Bölüm 4

Sabah uyandığımda saat 10 du hızla kalkıp üzerime spor kıyafetlerimi giydim ve aşağı kata inip spor salonuma ulaştım biraz kostüm ve biraz ağırlık kaldırdım.Yanimdaki suyumdan biraz içtim ve elime telefonumu alip yavaş yavaş odama cikmaya başladım bi anda telefonum çaldı.Telefonu açıp kulagima götürdüm.Bir ses "Asil hanım merhaba ben Yeter bugün saat ikide saç için ....... Kuaförde randevunuz vardı."dedi.Biraz duraksadim ve aklıma randevu aldığım geldi."evet biliyorum saat ikide orda olacağım"dedim.Cok uzatmadan telefonu kapattım.Odama geçip duş aldım ve üzerime krem rengi boyunlu kazağını altıma kahverengi deri pantolonumy geçirdim yanıma krem çantamı alıp uzun kahverengi trençkot ceketimi geçirdim.Asagi inip hazır olan iki adet yumurtami yedim ve yanında dört dilim salata iki dilim domates yedim ve hızla arabama geçtim.Saate baktığımda saat bir buçuk olmuştu kuaforunonunde durup arabadan indim.Kuafor salonuna girince telefonda konuştuğum Yeter hanımı gordum kafamla selam verip asıl kuaför İpek hanımın yanına gittim.İpek hanım "hoş geldiniz Asil hanım yine saçlarınızı sarıya boyaticaz değilmi "diye sordu.Basimi sallayıp evet demeye çalıştım benim çok konuşmayı sevmediğimi bildikleri için birşey dememislerdi.Calisanlar özel boyami hazırladı ve İpek hanım saçımı boyamaya başladı.Ben sesizce kendini izliyordum.Tam üç saat sürdü ve ben uyuyacaktim nerdeyse.İpek hanım benim saçlarımı yıkadı kuruttu ve fön çekti."Asil hanım ödemeyi kasada yapalım işlem bitmiştir iki ayda bir gelin isterseniz bakım içinde çekebilirsiniz"dedi.Basimj sallayıp ödemeyi yaptım ve arabama bindim yanımda silahimda vardı hava çok güzeldi atış yapabilirdim özel ormanlik alanım için ara yola girdim.Telefonumdan Akını aradim"Akın ormanlık alanı hazırla atış yapıcam"dedim Akın "tamamdir Asil hanım"dedi.Telefonu kapatıp sesizce yola devam ettim ama birşey dikkatimi çekti.Babaannemle yayalaya giderken arkada siyah bir araba vardı ve aynı araba arkamdaydi.Hizlandim ve viraj yokmuş gibi sürdüm arabayı.Hersey normal giderken bir and aonume kırdı o araba önüme kırar kırmaz arabam hafif eğimli araziye iki defa takla atarak indim.Ne olduğunu anlamam kalmadan taklalar attım.Araba durunca anlimdaki büyük acı ile inledim.Hemen anlima dokundum ve anlim kanıyordu ama çok kanıyordu tlefonumu elime alıp kamerayı açtım baya büyük bir şekilde yarilmisti ve içinde küçük küçük cam kırıkları vardı.Hizla dogrulmaya çalıştım ama ayağım sıkışmıştır.İcimden "hassiktir bu araba neyin nesi de anlimi yarmama kaza yapmama sebep oldu"dedim Ve hızla Ertuğrul abiyi aradım telefon ikinci calista açıldı ve hızla "Ertuğrul abi sakin ol ben kaza yaptım atış alaninin yakinlarinladayim ara sokaktan bu beş kilometre ötesinde eğilimli arazide oldu ambulans çağırma benim kendi doktorumla gel o bana müdahale yapar"dedim.Ertugurl abi sadece "tamam tamam kızım ben geliyorum merak etme iyisin değilmi"dedi.Ona ne desem bilmiyordum ama "tamam Ertuğrul abi iyiyim sorun yok sen gele köy"dedim ve kapattım.Ayagim sıkıştığı için biraz uyusmustu ayağımı çıkarmaya çalışsam da olmuyordu canım kırıktı ve çıkarmaya çalışırken bir iki kesik olmustu kolumda anlim hala kanıyordu arabada buladildigim bir bezla anlimi bağladım ama o bezinde her yeri kan olmuştu.Yarim saat olmadan Ertuğrul abi ve doktorum Tarık beyde geldi ve diğer evdeki çalışanlarından beş kişi gelmişti toplam üç araba gelmişlerdi bu kadar gelmelerine gerke yoktu aslında ama Ertuğrul abi korksa gerek.Beni hızla çıkardılar ve arabaya aldılar Tarık bey müdahaleleri yaptı yarım saat içinde eve geçtik ve evde dikiş attı anlima kolumdaki yaralara pansuman yapıp sardı.Ertugrul abi yanıma gelip "kazayı nasıl yaptin veya kim kaza yapmana sebep oldu düşmanın çok sana yanında bir kaç kişi al diyorum"diye söylenmeye başladı.Biraz nefes aldım ve "Ertuğrul abi haklısın ama çok dikkat çekerim kazayı nasıl yaptığımı sorcak olursan ben atış yapmak için ara yola girdim biraz ilerledim ve arkamda siyah bir araba fark ettim bu arabayı oncedende görmüştüm biraz hızlandım sonra dümdüz giderken bir anda bu araba önüme kırdı arabamda hafif eğilimli yerden indi ve sonda aşağı iki kere takla atarak indim "dedim.Ertugrul abi "arabanın plakası neydi"diye sordu.Bende biraz kuskulandim "bir yerden tanıdık mi geliyor "dedim.Ertugrul abi "yok yani tanimiyorum ama plaka ile tanırım sen hatırlamaya çalış "dedi.Basimi iki yana salladım ve "20 ÇTN 962 gibi bir şeydi galiba "dedim başını salladı ve odadan ayrıldı.Saat 12 olmuştu uyku benden su misali akiyordu hafifçe yatağa yatıp uyumaya çalıştım.