Yeni Üyelik
33.
Bölüm

29. Bölüm Bizim Yüzüğümüz

@kitapkolik948

Aşklarım yine şarkı koyamıyorum dilerim ki dinleyinnn

 

Linda'dan~

Arabanın camından dışarıyı izlerken gideceğimiz yeri merak ediyordum.Heyecanlıydım.Uzun zaman sonra ailecek bir şey yapacaktım.Ayrıca onlara minnettardım.Zorlu bir süreçten geçmeme rağmen beni asla yalnız bırakmamışlardı.Güzel kıyafetler içindeydim.Ailem benimleydi.İstediğim her şeye sahiptim.Yol sonunda bittiğinde heyecanla indim arabadan.Efe gelip koluma girdiğinde etrafı incelemeye başladım.Çok güzel bir mekana gelmiştik.Şık insanlar vardı.İçeri girdiğimizde gördüğüm sahne ile olan merakıp iyice artmıştı.Ayırtılan masamıza oturduğumuzda bir yanımda Rüzgar diğer yanımda ise Mert vardı.Yiyeceklerimizi sipariş verdiğimizde sahneyi izlemeye başlamıştım.Perdeleri kapalı sahne açıldığında gördüğüm kişilerle kocaman gözlerle baktım.Enstürmanların önünde Çağrı,Toprak ve nasıl ikna ettiklerini bilmediğim Uraz vardı.Ana şarkıcı yerinde ise Berkay vardı.Mikrofonu bir kez daha gözlerimin içine bakarak kavradığında deja vu yaşamıştım.Çalmaya başladıklarında Berkay'ın tek odağı bir kez daha bendim.

"Umudumsun,"Diyerek başladı şarkıya.

"Simsiyahken her yanım,huzurumsun."Gözleri titredi.

"Uçurumsun,atlasam karanlığına adım unutulsun."

"Evim ol,kurtar beni."Gözleri bu cümlenin doğruluğunu kanıtlıyordu.

"Sonum ol,"

"Dilerim ki,dilerim ki asla caymazsın benim olmaktan."Kafamı asla olmayacağını belli edercesine iki yana salladım.

"Dursun zaman,kalsın yerin derinlerinde saklanan."Şarkının ritmi ağır basarken biz hala birbirimize bakıyorduk.Tekrar dudaklarını araladı.

"Sönemezsin."

"İçimi yakan,delip geçen ateş sensin."Kafasını sallayarak söylemişti.

"Onlar ne bilsin?"Derken çok umursamazdı.

"Sana çıksa keşke her yolum,hayalimsin."Gözlerinde parlaklık vardı.Bana her baktığında olanından.

"Evim ol,kurtar beni."Tekrar nakarata geldiğinde eliyle kalbini gösterdi.

"Sonum ol,"

"Dilerim ki,dilerim ki asla caymazsın benim olmaktan."

"Dursun zaman,kalsın yerin derinlerinde saklanan."Mikrofona odaklanıp gözlerini kapattığında çıkardığı ses sanki büyülü gibiydi.

"Kaybolan bir ruh gibi,"

"Kayıp gidersem de bul beni."Bunu çok istermiş gibi bakıyordu.

"Mahvolur da bitersem tut elimi."Elini uzaklığa rağmen bana uzatmıştı.Yavaşça ayağa kalktım.

"Dilerim ki,dilerim ki asla caymazsın benim olmaktan."

"Dursun zaman kalsın yerin derinlerinde saklanan."

"Dilerim ki,dilerim ki asla caymazsın benim olmaktan."

"Dursun zaman kalsın yerin derinlerinde saklanan."Sahneye varmıştım.Alkış sesleri yükselirken sahneden inip yanıma gelmişti.Terlediği için damlayan su damları bile sanki onun bir parçasıydı.Ellerimi tutup üzerlerini öptü.Kafasını kaldırdığında sırıtıyordu.

"Doğum günün kutlu olsun sevgilim,iyiki doğdun."Bugün doğum günümdü.Unutmuştum ama o hatırlıyordu.Tek elimi bırakıp elini cebine soktu.Çıkardığında bunun bir kutu olduğunu gördüm.Kutuyu bana uzattığında elini bırakıp kutuyu açtım.Kutuda yan yana iki tane yüzük vardı.Sade ama şıktı.Gözlerim dolarken kafamı kaldırdım ve ona baktım.Dudaklarımı oynatarak:

"Bizim mi?"Gülümseyerek gözümden akan yaşı sildi.

"Bizim yüzüğümüz."Sonra ekledi.

"Ciddi ilişki yüzüğü."Kutuyu elimden alıp bir tanesini çıkardı ve elime uzandı.Yüzük parmağıma taktığında aslında bunun basit bir eşya olması onu basit yapmıyordu.Diğerini de alıp kendi parmağına taktığında boynuna atladım.Sıkıca sarılırken ayaklarımı yerden kesti ve beni tek eliyle tutarak döndürdü.Gözümden yaşlar akıyordu ama ben gülüyordum.Bunu sadece o yapabiliyordu.Beni yere indirdiğinde beraber yemek masasına geri döndük ve oturup kahkahalar eşliğinde vakit geçirdik.Eve gitme vakti geldiğinde anne ve babamdan izin alıp Berkay ile sahil kenarına gelmiştik.Kumların üzerinde oturuyorduk.Ay ışığı üzerimize vururken Berkay bana bakıyordu.

"Ay doğru yönü bulmuş."Gülümsedim.Gözleri gülüşümde kalırken gülmem onu çok mutlu ediyormuş gibi baktı.

"Gülmeni çok seviyorum."Gözlerime baktı.

"Senin tamamını çok seviyorum."Dudaklarımı oynattım.

"Bende seni çok seviyorum."Berkay koca gözlerle bakarken anlamsızca baktım ona.

"Sen,"Dedi.Kaşlarımı çatarken o inanamaz gibi bana baktı.

"Sen konuştun Linda."Kaşlarım havaya kalkmıştı.

"Ne ama ben-"Kendi sesimi duymamla şok olan bendim.Kısık ve kötü çıkıyordu ama çıkıyordu!Berkay'a döndüm.

"Ben konuşuyorum."Berkay beni kendine çekip sarıldığında kollarımı ona sardım.

"Ama çok kötü çıkıyor."Berkay yüz yüze gelmemizi sağladı.

"Duyduğum en güzel ton."Sonrasında birlikte sarılarak Ay ışığını izledik.Uykum geldiğindeyse kafamı omuzuna koyup gözlerimi kapattım.

Sabah gözlerimi odamda açtığımda yavaşça doğruldum.Normale göre erken kalkmıştım ama bu iyiydi.Herkese süpriz yapabilecektim.Yataktan kalkıp tuvalete gittiğimde elimdeki yüzük tebessüm etmeme neden olmuştu.Sırıtarak işleri hal ettiğimde ilk konumum annem ve babamın odasıydı.Kapılarını sessizce açıp içeri girdim.Birbirlerine sarılmış,tatlı bir şekilde uyuyorlardı.Yavaşça aralarına girdiğimde öncelik annemdeydi.Ona doğru döndüm ve yüzünü öpücüklere boğdum.Gözlerini araladığında ben olduğumu görünce tebessüm etti.

"Annecim neden uyanıksın?"Eliyle yanağımı okşarken zamanın geldiğini anladım.

"Annem uyku tutmadı."Gözleri kocaman olurken babamın sesini duydum.

"Günaydın fındık burunlar."Gözlerini ovuşturuyordu.

"Günaydın babacım."Elleri gözlerinde kalırken bu hallerine güldüm ve sıradaki hedefime Koray'ın odasına girdim.

"Abiş uyan."Kımıldandı ardından yatakta sıçrayıp kaldı.Koşarak odadan çıkıp Kerim'in kine girdim.Uyanmıştı,yatakta yatıyordu.Beni görünce dikleşti.

"Linda,abim?"

"Efendim abi?"Diğerleri gibi kalırken ondan da çıktım.Sırada Poyraz vardı.Kapıyı açtığımda elindeki kahvesi ile dosyalara baktığını gördüm.Kafasını kaldırıp bana baktığında ciddi ifadesi silindi gitti.Gülümsedi.

"Abim neden erken kalktın?"

"Uyuyamadım abi."Elindeki kalem düşerken onu da bıraktım.Atlas'ın kapısını hızla açtığımda yataktan düşmüştü.Uykulu uykulu etrafa bakarken yanına ilerledim.

"Abi iyi misin?"Uykulu gözlerini kırpıştırdığında birazdan dank edeceğini anlayarak odadan çıktım.Sırada Barlas vardı.Kapı koluna uzanan elim asılı kaldı çünkü kapıyı açmıştı.Kaşları havaya kalkarken:

"Bir sorun mu var küçük hanım?"diye sordu.Diğerlerine göre duygularını içinde yaşıyordu bu yüzden onu fazla tanımıyordum.Ama abimdi işte.

"Hayır,abi günaydın."Bir şey olmamış gibi arkamı döndüm ve Kıvanç'ın odasına girdim.

"Abim uyan hadi."Kıvanç yavaşça gözlerini araladığında ağzından:

"Hm?"demişti.Güldüm ama beni duyduğunu düşünerek son kapıma girdim.Rüzgar'ın odasına.Yatakta sırt üstü yatıyordu.Yorgun olduğunu görebiliyordum.Yavaşça yanına ilerleyip yatağın ucuna oturdum.Saçlarını okşarken yüzünü benim olduğum tarafa çevirdi.Gözlerini açtığında gülümsedi.Elini uzatıp yanağımı okşarken:

"Güzelim,uyanmışsın."Elini öptüm ve:

"Uyandım abi."dedim.Eli havada kalırken onu da bırakıp aşağı indim.Tam da tahmin ettiğim gibi bir kaç dakika sonra hepsi koşarak aşağı kata inmişti.Gözleri şaşkın bakıyordu.Salona giren ilk kişi Atlas'tı.

"Sen konuşuyorsun!"Gülerek kafa salladım.

"Evet canım ailem."Bana şaşkın ördek gibi bakarlarken içeri Efe girdi.Gözlerini ovuşturuyordu.Sese uyandığı belliydi.

"Ne oluyor?"Ardından gelen Mert'te ona katılır gibi kafa salladı.

"Bir şey olmuyor ablam,konuşuyoruz.Size de günaydın ikizim ve kardeşim."Efe kendi toparladığı gibi koşarak yanıma gelip sarılmıştı.

"Ablam konuşuyor!"Neşeli sözleri diğerlerinide kendine getirirken hepsi gelmişti ve biz şimdi gerçek anlamda bir aile olarak sarılıyorduk.Aile gerçekte böyle bir şeymiş.Doğrunda,yalnışında,düştüğünde hep yaınında olmakmış.Ben gerçek aile kavramını Korkmazlardan öğrenmiştim.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Umarım beğenmişsinizdirrr öpüldünüz🤍

Bölüm hakkında düşünceleriniz⭐🌊

İnstagram:kitapkolik948

 

 

 

Loading...
0%