@kitapkolik948
|
Düzenlenmiştir*
Berkay'ı orada bırakıp çıktıktan sonra günümü Güney ile geçirdim.Okul çıkışında ise beni almaya Rüzgar gelmişti.Yanına gittiğimde gülümsedi ardından kolunu omuzuma attı. "Günün nasıldı prenses?" "İyiydi sanırım."Kuşkulu sesimden bir şeyler olduğunu anladı. "Sorun o çocuk mu?"Kafamı salladım dalgınca. "Bak prenses seni kısıtlamak gibi bir şeyden söz etmiyorum ama bu çocuğun seni gerçekten mutlu ettiğine emin misin?"Her şeyden şüphe duyardım ama sevgisinden asla. "Evet."Bilmediği olayları ve bugün olanları anlattığımda beni sessizce dinledi. "Seni gerçekten seviyor."Dedi durgun bir sesle.Konuşmadan yürürken yanımdan gelen burun çekme sesiyle Rüzgar'a döndüm.Ağlıyordu.Dolu gözleriyle bana bakarken: "Linda bizi bırakıp gidecek misin?O çocukla birlikte?Hm beni bırakacak mısın?Tamam bak ben seni hak etmiyorum ama en azından diğerleri?"dediğinde sesi sonlara doğru kısılmıştı.Diğerleri için kalmamı istiyordu.Ama eğer kalıyorsam da bunun çoğunluğu Rüzgar için olurdu.Kollarımı ona sardım,o da bana. "Hayır,gitmiyorum bir yere."Burnunu çekti. "Cidden mi?"Güldüm. "Cidden.Ama sen bu aralar çok ağlak oldun.Dikkat et de bunu herkese söyleyip karizmanı çizmeyeyim."Benden ayrıldı ve bir kez daha burnunu çekti.Karşımda küçük bir çocuk varmış gibi hissediyordum. "Söyle,sen söylersen kızmam ki.Ben senin yaptığın hiç bir şeye kızmam."Güldüm tekrar. "Linda seni gerçekten seviyorum."Ani söylediği için bir süre tepki veremedim. "Bende seni Rüzgar."İç çekti. "Umarım bir gün abi dersin."Sessiz kaldım bu söylemine.Geri kalan yolda aklıma gelen gerekli gereksiz şeyleri anlatıp keyifini yerine getirmeye çalıştım.Eve girdiğimizde işlerimi hal edip yemek masasına geçtim.Klasik olaylar sırasına göre devam ederken başka bir şey olmadı.Odama çıkamamıitım kardeş takımı olarak oturuyorduk.Bir anda çıkan kavganın sebebini bende anlayamamıştım. "Tamam."Dedi Rüzgar dikkatleri üzerine çekerek.O an şunu fark ettim.Rüzgar aslında ailede en az konuşan ve en soğuk olan kişiydi.Sadece benim yanımda değişiyordu. "Her gün sırasıyla farklı biri yatar."Dedi.Birbirlerine baktılar.Mantıklı gelmiş gibiydi.Bana en yakın olan kişiyi olan Efe'yi dürttüm. "Ne için kavga ediyorlar?" "Seninle kim yatacak kavgası."Donup kaldım.Bütün bu curcuna benim için miydi?Benimle uyumanın ne özlelliği vardı ki?Nasıl karar kıldılar bilmiyorum ama bugün benimle Kıvanç yatıyordu.Beraber odama çıktığımızda gergindim.Yatağı açıp yastığa başımı koyduğumda yastığın altında sert bir şey kafama battı.Kıvanç ayak ucuma otururken elimi yastığın altına soktum.Kutuyu tutum çektiğimde bir süre kutuyla bakıştık.Elimde oyuncak bebek vardı.Hiç oyuncağım olmadığı söylemiştim.Kıvanç'a döndüğümde gülümseyerek bana bakıyordu. "Abi..." "Abim?"Dedi içli içli.Yatakta emekleyerek yanına gittim. ve ona sarıldım.Sonra birlikte bebeğimin kutusunu açtık.Yatağa uzandığımızda Kıvanç bana ben bebeğime sarıldım.Ve uyuduk. Sabah uyandığımda herşey rutinine göre ilerlemişti.Kahvaltıda şenliğin bu akşam olduğunu söyledim ve gidip gidemeyeceğimi sordum.Kabul ettiklerinde neşeyle ellerimi birbirine çarptım.Bu sabah Koray ile kahvaltı etmiştim.O da Atlas gibi ne bulduysa yedirmişti.Banu Hanım akşam için bana elbise almaya gideceğini söylediğinde ne kadar gerek olmadığını söylesemde dinlememişti.Beni okula bırakan şanslı kişi ise Poyraz'dı.Sınıfıma doğru ilerlerken bütün öğrenciler şenlik heyecanına kapılmıştı.Sınıfa girdiğimde nerede oturacağıma emin olamadım.Kendi çelişkimi kendim bölerek eski yerime oturdum.Küs değildik.Olaylar açıklığa kavuşmuştu.Sadece zaman lazımdı.Berkay geldiğinde beni sıramızda bulduğuna çok sevindi.Derslerin çoğunda nöbetçi öğrenci tarafından çağırıldı için çok bir arada kalamsak da.Öğle molasına girdiğimizde kantinin yolunu tuttum.Kantin sırasına girip kendime tost aldım.Boş masa bakınırken bizimkilerin bir masada oturduğunu ve beni çağırdıklarını gördüm.Onlara doğru ilerledim.Masaya oturduğumda selamlaştık.Ben tostumu yerken onlar sohbet etti.Tostum bittiğinde su almak için masadan kalktım.Sandalyemi itip arkamı döndüğüm an sıcacık bir çay üzerime döküldü.Kısık bir çığlık attığımda karşımızdaki çocuk özür dilerken Berkay kalkıp yanıma gelmişti.Endişe ile bana bakarken: "İyi misin?"dediğinde dişlerimi sıktım. "İyiyim."Dedim zorlukla.Berkay sıkıntılı bir nefes aldı. "İyi değilsin Güzelim biliyorum."Beni dikkatlice kucağına aldığında karnımın acısı ile inledim.Belli etmemeye çalışıyordum ama çok acıyordu.Revire geldiğimizde Berkay beni bir yatağın üzerine oturttu.Hemşire gelip yanıklarıma baktı ardından gerekli şeyleri yaptı.Ben bu sürede sık sık inleyip dişlerimi sıkmıştım.Berkay sanki kendi canı acıyormuş gibi yüzünü buruşturdu.Hemşire işini bitirdiğinde: "Ben gerekeni yaptım ama yanık çok fazla bir hastaneye de görünmeli."dedi.Berkay kafasını salladı.Beni tekrar kucağına alıp sınıfa kadar taşıdı.İnsanlar bize bakıyordu.Utanmıştım.Beni dikkatlice sıramıza bıraktığında yüzümü buruşturdum.Kaynar çay elime de gelmişti.Ders öğretmeni de geldiğinde bir ellerime bir tahtaya bakıyordum.Berkay bana doğru eğildi.Dikkat ederek ellerimi öptü. "Sen dert etme güzelim.Ben yazarım."Ben ona bakakalırken o defterimi de önüne çekti.Bir kendi defterine bir benimkine yazmaya başladı.Kalan derslerde bittiğinde hemşirenin verdiği ilaçların etkisi kendini göstermişti.Çıkış zamanı geldiğinde Berkay beni tekrar kucağına alıp okulun dışına çıkarmıştı.Barlas bizi bu halde görünce arabanın önünden ayrılıp bana doğru geldi.Benim konuşmama fırsat kalmadan Berkay her şeyi anlatmıştı.Barlas beni aldığında önce bir hastaneye gitmiş gerekli şeyleri alıp eve gelmiştik.Evdekilerde benim için çok endişelenmişti.Oradan oraya koştururlarken dayanmadım. "Bir sakin olur musunuz?"Bağırdığım için bana döndüler.Ayağa kalktım. "Ben iyiyim.Korkmayın.Şenliğe gitmek istiyorum."İstemeselerde istekli olmama karşı boyun eğmek zorunda kaldılar.Banu Hanım'ın aldığı elbiseyi görünce kalakaldım.Beyaz,uzun kollu bir elbiseydi.Sade ama zarifti.Elbiseyi giydiğimde üzerime tam oturmuştu.Sarı uzun saçlarım elbisenin sırtına dökülüyordu.Banu Hanım hazırlanmama yardım etmişti.Aşağı kata salona indiğimde bütün erkekler ağzı açık bana bakıyordu utançla gözlerimi kaçırdım.Ellerimle yüzümü kapatırken: "O kadar kötü mü?"diye sordum.Rüzgar boğazını temizledi.Önüme geldiğini aralık parmaklarımdan gördüm.Ellerimi tutup indirdi.Saçlarımın üzerine bir öpücük bırakırken salondakiler sessizdi. "Prensesler gibi olmuşsun prensesim."Gözlerimden kalp çıktığına emindim.Eğer ben bu aile ile büyüseydim ilk aşkım,hayran olacağım kişi Rüzgar olurdu.Beni bırakmak için kavga edenlere izin vermedi ve beni kendi bırakmak istediğini söyledi.Arabasına bindiğimizde yol sessiz geçti.Okulun önüne geldiğimizde benimle beraber indi ve okulun bahçesine doğru yürümeye başladık.Koluma girmişti.Ayağımdaki beyaz topuklular için bana yardım ediyordu.Arka bahçeye vardığımızda Berkay,Çağrı,Toprak ve Araz'ı bir masanın etrafında toplanmış bir şekilde buluk.Rüzgar beni onların yanına kadar getirdiğinde bizi görüp sustular.Rüzgar onlara bakmadı.Masaya geldiğimizde elimi bıraktı.Gözlerime bakarken gülümsedi. "Kendine iyi bak prenses.Bir şey olursa ara.Hemen gelirim."Göz kırpıp arkasını döndüğünde ardından baktım.Önüme döndüğümde onlarla selamlaştık.Berkay gözlerini elbisemde gezdirdi.Büyülenmiş gibi görünüyordu.Gözlerini benimkilere getirdiğinde beğenisini saklamadı.Onlar tekrar sohbete dönerken etrafı inceleme fırsatı buldum.Bahçe masalarla doluydu.Kenarda içecek alabilecekleri mini bar vardı.Ana odak ise sahneydi.Büyük sahne bahçenin yarısını kaplıyordu.Öğrenciler sırasıyla sahneye çıkıp seçtikleri şarkıları söylerken masalarındaki öğrenciler sahne gibi boş bırakılan alanda dans ediyordu.Önümdeki buzlu içecekten bir kaç yudum aldım.Berkay Uraz'ın omuzunu pat patladığında onların yanından benim yanıma geldi.Kalbim hızlı çarpmaya başladığında elini belime koyup bedenlerimizi birbirine yasladı. "Çok güzel olmuşsun ay ışığım."Küçük bir tebessümle yanıtladım onu.Öğrenciler parti için kız-erkek kombinleri oluşturmuştu.Kızlar beyaz-siyah rengi elbiseler giyerken erkekler siyah takım giyiyordu.Takımın içinde büyüleyici durmuştu.Bir süre öyle yan yana durduk.Kulağıma eğilip: "Sadece sana baktığım kısımlar kendi düşüncem."dediğinde Berkay ellerini benden çekip uzaklaştı,gidişini izledim.Sahneye doğru gidiyordu.Oradakilerle bir şeyler konuştuktan sonra sahneye çıktı.Şarkının ritmi çalınmaya başladığında Berkay bana bakmaya başladı.Şarkıya girdi.
"Ceza mı bu?" "Çektiğim çile mi?" "Yıllardır tuttuğum nöbet bitmeyecek mi?" "Bir küçük kar tanesi gibiyim," "Avucunda eriyen dön bebeğim." "Gözyaşlarını görürsem," "Erir kanatlarım." "Uçamam rüyalarında yanına." "Sonsuzluk senle başladı," "O küçük dünyamda." "Unutma gittiğinde yarım kaldım."
Gözlerini benden hiç ayırmadı.
"Çöllerdeyim,yanıyorum." "Kutuptayım,üşüyorum." "Ceza benim çekiyorum ne olur dön."
Gözleri bendeydi.
"Uzanıyorum,tutamıyorum," "Özlüyorum,ağlıyorum," "Yasak mısın anlamıyorum ne olur dön."
Son sözlerde bana bakmadı.
"Sevmesen de beni özledim sesini." "Git desem de yine gitmesen." "Yıllardır çektiğim bu hasret mi çile mi?" "Haram mısın bana bi' bilsem."
İlk sözlerde gözlerini kaçırmıştı.
"Sevmesen de beni özledim sesini." "Git desem de yine gitmesen." "Yıllardır çektiğim bu hasret mi çile mi?" "Haram mısın bana bi' bilsem."
İlk sözlerinde bakmadı.
"Bebeğim benim, hayal et sevgilim." "Bebeğim benim, haya let sevgilim."
Gözlerini hiç ayırmadı.
"Hayal et sevgilim." "Çöllerdeyim,yanıyorum." "Kutuptayım,üşüyorum." "Ceza benim çekiyorum ne olur dön." "Uzanıyorum tutamıyorum." "Özlüyorum ağlıyorum," "Yasak mısın anlamıyorum ne olur dön."
Gözleri gözlerimde.
"Sevmesen de beni özledim sesini." "Git desem de yine gitmesen." "Yıllardır çektiğim bu hasret mi çile mi?" "Haram mısın bana bi' bilsem."
İlk sözlerde bakmadı.
"Sevmesen de beni özledim sesini," "Git desem de yine gitmesen." "Yıllardır çektiğim bu hasret mi çile mi?" "Haram mısın bana bi' bilsem." "Bebeğim benim hayalet sevgilim." "Bebeğim benim hayalet sevgilim." "Hayalet sevgilim." "Hayalet sevgilim." ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~ Günün ikinci bölümü ile sizlerleyimmm.Umarım beğenmişsinizdirrr💗 bölüm hakkında düşünceleriniz⭐🌊 instagram:kitapkolik948
|
0% |