Yeni Üyelik
7.
Bölüm

6. Bölüm İpsiz Balon

@kitapkolik948

85 okunmaaaa🥹🥺Çookkk teşekkür ederimmm💗💗

 

Düzenlenmiştir*

 

Linda'nın Anlatımıyla~

 

Boşlukta gezen sahipsiz bir balon gibiydim.İnsanların ellerinden kurtulmaya çalışırken aslında kendini ölüme terk eden bir balon parçasıydım.Kimsesiz ve biraz daha,gök yüzüne yukarı doğru çıkarsa patlayıp yeryüzünden silinecek biriydim.Şimdi ise daha önce hiç görmediğim,varlığını bile bilmediğim insanlarla,bilmediğim bir odada yatağa uzanmış dünü düşünüyordum.Karşıma geçmiş ailem olduklarını söylüyorlardı.Hiçbir duygu kırıntısı hissetmiyordum çünkü yine istenmediğim bir ortamdaydım.Artık alışmıştım istenmemeye.Ben kendi düşüncelerimde boğulurken kapım çalındı ve yavaşça açıldı.Gözlerimi tavandan ayırdım ve Atlas'a baktım.Yüzünde bir gülümseme ile içeri girdi.Ben ona yakın olmak hatta belki de sarılmak istiyordum.Samimi geliyordu bana.Ama dün akşamdan sonra pek sanmıyorum.Ben yine dalmışken Atlas'ın gülümsemesi daha da büyüdü.Sakin adımlarla yanıma doğru gelirken ben gözlerimi yummuştum.Sonra bir anda Atlas'ın ellerini saçlarımda hissettim.Kırılgan bir şeyimiş gibi seviyordu saçlarımı.Sonra konuşmaya başlamıştı.

 

"Hadi gel ailecek kahvaltı yapalım."Ailecek.Bu kelime tuhaf geliyordu bana.Yakın hissedemiyordum.Atlas beklenti ile gözlerime bakıyordu.O da sanki düşüncelerimi okumuş gibi:

 

"Şu an kendini tuhaf ve gergin hissediyorsun anlıyorum ama bu sonsuza kadar gider mi sence?Bir şans vermeyi denemelisin."dedi.Aslında az çok haklıydı fakat bir şeyler beni engelliyordu.Bu benim aile ortamını bilmememden mi yoksa korktuğumdan mı oluyordu bilmiyordum.Bir süre sonra yavaşça yatağın kenarına oturdu.Bir eli hala saçlarımdayken diğer elini güven vermek istercesine yanağıma koydu.Beni hafifçe kendine çektiğinde ben daha ne olduğunu anlayamadan kendimi Atlas'ın kucağında bulmuştum.Bu sırada ağzımdan bir çığlık kaçmıştı.Atlas ise sırıtarak merdivenleri inmeye başladı.Ne kadar çırpınıp kucağından inmeye çalışsamda olmamıştı.Salona girdiğinde kalabalık olduğunu anladım ama ben daha kimin kim olduğunun farkına varamadan Atlas koltukta beni gıdıklamaya başlamıştı.Kahkahalarım salonu doldururken ondan kurtulduğumda salona birinin girdiğini gördüm ve hemen onun arkasına geçtim.Kimin arkasında gizlendiğime baktığımda bunun Rüzgar olduğunu görmek beni korkutmuştu.Boş gözleri üşümeme sebep oluyordu.Gözlerimden korku geçtiğine emindim.Benim bile zor duyduğum bir sesle özür diledim.O sırada Atlas'ın hala yanıma geldiğini görünce hızla etrafa göz attım.Kıvanç'ı görünce onun yanına doğru koştum.Ben arkasına geçecekken beni kendine çekip dün ki gibi kucağına aldı.Ona gelmem onu gülümsetmişti.Bir eli saçımı kulağımın arkasına verirken kulağıma fısıldadı.

 

"Dün söylenenler umurumda değil.Seni buldum ve bir daha kaybetmeyeceğim.Sen onları boş ver hep bana sığın güzelim."Gözlerimi ona çevirdiğimde o zaten bana bakıyordu.Umutluydu bakışları.Beni kucağına iyice yerleştirirken tüm bakışlar bizdeydi.Utançtan burnumun ve yanaklarımın kızardığına emindim.Kıvanç bir kahkaha attığında kafamı boynuna gömdüm...

 

•.•

 

Gergin ama eğlenceli bir kahvaltıdan sonra okulumun olduğunu söyleyip cevap vermelerine izin vermeden evden çıkmıştım.Kendi evime giderken üzerimde bir sıkıntı vardı.Eve vardığımda işlerimi halledip okula doğru yol aldım.Kafam çok karışıktı.Barış dönmüştü.Gerçek ailem ortaya çıkmış ve her şeyin yalan olduğunu öğrenmiştim.Ne hissedeceğimi bilmiyordum.Okula girdiğim gibi sınıfıma çıkmış ve sıraya oturmuştum.Ruhen çok yorgundum.Birkaç saniye sonra sırada bir hareketlilik hissettim.Kafamı kaldırdığımda Berkay olduğunu gördüm.Bana şaşırmış bir şekilde baktıktan sonra:

 

"Linda iyi misin?"diye sordu.Gözlerinin içine bakarak:

 

"Gerçeği mi duymak istersin yoksa herkese söylediğimi mi?"dedim.

 

"Seni,sadece seni duymak istiyorum."Gözlerimi kaçırıp derin bir nefes aldım.

 

"Kötüyüm."dedim fısıltıyla.Bir eli saçımı kulağımın arkasına verirken kararsız kaldığım sözler döküldü dudaklarından.

 

"Neden peki?Ailenle mi ilgili?"Hızla ona bakarken nasıl anladığını düşünüyordum.Daha önce söylememiştim ki.Bu sefer soluk alan o olmuştu.

 

"Sana zamanı geldiğinde bir şeyler anlatacağım.Ama şimdi canını sıkan şeyi bana söylemelisin."dediğinde:

 

"Hangi birini?"diye sordum dolmuşlukla.

 

"Ailemin aslında gerçek olmadığını öğrenmemi mi?Öz ailemin beni bulmasını mı?Barış'ın dönmesini mi?"Gözlerim dolarken fısıltıdan ibaret sesimle sordum tekrar.

 

"Hangisi?"

Bana bakan gözleri izin ister gibi bakınca kafamı salladım ve anında sıcak kollarının arsasındaydım.Yıllar sonra ilk defa bu sıcaklığı hissetmiştim.Beni sıkıca sarmıştı.Artık ağlıyordum.Çocukluğumu yaşayamamama, gerçek ailemle büyüme şansımı elimden aldıkları için ağlıyordum.Bunlar boş göz yaşları değildi.Bunlar bir çocuğun sesiz haykırışlarıydı.Ne kadar zaman geçti bilmiyorum ama ne o bana sarılmayı bıraktı ne de ben onun kollarında ağlamayı bıraktım.

 

                   .*.

 

Okul bitmişti şimdi ne yapacaktım?Tekrar o eve mi dönecektim?Başka şansım var mıydı?Daha evin yolunu bile bilmiyordum ki.O an telefonum çaldı.Bilinmeyen bir numaraydı.Ama açmıştım çünkü aileden olma olasılığı vardı.Ne kadar da kötü bir şeydi kendi aileme yabancı olmak.Ailem değil de aile demek.Telefonu kulağıma koyduğumda duyduğum ses beni olduğum yerde durdurmuştu.

 

"Alo."Bu buz gibi ses Rüzgar'a aitti.Neden aramıştı ki?

 

"Rüzgar?"dedim soru sorar şekilde.İçimi donduran sesiyle bir kez daha konuştu ama bu sefer kalbimde bir ağırlık olmuştu.

 

"Bana bak seni almaya geldiğimi söyledim ama tabii ki senin gibi biriyle aynı eve sığamazken aynı araba olmak çok zor bir eylem."Korku sarmıştı dört bir yanımı.

 

"Bu yüzden kendi başının çaresine bak.Eve gidebilirsen de seni bırakıp gittiğimi söylersin.Eğer ki başka bir şey duyarsam seni çok fena yaparım."Dedi hiddetle.

 

"Bir şey söylemeden önce aklına bu söylediklerim gelsin."

Ardından telefon yüzüme kapanmıştı.Gözlerim korkuyla büyümüştü.Ben nasıl bulacaktım ki yolu?Sokaklarda yürümeye başladım.Nereye gittiğimi bilmeden.Hava kararmış Güneş yerini Ay'a bırakmıştı.Aynı zamanda gece kendisi ile soğuğuda getirmişti.Üzerimde sadece bir hırka vardı.Sürekli tedirgin bakışlar atıyordum etrafıma ama arkamda birilerinin olduğunu hissediyordum.Emin olmak için bir anda koşmaya başladım ancak arkamdaki adım sesleri de hızlanınca sağa sola saparak bir sokağa girdim.Takip ediliyordum.Telefonumda öz ailemden bir süre önce beni aradığından dolayı numarası olan Rüzgar'ı aradım.Telefon çaldı ama açılmadı.O sırada kafamda bir acı hissettim.Bedenim yere düşerken gözlerim kapandı.

 

.•.

Yazardan~

Kormaz ailesi evde kızları ve onu eve getirecek olan Rüzgar'ı bekliyorlardı.Ama iki saat geçmesine rağmen kimse gelmemişti.Artık başlarına bir şey geldiğini düşünmeye başlamışlardı.Ancak bundan Kıvanç'ın haberi yoktu.Çünkü şirkette gün boyu önemli bir toplantıdaydı.Aklında ise tek bir şey vardı.Bir an önce eve gidip kız kardeşi ile ilgilenmek.Karan Bey ise kızlarını aramak için tüm polis teşkilatlarına haber vermişti.Heryerden aranıyordu.Ama bir türlü bulamıyorlardı.Evin içinde kargaşa varken bir kapı sesi duyulmuştu.Herkes durmuş kimin geldiğine bakmak için içeri girmesini bekliyordu.O an salon kapısında Rüzgar göründü.Rüzgar'ın gözleri odada gezindi ve boş bir koltuğa oturdu.Kimseden çıt çıkmıyordu.Kafalarında tek bir soru vardı.O buradaysa Linda neredeydi?Sonra biri daha girdi içeri.Kıvanç.Ev halkını böyle görünce kaşlarını çatmıştı.

 

"Ne oldu?"Demişti.Ancak kimsede cevap verecek güç yoktu.Rüzgar'da anlamazca onları süzdü.Banu kimseden ses çıkmayacağını anlayınca ağlamalarının arasından:

 

"Kızım yok Kıvanç.Rüzgarla eve gelecekti ama gelmedi."dedi.Kıvanç hızla Rüzgar'a döndü ve üzerine yürümeye başladı.

 

"Ne yaptın kardeşime?O kızın size ne zararı vardı?!Daha yeni geldi bu eve.Yeni!Nerede benim kardeşim?!"adete gürlediğinde herkes iyice yerine sinmişti.

 

"Bilmiyorum."dedi Rüzgar rahat bir tavırla.Kıvanç iyice sinirlenirken Rüzgar onu umursamadan ayağa kalktı.

 

"Ne kıymetli kardeşin varmış.İki günlük kız için kaç yıllık kardeşini karşına alıyorsun.Nereden geliyor bu akıl?Kendinde misin sen?Pişman olacaksın.Ama o zaman ben sana arkamı çoktan dönmüş olacağım."Ardından Kıvanç'ın omuzuna vurup odadan çıktı.Kimse bilmiyordu o an videoya çekildiklerini.Ve o videonun çok büyük bir kıyamet getireceğini.Aslında kendi sonlarını getirdiklerini bilmeden önemsizse söylenen sözlerin gelecekte canlarını ne kadar yakacaklarını nereden bileceklerdi ki?

 

~~~~~~~~~~~~~~~~~

Merhabaaaa!Umarım beğenmişsinizdir!!

 

Bölüm düşünceleri💗⭐️

 

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın🧸🎀

Loading...
0%