@kitapkolik948
|
oy sınırı:7 yorum sınırı:10
Yazardan~ Mehir, Safir'in tabiri ile melek gibi uyur iken Burak ve Buğra Safir'in inadı yüzünden kantinde yemek almak için uğraşıyorlardı. Safir ise bu durumdan çok memnundu. Öğle molası olduğu için sınıf neredeyse boştu ve o da bundan yararlanarak Mehir'i daha dikkatli inceliyordu. Daha önce de izleyebilmişti tabii ki, ancak yakından incelemek bir başkaydı. Mesela yüzünde çokca ben vardı. Bir tane de dudağında vardı. Çok uzun kirpikleri vardı, uzun siyah saçları ile uyumlu kahve gözleri de onu tamamı ile özel kılıyordu. Mehir, Safir'in gözünde çok özledi. Tıpkı, Mehir'in gözünden Emir gibi. Safir için Mehir değerli olandı, özel olandı. Mehir, Safir'in kırmızı noktasıydı. En hassas olduğu kişi oydu. Safir, en çok Mehir'in yanında değişiyordu. Daha kibardı mesela, daha çok gülümsüyordu. Çünkü bu Dünya da onu en çok gülümseten tek şey Mehir'di. Burak ve Buğra sınıfa girdiklerinde Safir Mehir'i sevmeyi bırakmadı. Burak elindeki dört tosttan birini Safir'e uzatırken birini de Buğra almıştı. Burak gözleri ile işaret ettiğinde Safir mesajı alarak Mehir'i dürtmeye başladı. Mehir gözlerini aralayarak Safir'e baktığında, Safir kalbinin yerinden çıkacağını sanmıştı. Gerinerek kendine geldiğinde Burak'ın uzattığı tostu aldı. Gülümseyerek ona baktıktan sonra hemen yemeğine gömülmüştü. İkizler onun bu haline kahkaha atarken Safir yüzündeki tebessüm ile izliyordu.
Mehir'den~ Elimdeki tostu zevkle yerken, diğerleri başta halime gülmüş sonra yemeğe başlamışlardı. Öğle molasında olduğumuzu anlamam uzun sürmemişti. Sınıfta tek tük insan vardı ve bunlardan biri de Emir'di. Beni izliyordu. Gözlerimi kaçırarak önüme döndüm. Safir bunu fark etmiş gibi sırada öne eğilmişti. Bu sayede Emir ile olan bağım da kopmuştu. Nereden bilebilirdim ki kopan tek bağın göz bağı olmadığını? Safir tostuna hiç dokunmamıştı. Aynı şekilde elinde tutuyordu. Ona olan bakışlarımı hissetmiş gibi bana dönmüştü.
"Neden yemedin? " Gülümsedi. Bana ne çok gülüyordu.
"Aç değilim Mehir. " Kaşlarımı çattım.
"Neden ki? Yemek mi yedin? "
"Hayır."
"O zaman nasıl aç olmuyorsun? " Sorularıma dayanamamış olmalı ki pes ettiğini belirterek baktı.
"Canım istemiyor. " Israra devam ettim.
"Ama neden? " Yemeliydi. Daha beş ders vardı. Aç bir şekilde durmamalıydı. Tostu elinden aldım ve ağzına bastırdım. Gözlerinin içinden farklı bir sis bulutu geçtiğinde ince parmaklarını bileğime sardı. Kaşlarım çatılıydı.
"Ne yapıyorsun Mehir? " Tostu biraz daha bastırdığımda elini bileğinden çekmeden ağzını açtı. Tostu çiğneyerek yemeğe başladığında mutluluk ile gülümsedim. Elimdeki tostu bırakmadan kenardaki ayranına pipeti taktım ve tekrar ona döndüm. Lokmasını yutmuş beni izliyordu. Ayranı da ağzına yasladığımda sorgulamadan ayranı içti. Bu döngü bir süre devam etti. Ben dikkatle ona yemeğini yedirirkek o da sessizce beni izlemişti. Son lokmayı da uzattığımda sorgulamadan yedi. Peçetesini ona uzattığımda elini kaldırmamıştı. Eline uzanıp parnaklarımı bileğine sardığımda, peçeteyi eline bıraktım. Parmaklarını büküp peçeteyi sararken ellerimiz birbirine değmişti. Gözlerimi, gözlerine çıkardığımda zaten bana baktığını anlamak zor değildi. Bana çok farklı bakıyordu. Ben ise anlamsızca bakıyorum. Gözlerim Safir'inkinden kayarak yana baktığında kaşları çatılı, yüzü kıpkırmızı Emir'i görmeyi beklemiyordum. Bir saniye o beni mi kıskanmıştı? Hala Emir'e bakarken çenem de hissettiğim naif parmaklar ile tekrar Safir'e döndüm. Gözlerini benden bir saniye bile ayırmıyordu.
"Nereye bakıyorsun öyle? " Safir'e bir cevap vermemem gerekiyordu. O halde neden hala susuyordum? Emir'e bakmam onu rahatsız etmiş gibi huysuz gözler ile bana bakıyordu.
"Neden ona bakmam seni rahatsız etti? " Tek kaşımı kaldırarak sorduğum soru ile kulağıma doğru yaklaştı. Bunu gören Emir iyice morarırken Safir'in kulağıma vuran sesini duydum.
"Çünkü, sevdiğim şeyleri paylaşmayı sevmem. " Keskin bir dil ile söyledikleri yüzünden saf saf yüzüne baktım.
"Bana yemek yediriyordun ya, " Dediğinde anlamakla kafamı salladım. Sırttığında yanlış anladığım için gözlerimi kaçırdım.
"Sen ne sanmıştın ki? " Biliyordu. Anlamıştı ama beni utandırmak hoşuna gidiyordu. Ona bakamazken gözlerimi her yerde gezdirdim. Emir'e deydiğinde ise kalbim hareketsizdi. Neden ona baktığımda gözümün önüne gelen tek şey kötü anlar oluyordu? Onu sevdiğimden emindim, ama artık sevmiyor muydum? Kalp çok sevdiği birini bir anda unutur muydu? Bana neler oluyordu böyle? Ondan bir andan vaz mı geçmiştim? Benim kalbimde ne halt dönüyordu böyle? Karmaşanın içine düştüğümü anladığımda iş işten geçmişti. Emir hızla ayağa kalkmış, Safir'in iki yakasını birden kavramış ve yumruk atmıştı. Safir sendeleme belirtisi bile göstermeden Emir'i ittidiğinde Burak ve Buğra, Safir'in hemen yanında yerlerini almıştı. Artık bu durumdan çok sıkılmıştım. Ben, Emir den sıkılmıştım. İnsan sevdiğinden sıkılır mıydı? Hayır, ama sevmediğinden sıkılır. Ben kendi içimde aslında çoktan bitirmiştim. Bunun farkındalığı ile sarsıldığımda ellerimi karnıma sardım. Herşey bitmişti, ben kendi kalbimle savaşıyordum. Ondan vazgeçmek için tek engel kalbimdi. Onu içimde öldürmüştüm. Ama bir insanı kalbinde öldüremezsin. Onu sadece oraya gömebilirsin. Kalbim ve aklım çelişirken kendimi zorlukla Safir ve Emir'e verdim. Birbirlerinin yakalarını kavramış bağırıyorlardı. Kulaklarım uğuldarken ayaklandığımı hatırlıyorum. Sonra tam Emir'in önünde dikilidiğimi, onun Safir'in yakalarınu bırakmasını. Kulakalarım hala uğuldarken sözlerimi artık kesin bir şekilde algılıyordum. Emir umursamazca bana bakarken kararlılık ile yüzüne baktım. Başım dikti. Ama bacaklarım titriyordu.
"Emir, " Bende olan gözleri devam etmemi istercesine bana baskı uyguladığında devam ettim.
"Bu durumdan artık çok sıkıldım ve, " Tekrar durduğumda aslında sonucuna kendimi hazırlıyordum.
"Ve? " Diyerek beni tekrar eden Emir sayesinde sözlerime bir kez daha devam ettim.
"Senden nefret ediyorum! " Yüzüne geçirdiğim tokat ile sol omuzuna düşen yanağı içten içe biraz canımı yakmıştı.
"Sana az bile! " Yüzüne haykırmam bittiğinde sınıftan çıkıp aşağı inmeye başladım. Ders zaten bedendi. Kendi kendimi dinleyebileceğim bir yere gidebilirdim.
Yazardan~ Mehir, Emir'in yüzüne tokat attıktan sonra arkasında bir yaralı, bir gururlu adam bıraktığının farkına varmadan gitmişti. Emir kendine geldikten hemen sonra da sınıftan çıkıp gitmişti. Safir ise şaşkındı. Mehir'in bir anda bitirmesine şaşkındı. Ama bir anda olmadığını da biliyordu. Mehir, zamanla aslında başlamıştı Emir'i içinde bitirmeye. Sadece farkına varmamıştı. Safir, Mehir'in üzgün olduğu anlamıştı. Şimdilik yanına gitmeyecekti. Mehir sessiz gözyaşları dökerken telefonunu cebinden çıkardı. Mesaj gelmişti ve bu anonimdendi.
@ışığımsınsenbenim:Güzelim.
@ışığımsınsenbenim:Güzel bebeğim.
@ışığımsınsenbenim:Bu kadar çabuk bitirdiğin için kendini suçlama ki ayrıca, çabuk falan da bitirmedin.
@ışığımsınsenbenim:Sen herkesin yapamayacağı bir şeyi başardın.
@ışığımsınsenbenim:Sana zarar veren birinden kurtuldun.
@ışığımsınsenbenim:Bunun için kendini suçlaman çok anlamsız olur.
@ışığımsınsenbenim:Ama eğer illa yas tutacağım diyorsan, pekala.
@ışığımsınsenbenim:Tutalım bakalım.
Mehir gözlerinden yaş akmasına tezat gülüyordu. O her kimse Mehir'e iyi geliyordu. Mehir'in ıslak parmakları kılavyesinde dolaştı.
@Mehirulusoy:Yanımda olduğun için teşekkür ederim.
@Mehirulusoy:Bana kendini ne zaman göstereceksin?
Gelen mesajı Mehir'in kalbini hızlandırmıştı.
@ışığımsınsenbenim:Yakında güzelim. Çok yakında.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~ Merhabalarrrr bölüm dediniz alın bakalım bölümünüzzz. Bu arada 400 olmuşuzzz 🥺🥺🥺🥺 çooooookkkkkk teşekkürlerrrr❤🩹 Mehir çikolatalı kekim. Mutlu olcan inşallah. Safir ve Emir'e de yazık ama yani. LSLDMSLLS. siz kızmadan gideyim en iyisi. Cici bakın kendinizee.
Bölüm hakkında düşüncelerinizzz🌊⭐
İnstagram:kitapkolik948
|
0% |