gittikçe anneanneme benzemeye başladığımı fark ettim. Herkese ben anneanneme benziyorum deyince yüzlerini buruştururlardı. Fakat bunun nedenini hala anlayamadım. İçeri girdiğimde annem kahvaltı sofrası hazırlamıştı. Lakin okula geç kalmaktan çok korktuğum için annemi öpüp okulun yoluna koyuldum. O zaman şimdi size kendimi anlatayım. Ben Doğa Yılmaz. Babam Ertuğ beni hiç sevmezdi. Çünkü onun için büyük bir hataydım. Babamla annem zorla evlendirmişlerdi. Hani zamanla sevmeye başlarsın derler ya o laf babama hiç yaramamış. Annem babamı çok sevmiş, ona değer vermiş. Ama babam ona hep tam tersini yaşatmış. Ne demişler yanındaki ile yaşar aklındaki ile ölürsün. Babam da o misali. Eğer geçmişe dönme şansım olsaydı ilk işim babam ve annemi evlendirmemek olurdu. Ben kendimi değerli görmem zaten bu hayatta yaşama amacım bile yok sadece 3 yakın arkadaşlarım var onlar da benim hep yanımdadır zaten . Babam İlk başlarda beni çok severdi. Lakin gittikçe anneme ve anneanneme benzemeye başladıkça benden daha da nefret etti. İşte büyüdükçe de bana yukarıda da dediğim gibi büyük hata olduğumu ve daha nice sözler söylerdi. Belki de bu yüzdendi psikolojik hastalıklarımın olması. Ama artık onun sözlerini umursamıyorum. İkisi boşandılar. Babam boşanır boşanmaz kendine yeni bir ev tutmuştu. Babam az da insaf edip ayda bir kere arardı. Okula vardığımda her yerimden ter damlıyordu. Sınıfımı bilmediğim için koridorda tek başına arkası bana dönük duran çocuğa seslendim."Hey merhaba ben bu okula yeni geldim sınıfımın yerinide bilmiyorum bana yardımcı olabilme şansın var mı" çocuk yüzünü bana döndüğünde resmen nutkum tutuldu.Çok yakışıklı bir havası vardı. Sanki okulun popüler çocuğuydu. Koyu gözleri vardı içine baktıkça derinlerine inebiliyordunuz sanki. Simsiyah saçları onu daha da yakışıklı yapıyordu. Çocuk konuşmaya başlamıştı ama ben onu duyamıyordum çünkü yüzüne bakıp,dalmıştım. Çocuk yüzüme hafif bir tokat attı ve"Hey kız beni duyabiliyor musun burada duvara konuşmuyorum sana konuşuyorum."o anda hemen kendime geldim"evet seni gayetgeldim"evet seni gayet de duyabiliyorum kulağım sağır değil!" "Sağır değilsen niye kendini o taraftan değerlendiriyorsun?"" " Aman sana ne be istediğim gibi her taraftan değerlendirebilirim. Hem zaten ben sağır olup olmamam umurunda bile değil hadi artık bana sınıfımı göster". "bizim sınıfta olacaksın yani 10-B'de hadi beni takip et." Bir an sınıfımı bilmesine şaşırdım "Benim sınıfımı nereden biliyorsun sen hem müdüre falan sormayacak mıyız?". "Kızım ben zaten müdürün oğluyum. Burada kararları ben veririm. Benim şu anki kararım bizim sınıfımızda olman". Ondan nefret etmeye başlamıştım. Hem çok kaba hem de kendini bir şey zannediyordu. Çocuk yakışıklı olsa bile artık onun yüzüne bile bakmam. Allah korusun. Homurdanarak onu takip ettim. Yeni sınıfım güzel de lakin erkenden karar vermek istemiyordum. Sınıfa girdiğimde onların arka dörtlü olduğunu fark ettim. Beni de aralarına katarak artık arka beşli yapacaklardı. "Hey güzellik çantanı ver bakayım."Bu konuşanın adı Egeydi. Onu tanıyordum çünkü en yakın arkadaşımın sevgilisiydi. Yani Ada'nın. Ege'nin demesi ile konuşmayı müdürün oğlu yaptı "Ege oğlum ona lakap falan takmayın hanımefendi alınıyormuş!) Arkasından da arkadaşları gülmeye başladı. Pisliğin teki oldu buradan bile belliydi zaten. Egeler beni bu okuldaki erkeklere karşı uyarmıştı çünkü bazıları çok tehlikeliymiş çete çete dolaşıp kızları kaçırıyorlarmış.Ege beni tanıdığını sevgilisinin en yakın arkadaşı olduğumu falan söyledi. Ege'yi seviyordum çünkü arkadaş canlısı bir çocuktu en önemlisi de adayı çok mutlu ediyordu. Arkadaşlarım mutluluğu benim mutluluğumdan bile öncedir. Daha sonra herkes kendini birer birer tanıtmaya başladı. Bizim dörtlüden olan kıvırcık saçlı çocuğun ismi demirdi uzun saçlı olan çocuk ise melih'di onu Elçin çok yakıştırıyordum çünkü birbirlerine çok benziyorlardı. E Demir'isorarsanız onu da Alize ile yakıştırıyordum içimdekileri tabii ki de söylemedim çünkü yine dalga geçmeye başlarlardı. Anlayacağınız ismini bilmediğim çocuk haricinde bütün sınıftakileri çok sevdim. Ders bitene kadar ismini bilmediğim çocuk benimle dalga geçip durdu hatta yetmezmiş gibi beni zorbaladı.Ders bitince ondan kaçar gibisine arkama bakmadan koştum. Tam köşeye dönecektim ki bizimkilerin anlattığı gibi tipte olan erkek çetesiydi. Oğlan tam bağıracağım sırada ağzımı kapattı."Sakin ol küçük kız sana hiçbir şey yapmayacağım ama eğer bağırmaya devam edersen sonuçlarını tahmin bile edemezsin."En son hatırladığım şey çocukların beni eter ile bayıltmasıydı o sırada da ismini bilmediğim çocuğun adımı söyleyerek bana doğru koşmasıydı.Olaydan birkaç saat sonra
Yine terleyerek uyandım.Bu günlerde gördüğüm kabuslar git gide artıyordu.Bi an fark ettim ki başka yerdeyim.Benim odam desem çok farklı, babamın evi desem hayli hayli benzemiyordu.Neredeydim hiç bu fikrim yoktu.Gözüm sallanan sandalyeye kaydı.O an anladım ki yalnız değilmişim.Gördüğüm bı adamdı gözüme çok tanıdık geliyordu ama bı türlü ismini çıkaramıyordum.Uzun uzun yüzüne bakarak daldım . Uyuyordu .Bu çocuk okul sahbinin oğluydu!.Şuna bak hemen fırsat bilip beni eve atmış.Yattığım yerden doğruldum ve toplanmaya başladım.Toplarken yerde duran taş lambaya ayağımı vurdum.Acı içinde sızlandım.Tam arkamı döndüğümde ismini bilmediğim çocuğun taş gibi vücuduna çarptım!
"Niye önüne bakmıyorsun ?"
"Önüme baktım ama sen bakmadın bende ders al diye sana çarptım"
"Haa öylemi göster bakayım bana nasıl ders gösteriyorsun?"Bana sinirli bakıp,alt dudagını ıssırdı.Belli sinirlenmişti
"Bak kızım git üstünü başını giyin.Yoksa seni buraya kilitlerim bı daha o uzun dilinle konuşamazsın"
"Sen kime diyorsun hayırdır kendini müdürün oğlu olunca havalara mı girdin?Asıl senin dilin uzun be valla bi daha bana laf et senin dilini keserim"
"Tamam be bişey demedik.Hızlı ol"
Ona sinirli bakış atıp üstümü değiştirmeye başladım şuna bak bide emir veriyor sanki hizmetçisiyim de .Hazır olduğumda odadan çıktım ve beraber arabasına bindik.Eve gidene kadar tek kelime etmedik.Onun ismini çok merak ediyorum.Müdürün oğlu ama tam bı gizem.Dışardan zorba gibi gözüküyorsa içini tahmini bile etemk istemiyordum.Lakin herkese onun adını sorduğumda kimse bişey demiyordu.Neyse evin önüne geldik.Çok meraklı olduğum için ona
"Adın ne?"diye sordumBora Karademir"İsmi çok güzelmiş.Ona içimden teşekkür etmek geldi çünkü olanları hatırladım.Ben kendimde hallederdim ama yinede yardım etti.
"Teşekkür ederim Bora"
"Rica ederim Doğa"Arabadan indim eve doğr yürüdüm.
|
0% |