@kitapfani
|
Her zamanki gibi odamda kendi kafama göre takılıyordum. Canım sıkılınca gardolabımı açtım ve mavi bir elbise aldım.
Elbiseyi hızlıca giydim. Elbisenin geniş bir dekoltesi vardı. Ayrıca elbisenin etekleri ayaklarıma kadar süzülüyordu. Ayağıma bebek mavisi bir topuklu ayakkabı giymiştim.
Şatonun bahçesine inmek için merdivenlerden yavaş ve zarif bir şekilde inmiştim.
Bahçeye indiğimde annem Alina ve ablam Azura'nın kavga seslerini işitmeye başladım. Hemen hem görünmiyecek hemde ablam ile annemi göre bileceğim bir yere saklandım.
"Hayır Valencıa o okula gitmeyecek!" Dedi ablam hem sinirli hemde üzgündü...
"Gitmek zorunda! Sende biliyorsun!"
"A-ama"
"Yeter biliyorsun Valencıa o okula gidicek konu kapandı!"
"Hayır, Valencıa güçlerini kullanamıyor. Kendini ko-"
Daha fazla dayanamadım ve saklandığım yerden eteklerimi yukarı kaldırarak çıktım.
"Güçlerimi kullanamamam benim kendimi koruyamıyacağım anlamına gelmiyor!"
Kimse bana 'o kendini koruyamaz!' diyemez. Güçlerimin olmaması benim kendimi koruyabileceğim anlamına gelmiyordu.
Annem bana 'senin zaten orada olduğunu biliyordum.' der gibi bakarken ablam annemin tam tersiydi. Ablam bana 'sen nereden çıktın ya?' Der gibi bakıyordu. Ablamı her böyle gördüğümde sinirleniyordum. Çünkü herkese karşı boyun eğiyordu. Biri bir şey dediğinde hemen pes ediyordu.
"Sinirli prenses odasından çıkmış." Asla odamdan çıkmadığım için her dışarı çıktığımda böyle konuşuyordu.
"Hangi okula gideceğim?" Diye sordum konuyu değiştirerek. Bu sorunun cevabı benim için önemliydi.
"Off soruların ile uğraşamıyacağım. Ablana sor söylesin."
"Kızını sorduğu soruya cevap veremiyen bir kraliçe ne ironik ama." Diye mırıldandım ama kimse duymadı. Zaten ben kimin umrundayım ki?
"Abla odama gelirsin zaten ben yürüyerek gidicem." Dedim ve hızla arkama dönüp saraya doğru yürümeye başladım.
Ablam arkamdan bana sesleniyordu. Ben ise ablamı duymazdan gelerek saraya doğru yürümeye devam ediyordum.
💫💫💫
Odama girer girmez ablam odama ışınlandı. Artık buna alışmıştım bu yüzden hemen yatağımın üstüne oturdum.
"Eee anlatmıyacak mısın?"
"Yani bilmemen daha iy-" Cümlesini bitirmesine izin vermeden "Yeter! Zaten illa ki öğrenicem. Neyi benden saklıyorsunuz ya?"
"Ne kadar geç öğrenirsen o kad-" yine cümlesini yarıda kesmiştim."Off, yeter! Anlat artık sonrada odadan git! Bu kadar, yapacağın tek şey bu."
"A-ama..."
Dişlerimi sıkmaya başlamıştım "Anlat artık!" Sakin kalmaya çalışıyordum ama sakin kalamıyordum. Zaten hic bir zaman sinirime hakim olamamıştım. "Yarın bir okula gideceksin ama bu normal bir okul değil. Bir çok tür bu okula gidiyor; cadı, büyücü, elf, kyrator, jnyrol, vampir, kurt adam ve daha bilmediğimiz bir çok tür gidiyor bu okula..."
"Yani?"
"Yani bu okul çok tehlikeli!"
"Bence sen abartıyorsun eğlenceli bile olabilir." Gerçekten öyle bir okul eğlenceli olabilirdi.
"Sen kafayımı yedin? Öyle bir yere gidemezsin!"
"Gidersem ne olur? Ben bu şatodan ayrılsam en az 1 hafta sonra fark edersiniz..." "Valencıa biliyorsun senin iyiliğin için yapıyoruz." "Ne, benim iyiliğim için mi? Herkes benim yerime kararlar veriyor!" Sinirden gülmeye başlamıştım. "Evet senin iyiliğin için bunları yapıyoruz." Duraksadı ve devam etti "sen kendin için... seçim yapamazsın." Kaşlarımı çattım. Ben kendim seçim yapmıyacaksam kim yapıcaktı... "Nasıl yani, neden?" "Çünkü güçlerin yok!" Sinirden kahkaha atmaya başlamıştım. "Yani yok diye siz mi benile ilgili kararlar vericeksiniz?" Artık gülmeyi bırakmıştım. Gözlerimin sinirden yaşardığını hissediyordum. "Aynen öyle..." "Başka... Kimse benim hakkımda karar veremez!" "Biz senin aileniz!" Artık yavaştan gözüm dönmeye başlamıştı. "Ne yani siz benim ailemsiniz diye kendim karar veremiyeceğim öylemi. Yalnız yakında buranın kraliçesi ben olucam! Yani bütün kararları ben vericem..." Ne sanıyorlardı benim hemen pes edip onlara boyun eğiceğimi mi sanıyorlardı. "Maalesef ben olucam tatlım." Bu şakamı o zaman beni neden o okula gönderiyorlar? "Öyleyse sen git o okula!" "Hayır çünkü peri varisi sensin..." Eee yeter ama. Bir ben olucam diyor bir sen olucaksın diyor... "Sende peri varisisin!" Dedim dişlerimi sıkarak. "Ne zaman o okula gidicem?" Diye sordum. "Yarın sabah..." başımı yavaşça salladım ve ablam birden kayboldu. Aklımı kaybetmiş gibi hissediyordum o okula bir yanım gitmek istiyordu bir tarafım gitmek istemiyordu. Gitmek zorunda olduğumu biliyordum. Kendi krallığımı kurtarmek için bunu yapmam gerektiğini biliyordum... 💫💫💫 Sabah soğuk terler dökerken uyandım yanımda hizmetkerım Amelia vardı. "Varisim iyi misiniz? Uyurken çığlık attınız." "İyiyim sadece kabus gördüm." Amelia başını anlayışla salladı "Kahvaltınızı burada mı yoksa aşağıda mı yapmak istersiniz" Annem ile ablama hâlâ sinirliydim ve onları görmek istemiyordum "Odama getirirseniz daha mutlu olurum." Dedim gülümseyerek. Başını olumlu anlamda salladı ve odadan çıktı. Bugün benim için yorucu bir gün olucaktı. Yatağımdan kalkıp gardolabıma doğru yürüdüm. Normalde sade bir şey giymek istiyordum ama yinede bacaklarımı belli eden ve hafif dekoltesi olan beyaz bir elbise giydim. Ayağıma elbiseye uyan bir beyaz topuklu ayakkabı giydim. Saçımı örerken Amelia geldi. Elinde kocaman bir tepsi vardı. Saçımı ördükten sonra masama geçtim ve yemeye başladım. "Başka bir şey ister misiniz leydim?" Başımı iki yana salladım. Ağzımdakini yutunca konuşmaya başladım. "Gerek yok." Dedim kısaca Bugün çok uzun sürecekti bunu hissediyordum ama bir yandan da heyecanlıydım...
|
0% |