Yeni Üyelik
30.
Bölüm

27. Bölüm Aşkın Gerçeği

@kitapkolik948

Müzik koyamıyorum canlarım Sezen Aksu-Biliyorsun dinleyinn🤍

 

Serhat bir saniye bile beklemeden makası Linda'nın saçlarına vurmuştu.Yıllarca çekilmiş,oradan oraya fırlatılmış saçları kesilmişti.Çekenlerin aksine bebeği gibi bakıp özendiği saçlarını acımadan kesmişlerdi.Rüzgar çığlık atarken Linda sadece ağladı.Hem zaten o bağıramazdı ki.Sesini alan adamla saçlarını alan adam aynı kişiydi.Serhat,kısa ve yamuk yumuk kestiği saçları değersiz olduğunu anlatırcasına yerlere saçtı.Linda ağlarken Rüzgar küfürler ediyordu.

"Yapma lan yapma!"Serhat ise keyifle sırıtmaya devam etti.Linda kafasını yere eğmiş,ağladığını gizlemeye çalışıyordu.Serhat yavaş adımlarla Rüzgar'ın yanına ulaştı.İlk defa bu kadar sakindi.

"Ne oldu Rüzgar?"Dalga geçer gibi kulağını ona uzattı.Ardından sanki bir şey söylenmiş ve dinlemiş gibi kafasını aşağı yukarı salladı.

"Tabii ki!Sen istersin de yapmaz mıyım?"Bu sefer kenara kaydığında koca koca adamlar Linda'nın önünde durmuştu.Rüzgar çırpınıyordu.Kardeşine bir şey olmasın istiyordu.Linda bağlı olduğu sandalyede kuş gibi minicik kalmış titriyordu.Korkuyla önündeki adamlara bakıyordu.Cüsseli adamlardan birisi Linda'nın sandalyesine tekme attığında sadalye sert zemin ile buluştu.Linda altta kalan kolları için göz yaşı dökerken adamlar durmadı.Alıp tekrar fırlattıklarında büyük depoda kırılma sesi yankılandı.Rüzgar'ın haykırışları bile susmuşken korkuyla bakıyordu yerde yatan kıza.Son fırlatışlarını yüksekten yapmışlardı.Linda'nın kolu kırılmıştı.Bedenini çok büyük bir acı sararken çıkmayan sesi ile ağlıyordu.Rüzgar titreyen sesiyle kardeşinden cevap bekliyordu.Hayır desin istiyordu.O ses benden gelmedi desin istiyordu.Adamlar yine durmamıştı.Linda'nın sandalyesini hızla kaldırmış az önce saçını kesen makas ile kırık eline uzun bir kesik açmışlardı.

"Yapmayın lan yapmayın!Durun artık yalvarırım!Onun canı ne ki dayansın bu kadarına?!Ne olur bırakın!Yapmayın!Beni öldürün ama ona dokunmayın!"Rüzgar zincirleri zorlarken öz amcasına yalvarıyordu.Serhat ise bir köşede duvara yaslanmış sırıtarak olanları izliyordu.Linda hisseddiği acıya dayanamayacak hale gelmişti.Başka bir adam elinde tuz ile geldiğinde Rüzgar hala çırpınmaya devam ediyordu.

"Amca ne olur yapma!Söyle dursunlar!O bu kadarını kaldıramaz!"Kelepçeleri zorlamaktan bilekleri kanıyordu.Gözlerinden yaşlar sel gibi akarken yalvarmaya devam etti.

"Yalvarırım dur artık!Her ne istiyorsan senin olsun!Bırak onu!"Serhat adamlara durmaları anlamında elini kaldırdığında Rüzgar'ın önüne gelmişti.

"Söyle bakalım yeğenim,"Rüzgar'ın gözlerine ruhsuzca baktı.

"Bütün kardeşlerinin ölmesi mi yoksa sadece bu kızın ölmesi mi?"Rüzgar afallarken Serhat ona fırsat vermeden sırıtarak adamlara baktığında zorla Linda'nın kollarındaki bağı açmışlardı.Sandalyeden kaldırılırken kalkmamak için çırpınışları Rüzgar'ın kalbine iğne misali batıyordu.Linda'nın koluna giren adamlar onun üç katı olduğu için gücü yetmiyordu.Başka bir adam kesik olan kolunu kendine doğru çektiğinde bile çekmemesi için çırpınıyordu.Elinde tuz olan adam ise kendisine uzanan kola bir saniye bile beklemeden tuzu boca etmişti.Rüzgar'ın içi acırken,Linda kollarından fırlatılmıştı.Koluna sarılarak geri geri gittiğinde dizlerinin üzerine çöktü.Önüne bizzat Serhat gittiğinde kafasını kaldıramadı.Başını çarpmıştı ve dönüyordu.Serhat saçlarını kavrayıp yerde sürüklemeye başladığında bile kendini salmıştı.Bunun bir diğer nedeni de Serhat saçlarını çektiğinde kafasını tekrar yere vurmasıydı.Gözleri kapanmaya başlamıştı.Serhat Linda'yı Rüzgar'ın kucağına fırlattığında Rüzgar gözünden yaşlar boşalırken kardeşini kucakladı.Serhat'ın adamları depoyu terk ederken Serhat burada geçirdiği süre boyunca sık sık yaptığı şeyi yaptı.Sırıttı.

"Bu da sana son kıyağım olsun Korkmaz."Ardından çekip gitti.Rüzgar her zaman temiz olan saçları kana bulanmış ve kısacık kalmış kızın tutamlarını yüzünden çekti.Elleri titriyordu.

"Ne olur gitme."Saçları yüzünden çekilen Linda'nın yüzü açılmıştı ama her yeri mahvolmuştu.Kan revan içindeydi.Oluk oluk kan akan koluna baktı.Kırıldığı belli olurcasına yamuk duruyordu.Rüzgar artık hıçkırarak ağlıyordu.Titreyen elleri ile kardeşinin yanaklarını kavradı.

"Yalvarırım sana gitme,ne olur kardeşim yapma bunu bana."Burnunu çekti.

"Hem sen bana söz verdin,"Derken Linda'yı iyice kendine çekmişti.Kollarını sıkı sıkı sarmıştı.Kollarında minicik kalan kız acıdan kuş gibi titriyordu.

"Gidemezsin.Güzelim,Linda'm bırakma beni.Bu acıyla yaşayamam ki ben."Linda'nın yeşil gözleri kapanmaya çok yaklaşmış iken Rüzgar,telaşla kardeşini sarsmaya başlamıştı.

"Hayır!Uyumak yok!Evimize gittiğimizde beraber uyuruz olmaz mı?"Linda gözlerini kapatmıştı.Rüzgar çaresizce kafasını iki yana salladı.

"Gitme!"Hıçkırdı.Titreyen elleri ile kardeşinin yüzünü okşadı.

"Gitme lütfen gitme."Gözlerini kapatıp kardeşinin üzerine uzandı.

"Kardeşim,biriciğim yalvarırım,"O kelimeyi söylemek istemedi.Kardeşinin gitme olsalığını kabullenmek istemiyordu.Ama eğer o böyle gözlerini açacak ise kendisini paramparça ederdi.

"Ölme,"Kardeşinin yüzünü izlerken kendini sakin tutmaya çalışıyordu.Kafasının altına koyduğu elini çektiğinde gördüğü şeyle dondu kaldı.Ellerinde kırmızı boya vardı.Kafasını iki yana salladı.

"Hayır,hayır abicim."Ellerindeki kardeşinin kanıydı.Elleri hala kelepçeli iken daha yeni aklına gelmiş olan şey ile üzerindeki t-shitü parçaladı.Hızla hem kafasını hem de kolunu sarmıştı.Gözlerindeki yaşlar damlamaya devam ederken kendine söyleniyordu.Neden daha önce akıl edememişti?Çaresizliği devam ederken orada uzun süre kalmışlardı.Rüzgar'ın sayabildiği kadarı ile üç saat kırk üç dakika olmuştu.Linda'nın hala az da olsa nabızı vardı.Yok kadar az.Rüzgar saatlerdir uyandırmaya çalışıyordu,ama uyanmıyordu.Rüzgar küstüğünü düşündü.Kendi kollarından kan akması yüzünden halsiz düşmüştü ancak hala tek odağı kardeşiydi.Deponun kapısı güçlü bir tekme ile açıldığında.Rüzgar kardeşini kendi vücuduna saklamaya çalışmıştı.İçeri giren ve sağa sola bakan kişi Karan Korkmazdı.Rüzgar gür sesi ile:

"Baba!"diye bağırdığında ardındaki tayfa da onlara dönmüştü.Yerlerine mıhlanmış kalmışlardı.Kız kardeşleri kanlar içinde Rüzgar'ın kucağında yatıyordu.Rüzgar ise bitkindi,yüzü solmuştu ve bileklerinden kan akıyordu.Kendine gelen ilk kişi Kıvanç oldu.Onlara doğru koşmuş Rüzgar'ın kelepçeleri ile uğraşırken Linda'yı kontrol ediyordu.Ardından gelen Kerim Linda'yı kucağına alacakken Rüzgar'ın yok gibi çıkan sesi içlerini acıtmıştı.

"Dikkat et,kolu kırık."Kerim kafa sallamak dışında bir şey yapamamıştı.Zaten hiç birinde konuşacak hal kalmamıştı.Linda'yı dikkatlice arabaya bindirirlerken Rüzgar'ın da bileklerinin özgür kalmasıyla aynı arabada hastaneye gidiyorlardı.Mert'in kucağında yatan Linda'nın yüzü bembeyaz kesilmişti.Teni buz kesmişti.Mert gözlerinden yaşlar akarken ikiz hislerini iliklerine kadar hissediyordu.Kafasını kaldırıp arabayı deli bir hızla süren Koray'a baktı.

"Abi,"Derken kekelemişti.

"Bir şey olmayacak değil mi?"Koray bir şey diyemedi.Önü buğulanırken arabanın gazına daha da çok yüklendi.Hastaneye vardıklarında Banu'nun acı haykırışları etrafı doldururken,olaydan son saniye haberi olan Berkay sevdiği kızın o solgun halini görünce hızla koşarak sedyeye ilerlemişti.

"Linda!"Sevdiği kadının bembeyaz tenine baktı.Buz kesmiş parmak uçlarına tutundu.Gözleri dolarken ona seslenenleri duyamadı.Uraz'ın onu çekmesi ile doktorlar sedyeyi ameliyathaneye sokmuştu.Berkay,olduğu yerde sendelerken anlamsızca bakındı dolu gözleri ile.Daha saatler önce sevdiği kadını evine bırakmamış mıydı?Kendi elleri ile evine götürmemiş miydi?Kendine gelemiyordu.Bütün sesler uğultudan ibaretti.Başı dönüyordu.Neden daha çok sarılmamışlardı ki?Etrafındakiler çoktan ameliyathanenin etrafında dolanmaya başladıklarında bunun bir kabus olmasını istedi.Ona sarılan üç çift kol iyi gelmiyordu.Onun ay ışığına ihtiyacı vardı.Hatırladığı bir diğer ayrıntı ile tekrar sendelemişti.Linda'nın saçları kısa ve yamuk yumuktu.Berkay daha fazla dayanamadı.Ona sarılanlardan hızla kurtulup ameliyathaneye doğru yol aldı.

"Kim yaptı bunu ona?!Kim benim sevgilime zarar verdi?!"Sinir ile Korkmazlara bakarken herkes perişandı.Ancak asıl detay ise ameliyat kapısına en yakın köşede,yerde oturan Rüzgar'dı.Kötü durumdaydı.Bilekleri parçalanmıştı ama o gitmiyordu.

"Kardeşim buradayken ben neden gideyim?"Diyordu.Berkay için ise bunlar önemli değildi.Olduğu yerde dizlerinin üzerine düştüğünde ağlamaya başlamıştı.Öyle yüksek ağlıyordu ki bütün hastane onu duyuyordu.Bir kez daha.Bir süre bu böyle devam etti.Herkes kendi köşesinde ağladı.İlk defa Efe bile buradaydı.Ameliyathaneye doktorlar girip çıkmaya başladığında hepsi korkuyla bakmaya başlamıştı.

"150'ye ayarla!"Doktorun bağırışı hepsinin endişlenmelerine sebep olurken sesler kesilmedi.

"Hocam nabız düşüyor."

"200 yap!"Berkay yerinden fırladı.Ameliyathenin içine girdiğinde doktorlar onu engelleyemeden Linda'nın ellerini sıkıca tutmuştu.Ağlıyordu.

"Gidemezsin!Gidemezsin anladın mı?!Beni bırakamazsın."Dolu gözleri ile baktı solgun tene.

"Gidersen peşinden gelirim."Fısıltısının ardından etrafa sessizlik çöktü.Ama o sessizlikte yankılanan güçlü bir başka ses yükseldi.Az önce nabız düşük olduğu için çıkan cızırtılı ses hızla yükselmişti.Artık düzenli atan kalp ritmi odayı dolduruyordu.Berkay ağlamasına rağmen gülerek sarıldı tutuğu ele.O aslında gitmişti.Ama sevdiği adamı bırakmak istememişti.Ailesini,arkadaşlarını ve Rüzgar'ı da dahil etmişti.Berkay eğer ona seslenmeseydi gidecekti.Bunu ise bilen kimse olmayacaktı.İşte gerçek aşk buydu.Sevdiği insanın sesi ile ölümden dönmekti.Belki hiç bir zaman aşklarının bu kadar kuvvetli olduğunu öğrenemeyeceklerdi,ancak hep bilecekleri tek bir şey vardı.Onlar her olasılıkta,her evrende beraberlerdi.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Evettt istediniz ve yaptım.Buyrun bugünün ikinci bölümü.Finale sonlarımız kaldı canım okurlarım.Ne kadar istemesemde bu kurgunun da bir ömürü var.Her ne olursa olsun onları özleyeceğiz:)Ben bugünlerimi özleyeceğim ama onları sık sık göreceğiz,bana güvenin.Her neyse şimdilik kalan bölümlerimizin tadını çıkaralım olur mu?Cici bakın kendinizeee.

Bölüm hakkında düşüncelerinizzzz

İnstagram:kitapkolik948

Loading...
0%