@kitapkurdu4108
|
Yemekleri onlar verecek oooh ne güzel, bu yerin sahibi geldi, yani öyle olduğunu duydum. Bize açıklama yapacakmış. Nasıl bir adam desem uzun saçlı ama siyah bir maskesi var. İlk önce isimlerimizi öğrenecekmiş. Nisa da; ''Senin adın ne?'' Nisa da; ''Şunu söylerseniz cevaplayacağım. Sizin adınız ne? Adlarımınızı ne yazacaksınız ve neden maske takıyorsunuz?'' Adam şaşkın bir ifadeyle; ''Neden ki şimdi?'' dedi ama sonra ciddileşti ve; ''Madem o kadar merak ediyorsun, söyleyeyim. Adım Furkan, adlarınızı hiçbir şey yapmayacağım ben her insanla samimi olurum. Neden maske takıyorum? Çünkü gribim. Bu yüzden yemekleride size yardımcılarım verecek. Evet, şimdi adın?'' dedi. Nisa da; ''Nisa'' dedi. Şimdi isim söyleme sırası bendeydi; ''İsmin ne?'' ''Gece.'' dedim. Sonra bana değişik ve garip bir şekilde gülümseyip gitti. Bu ne ya sapık mı bu adam? Neyse, yapacak bir şey yok adım gitti elden. Herkes acıktığı için yemek saatinde masalara oturduk. Yemek saati var bir de! Kendimi ilkokul gibi hissediyorum. ''İlk önce kötü şeyleri yaşa ki sonda iyi karşılan.'' Nisa hemen araya girdi; ''Öyle bir söz olduğuna emin misin?'' E-eh evet öyle bir söz yoktu ama aynısı yemekte de geçerli bence. Miden biraz garip hissetti, ama yemeye devam ettim. Her şeyin tadı normalinden farklıydı. Portakal suyunu içtim. Portakal suyunu içince kendimi enerjik hissetmeme rağmen uyumak istedim. Bu ne böyle? Uzaktan ismimizi soran ve buranın sahibi olan adamı gördüm. Bana bakıyordu ve değişik değişik yeniden gülümsüyordu. Aslında bakarsan adam hiç güzel bakmıyordu. Rahatsız edici. Her neyse gece olmadan daha uyumuştum sonra Nisa'da uyudu. Gece çadırda bir sıcaklık hissettim, çadır yanıyordu, ama bunun bir kabus olduğuna eminim bu yüzden uyumaya devam ettim. Bir yanık kokusu geldi, çadırın yandığını gördüm ve çığlık attım. Ama...Kabuslarda veya rüyalarda çığlık atamazsın ki?; ''AMAN BU BİR RÜYA DEĞİL! BURASI KENDİ KENDİNE YANAMAZ! Birisi yakmış olmalı! Nisa! Nisa! Hemen dışarı çıkalım!'' deyip yanıma baktım. Ama Nisa orada değildi. Yediğim yemekler ve yanık kokusuyla birlikte midem de daha çok karışmaya başladı. Nisa dışarıdan bana sesleniyordu; ''Gece! Gece! Beni duyabiliyor musun?'' Bende cevap verdim; ''Evet ama buradan nasıl çıkacağım?'' derken şu Furkan mıdır nedir o gelip çadırın üstüne su attı. Bu da çadırın daha çok yanmasına yol açtı. Nisa dayanamayıp o kadar ateş olmasına rağmen içeri girdi ve elimi omzuna koyup beni oradan çıkarttı. |
0% |