@kitapkolik948
|
Atlas'ın sevinç nidalarının ardından bahçede ilk defa gerçekten bir aile olarak oturmuş,sohbet ediyorduk.Rügar bahçede bizden en uzak ama bana en yakın yerde oturuyordu.Bu haline tebessüm ettim.Seviyordum.Kabullenmiştim.Kerim'in: "Artık gerçekten aileymişiz gibi."dediği cümlesini babam tamamladı. "Mişiz gibi değil,öyleyiz."Keskin ve itiraz istemeyen sesine kimse itiraz etmedi.Zaten hepimizin istediği buydu.Yanımda oturan Koray'da sezdiğim hareketlilik ile ona döndüm ancak gördüğüm Koray değildi.Rüzgar'dı.Koray diğer tarafa geçerken Rügar'ı yanıma oturtmuştu.Rüzgar tek eli ensesinde bana baktığında bu haline kıkırdadım.Biraz daha rahatlamış bir şekilde yanıma yanaştı.Diğerleri tekrar sohbete daldığında kulağıma yaklaştı. "Seni hak etmiyorum.Hayır,bu bir telafi cümlesi değil meleğim o kadar güzel bir kalbin var ki beni her zaman bağışlıyorsun.Ve yine hayır bunlar rahat hata yapayım kafası değil cidden duyduğum mutluluk."Bir şey diyemedim.Sadece bakışlarımı kaçırdım.Zaten başka ne yapabilirdim ki.Kolunu omuzuma koymasına ses etmedim.Bir süre öyle durduk,sonra yorgunluktan kafamı omuzuna yasladım.Derin bir nefes alıp rahatladığını belli eden vücutunun salınmasının ardından beni iyice kendine yaslayıp uzanmamı sağladı.Uyuku ile uyanıklık arasında gelip giderken son duyduğum kafama bir öpücük kondurmasıydı.
Yazardan~ Korkmazlar olarak evleri ilk defa huzur doluydu.Herkes mutluydu.Gerçekten aile olmuşlardı.Gittikçe güzel bir bağları oluyordu.Linda artık düzelecekti,çünkü düzelmemesi için bir sebep yoktu.İyi ve onu annesini karşısına alacak kadar seven bir sevgilisi,üç tane onu canından çok seven arkadaşı,abileri,kardeşi,ikizi ve anne babası vardı.Onlar Linda'ya iyi gelecekti,geliyorlardı.Ancak şu an onların mutluluklarında gözü olan biri vardı.Bir o kadar yakın ve bir o kadar da uzaktı.En kötüsü ise düşman son atağına geçmişti.Bu atağın sonucuna iki olasılık vardı.Ya Korkmazları bitirecekti ya da kendi bitecekti.Derin bir nefes aldı düşman.Aslında o kadar tranva yarattığı insan vardı ki,onlar sayesinde bu düşmanın aynı zamanda diğer lakabı da mekanik sesli adamdı.Pencereden dışarıyı izleyip içtiği sigarasının dumanını dışarı üfledi.Yüzündeki kirli sakallarının örttüğü dudaklarında beliren tebessüm yapacağı kötülüğün en büyük simgesiydi.Çalan kaoıya yandan bir bakış attığında içeriye sol kolu Kenan girmişti.Kenan boğazını temizleyip: "Patron isteğin üzerine evi izletiyorum.Uyumaya geçtiler."dediğinde saklanan gülüşü büyüdü.Koyu gözlerinden geçen haraler yapacağı kötülükten aldığı keyifin temsiliydi.Kaya gibi sert sesi ile Kenan'a emrini iletti. "Alın."Kenan başını sallayıp odadan çıktığında bitmeye yüz tutmuş sigarasını yere fırlattı.Ayağını ucuyla ezip masasının önünde durdu.Çekmecesini açıp çıkardığı tabancayı cebine soktu ve odadan çıktı.Arabasına ilerleyip binerken bile planını tekrar gözden geçirdi.O kadar kararlıydı ki kendisine yapılan bu kötülüğü onlara ödetecekti.Yatağında masumca uyuyan Linda'nın ise bu planda en masum kişi olması kabullenilmiyordu.Rüzgar yatağında dönüp durmasına rağmen uyuyamıyordu.Rahatsızca kıpranıp derin bir nefes aldı.Yatağından kalktığında tereddütle kapısını açtı.Linda'nın kapısı ile bakışmaya devam ederken en sonunda adımları onu kapının önünde durdurmuştu.Kapıyı sonunda açıp uyuyan kızın yanına gittiğinde iç çekti.Onun güzel yüzünü izleyip okşarken gözlerinin içi parıldıyordu.Yatakta küçücük kalmış kıza bakmak içindeki bütün sıkıntı ve stersini götürmüştü.Kenan ve yanındakiler evin kapısını açmaya çalışıyorlardı.Rüzgar'ın planını bozacağından habersiz bir şekilde umutla gülümseyen düşman sakince kameradan adamlarını izliyordu.Sonunda kapıyı açtıklarında eve girmeden önce uyanık birinin olması olasılığınına karşılık içinde bayıltıcı sis olan küçük topları evin girişine fırlatmışlardı.Altıkları uzun eğitimler sonrasında o kadar sessiz ve dikkatlilerdi ki uykusu kuş kadar hafif olan Barlas bu seslerin hiç birini duymamıştı.Evin içinde kızın odasının net konumunu bilen Kenan adamlara kaş göz işareti yaparak evin içine adımınıatmıştı.Rüzgar herşeyden habersiz uyuyan kızı seyre dalmıştı.Üst kata ulaştıklarında odanın aralık kapasını açan Kenan Rüzgar'ı görmesi ile bir küfür savurmuştu.Rüzgar arkasından gelen fısıltı ile arkasını dönecekken Kenan bunu hesaplamış gibi Rüzgar'In üzerine atladı.Rüzgar göründüğünden daha güçlüydü.Yumruklar havada uçuşurken adamlar çoktan Linda'ya ulaşmışlardı.Kenan'ın yumruğundan son anda kurtulan Rüzgar öfkeyle Kenan'ı üzerinden atmış ve Linda'nın önündeki adamları fırlatmıştı. "Ondan uzak durun!"Kardeşinin ondan gitme korkusu ile daha da güçlenmişken evdeki kimse bu olanları duymuyordu.Kenan son hamle ile Rüzgar diğer adamları yere sermişken arkasından yaklaşıp kafasına bulduğu şişeyi geçirmişti.Rüzgar dayanmaya çalışarak dizlerinin üzerine düştüğünde çaresizce Linda'ya baktı.Ardından tamamen gözleri kapandı.Kenan ellerini silkelerken çalan telefonunu cebinden çıkardı.Patron arıyordu. "Efendim paton?"Maskelinin sesi Kenanın yutkunmasına neden olacak kadar sertti. "Paket nerede Kenan?"Kenan yerde yatan Rüzgar'a baktı. "Abi minik bir engel çıktı yoluma,ama merak etme hallettim."Maskeli sinirle homurdandığında Kenan bunun tehlikeli bir sinyal olduğunu anlamıştı.Sertçe yutkundu ardından yerde yatan Rüzgar'a bakarak: "Ne yapalım abi?"diye sordu.Aslında o an maskeli öldürmeleri gereken emri verecekken durdu.Bu kadar basitti işte.Onların kaderi maskelinin tek bir fısıltısına bakıyordu.Ancak maskeli bununla yetinmedi.Kızın sonu zaten belliydi,ama hayır Rüzgar'ı öldürmeyecekti.Linda acı çekerken ona izletecekti.Aklında canlananlarla sırıttı. "Alın."Ardından telefon kapandı.Kenan yerde yatan Rüzgar'ı ayağının ucuyla göstererek adamlara alın emrini verdi ve Linda'yı yatağından alıp arabaya bıraktı.Son sürat maskeliye doğru giderlerken Korkmazlar yataklarında yatıyorlardı.Belkide hayatlarındaki en huzurlu uykuya yatmışlardı ancak en kötü kabuslarına uyanacaklardı.Çünkü maskeli hiç bir zaman kuralına göre oynamazdı.Onun için bu kadar basit değidi intikam olarak gördüğü şey.Kenan hızlı bir şekilde sürmeye devam ediyordu.Depoya ulaşmışlardı.Oyun asıl şimdi başlıyordu.Maskeli depoda kurbanlarını bekliyordu.Kenan arabadan inip Linda'yı kucakladı.Diğer adamlar ise Rüzgar'ı sanki bir çöp parçasıymış gibi iğrenerek deponun içine fırlatmıştı.Deponun içindeki adamlar hızla Linda'yı bir sandalyeye bağlarken,Rüzgar'ı bilerek yere zincirlemişlerdi.Şimdi geriye kalan tek şey ise Korkmazların uyanmasıydı.Tabii bu sırada Rüzgar ve Linda'yı mahvedecekti.Sırıtarak Rüzgar'ın yüzüne buz gibi bir kova su dökülmesini izledi.Rüzgar sıçrayarak uyandığında etrafa kısık gözlerle bakışlar attı.Sonunda olayı kavrayabildiğinde hırsla hareket etmeye çalıştı.Karşısında öz ve öz amcası Serhat duruyordu.Öfkeyle zincirlerini çekiştirirken Serhat keyif alırcasına sırıttı. "Ne istiyorsun lan benden?"Gözleri daha önce fark etmediği kız kardeşine kaydı.Dondu bir süre.Ardından aynı hırsla ayağa kalkmaya çalıştı. "Bırak onu it herif!"Serhat'ın gülümseyen yüzü solmuştu.Rüzgar ona hakaret etmeye devam ederken o sinirle dişlerini sıktı. "Şimdi olacaklardan sen sorumlusun Rüzgar."Ardından Linda'ya doğru ilerlemeye başladı.Rüzgar ona bir şey olması korkusuyla bir kez daha karşı karşıya kalırken kelepçelerini zorlamaya ve Serhat'a laf anlatmaya çalışıyordu.Serhat Linda'nın yüzüne sert bir tokat attığında Rüzgar kısa süreliğine sustu.İçi acıdı.Ama Serhat durmadı.Linda atılan tokadın etkisi ile sıçrayarak uyandığında bakışları yavaşça öz amcasını,Serhat'ı buldu.Bir şeyler olduğunu anladığında beyninde çınlayan endişe çanları ile etrafa bakarken Rüzgar ile göz göze geldi.Çaresizce baktığında, Rüzgar kendinden emin durmaya çalıştı ama buradan tek çıkamayacağını biliyordu.Serhat sırtarak konuşmaya başlamıştı. "Evet abisi ve kardeşi,gerçi siz düşman değilmiydiniz ya?"Keyifle Rüzgar'a döndü. "Yaptığı onca şeye rağmen ona abi mi diyorsun."Rüzgar sakin kalmaya çalışıyordu çünkü bunun bir tuzak olduğunu biliyordu.Ama imkansız gibi bir şeydi onun için.Linda ise gerçekten korkuyordu.Bu adam kimdi?Bilmiyordu.Neden buradaydı?Bilmiyordu.Hiçliğin içindeydi.Ne olursa olsun kendinden çok Rüzgar'ı düşünüyordu.Ona bir şey olmamalıydı.Serhat ikisinin bakışmasından sıkıldığını belirtmek için büyük bir şekilde ofladı.Ellerini bir birine sürttüğünde heyecanla Rüzgar'a döndü.Rüzgar anlamıştı.Şimdi başlıyordu. "Bir mi iki mi?"Amcasını çok iyi tanıyordu,seçmese bile onun dediğinin olacağını adı kadar iyi biliyordu.Çarsizce düşündü,ikiye karar kıldı.Sesi titrerken: "İki."dediğinde Serhat adamlarına işaret etti ve Linda'ya doğru yürüdü. "Lan iki bendim Serhat!Sende biliyorsun bendim."Rüzgar yalvarırken Serhat Linda'nın tam önündeydi.Çenesini sıkıca tutarak kaldırdığında Linda'nın çaresiz bakışları Rüzgar' buldu.Serhat ise bundan rahatsız olduğunu belli etmek istercesine daha da sıktığında Linda ağlamamak için kendini zor tutuyordu.Serhat srıtarak Rüzgar'a döndüğünde Rüzgar hala yalvarıyordu. "Onu bırak,onun bir suçu yok!"Serhat Linda'nın çenesini sıkarken: "Rüzgar bu dünyada bedelleri her zaman masumlar öder."dediğinde Rüzgar'ın içine öyle bir korku düşmüştü ki gözleri yanıyordu.Serhat'ın adamlarından biri elinde bir makas ve kumanda ile geldiğinde Rüzgar kelepçeleri zorlamaya başladı.Serhat Linda'nın çenesini bıraktığında kumandayı eline aldı.Tek odağı Linda idi. "Bu ne biliyor musun güzel kız?"Linda korkuyla bakmayı sürdürdü.Serhat sırıtarak kumandanın tuşuna bastığında etrafa karanlık çökmüştü.Karanlığın ardından yükselen sandalye düşme sesi Linda'ya aitti.Rüzgar hayatında ilk defa bu kadar çaresiz hissediyordu. "Linda!Linda'm!Abim!"Linda o kadar korkuyordu ki çoktan kriz eşiğine gelmişti. "Abim!Yalvarırım dinle beni!"Linda yapmaya çalışıyordu ancak olmuyordu.Karanlıkta olmaktan nefret ediyordu.Karanlık demek sesizlik demekti.Rüzgar'ın gözünden yaşlar akmaya başlarken iliklerine kadar çaresizdi.Serhat sırıtarak kumandaya tekrar bastığında Linda kendinde değildi.Rüzgar zincirleri zorlamaktan kollarını param parça etmişti. "Bak,"Dedi artık pes etmişlikle.Serhat'ın bakışları ona döndü. "Bırak onu yalvarıyorum sana.Onun bir suçu yok."Serhat kafasını iki yana salladığında Rüzgar ellerini yere bastırdı. "Ah,Rüzgar o kadar kolay değil."Adamın hala elinde tutmaya devam ettiği makasa doğru uzandı.Rüzgar anlamsızca baktığında Serhat ona ilerledi. "İşte şimdi canını çok yakacağım."Rüzgar kendisine geldiğini anladığında Linda'yı kurtardığını düşünerek umutla gülecekti ki Serhat yine sağı gösterip soldan vurmuştu.Linda'nın saçlarını kavrayıp onu o şekilde kaldırdığında Linda sessiz bir şekilde ağızını açıp kapatmıştı.Rüzgar asıl olayı daha yeni kavrayabildiğinde artık çok geçti.Asıl oyun şimdi başlamıştı ama oyuncular çoktan elenmişti. ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~ Merhabalarrrrr.Umarım beğenmişsinizdirrrr uzun bir bölüm yazdımm.Sona yaklaşıyoruz arkadaşlar:) Bölüm hakkında düşüncelerinizz İnstagram:kitapkolik948
|
0% |