Yeni Üyelik
8.
Bölüm

8. Bölüm

@kitapkolik948

 

Bir günden iki bölüm atmak denince de beniko fhuırhşuhg. Bu sefer dolarsa da bugün atmayacağım size iki bölüm yeterr.Bi de şeyy şarkı koyamıyorum d4vy-romantic homicide dinleyen. Oy sınırı:5 Yorum sınırı:9

 

Mehir'den~

Burak ve Emir müdürün odasındaydı. Bense kapının önündeki koltukta oturuyordum. Ne kadar da acıydı ama. Beni sevmemesine alışabilirdim ama benden nefret ederse ölürdüm. Ve benden nefret ediyordu. Öldüm. Neden böyle olmuştu ki? Tamam hiç bir zaman beni sevmemişti, ama canımın yanmasından zevk aldığını görmek de çok acıtıyordu. İki yıldır sevdiğim birinin böylesine değişmesi canımı çok yakıyordu. Ben ona aşık olmamıştım, ben hayallerimde süslediğim ona aşıktım. O bunu asla bilmeyecek. Bilmeyecek değil, bilemeyecek. Beni sevmeyen biri için kendimi daha fazla yormayacağım. Yalan söyledim. Burak kapının önüne çıktığında içeriye adımımı attım. Burak zaten olanları müdüre anlatmıştı. Kulaklarım uğuldarek müdürün konuştuğunu gördüm. Söylediklerine kafamı salladığımda önüme bir kağıt uzatıldı. İmza atmam gerektiğini anladığımda belgeye göz gezdirdim. Tutanaktı bu. Emirin zaten iki tane vardı ve bir tane daha alırsa okuldan atılacağını biliyordum. Benden nefret edebilir, ama yine de mutlu olsun. Burak ve müdürün imzası vardı. Olay benim yüzümden gerçekleştirdiği için eğer imza atmazsam belge yeterliliğini kaybedecekti. Kağıdı müdürün masasına bıraktım. Müdürümüz tek kaşı havada bana bakıyordu.

 

"Tutanaklık bir durum yok hocam, kusura bakmayın sizi de rahatsız ettik." Herkes şaşkınca bana bakarken Burak sinirle bağırmaya başlamıştı bile.

 

"Kızım sen deli misin?! Bu çocuk seni yere fırlattı! Hem de hiçbir sebep yokken! Nasıl imza atmazsın!" Burak'a bakmadan ayaklandım. Müdür söylenerek kağıtları toplamıştı bile. Başımla izin aldım ve dışarı çıktım. Kantine doğru yürürken Burak çoktan bana yetişmişti. Kolumu tutup beni kendine çevirdiğinde sinirden gözleri kızarmıştı.

 

"Mehir ne yapıyorsun sen, çocuk seni yere fırkattı! Yere! Neden imza atmadın?!" Gözlerim dolmaya başlarken gülümsedim.

 

"Bu son tutanağı, imza atsaydım atılacaktı." Öfkeyle sağa sola bakındı.

 

"Kızım çocukta kum gibi para var! Burdan atılsa o parayla başka okula da giderdi!" Gülümsemeye devam ederken bir damla göz yaşım tam dudaklarımın üzerinden aktı geçti. Burak bağırmayı bıraktığında aslında nedenini anlamıştı ama sesli bir şekilde dile getirdim.

 

"Benden nefret ediyorsa etsin. Ama onu uzaktan da olsa göreyim. Gerekirse başkası ile mutlu olsun. Ama ben onu göreyim." Burak beni dolu gözleri ile izlerken bir anda:

 

"Böyle güzel sevilir mi be kızım?" diyip kendine çektiğinde sessizce ağladım. Ben orada sevdiğim adama ağladım. Kardeşim de benimle beraber ağladı.Burak ile ağlamamızın ardından ikimizde kırmızı birer yüzle sınıfa girdik. Hemen sırama geçip kafamı kollarımın arasına sakladım. Uyuyarak kaçacaktım. Üzerimdeki bir çift göz eşliğinde.

 

 

Yazardan~

Mehir uykuya daldıktan yirmi dakika sonra çalan zil ile Safir sınıfa girmişti. Olayları öğrenmişti. Mehir'in yanına oturduğunda Burak ve Buğra ona dönene kadar eli çoktan Mehir'in yumuşacık saçlarına gitmişti. O saçlarını severken ikizler bir süre izledi. Safir derin bir nefes aldıktan sonra gözlerini Mehir'den ayırmadan:

 

"İmzayı attı mı?" diye sordu. Burak kendinden emin bir şekilde yanıtladı onu.

 

"Hayır." Safir ona dönmeden açıklamaya devam etti.

 

"Çok temiz seviyor be oğlum. Diyor ki; gerekirse başkası ile olsun ama mutlu olsun, olsun ve ben bunu göreyim diyor." Gözleri tekrardan dolarken devam etti.

 

"Ulan şu kadarcık kız. Zaten küçücük. Bunun kalbi neki? Küçücük kalbine öyle temiz, öyle güzel duygular ekmiş ki. Ne benim anlatmaya gücüm yeter ne de onun göstermeye." bir damla yaş aktı geçti.

 

"O herifi öyle güzel seviyor ki. Keşke diyorum beni de böyle seven olsa. Ama bir yandan da o kadar eminim ki kimse onun kadar güzel sevemez." Safir'in bakışları donuklaştığında Burak bu durumu fark etti. Konuşmasına devam etti.

 

"Ama emin olduğum bir şey daha var," Safir kafasını kaldırdığında göz göze geldiler.

 

"Mehir, Emir'in ona zarar vermediğinin hep farkındaydı, ancak artık uzaklaşmaya başladı. Ve bu devam edecek." Eliyle dostane bir tavırla Safir'in omuzuna vurdu.

 

"Sen kardeşimi güzel seviyorsun. Zarar gelmez senden. Eminim ben o da seni sevecek." Muzip bir ifade ile ona baktığında Safir şaşkındı.

 

"Hem çok yakışıyorsunuz." Safir gülümseyerek Mehir'e baktı. Eli hala saçlarındaydı.

 

"Ah bir izin verse. Ben onu elimden gelenin fazlası kadar mutlu edeceğim." Büyülenmiş gibi kızın yüzünü incelemeye başladı.

 

"Ama ona kızmıyorum. Daha önce de dediğim gibi eğer Emir ona zarar vermeseydi, mutlu olsalardı o zaman bir şey demezdim. Uzaktan mutluluğu ile mutlu olurdum." Safir, Mehir'i onun Emir'i sevmeye başladığı zaman sevmişti. Tatlı ve kıpır kıpır halleri, yeri geldiğinde düşen çenesi ile çok tatlıydı. Uzun kirpiklerinin sakladığı koyu kahve gözleri. Ah o gözleri derdi hep Safir. O gözleri vurdu beni. İkisi de birbirlerine olmasa da çok temiz ve güzel seviyordu. Kader onları bir yaparsa kuğular gibi birleşeceklerdi. İki kuğunun yan yana gelmesi ile oluşan o kalp ikisinin temsiliydi. Mehir henüz hiç bir şeyden vazgeçmemişti. Kalbinin rotası henüz değişmemişti. Odeğişmeyeceğini sanıyordu. Ama kim bilirdi ki? Kader bu, bir bakmışsın kalbinin imkansızları artık imkan dahilindedir.

 

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Çok güzel ama bol bilenmezlik dolu bir bölüm olduuuu. Bayılırımmmm. Sizi delirtmeyin de çok severim zlözösöösldl. Tamam tamam kızmayınn. Umarım beğenmişsinizdirrrr.

 

Bölüm hakkında düşüncelerinizzz⭐🌊

 

İnstagram:kitapkolik948

 

Loading...
0%