@kitapkurdu4108
|
(Atlas'ın anlatımıyla) Sakinleşmeye çalışıyordum, ama hâlâ aklıma o gün geliyordu. 18 yıl önce Gece'nin bugün gördüğü rüya gibi, adamlar takım elbiseliydi ve arabamıza ateş ediyorlardı. Aklıma o gün geldikçe annemi ve babamı hatırlıyorum. Ne kadar mutluyduk... Hepsi o kılıç dövmeli silahlı mafyaların başı yüzünden... Zaten dünde yine kılıç dövmeli bir adam geldi. O adamı kendi ellerimle boğmamamak için americano'yu bile getirmedim. O adamın o günkü adamla alakası neydi? Gözlerinin aynı olduğuna eminin bir daha görürsem elimden cevap verene kadar kurtulamayacak. Salinleşip kafeye gittim, önlüğümü giydim ve servise başladım. O sırada bir adam geldi... Bu da ne? Bu adam 18 yıl önceki annemin ve babamın katiliydi; ''Ah Atlas ah... Seni sonunda buldum görüyor musun şu olanı? Şimdi sıra kız kardeşinde... Sen kimsesizliğe layıksın.'' dedi. Ben öfkemi şu anda anlatamam. ''Kimse Gece'ye bir şey yapamaz!'' diyerek yanımda koruma amaçlı taşıdığım silahı çıkarttım; ''Seni vuracağım pislik! Bir bok bile senin kalbinden daha temizdir!'' sonra güldü ve; ''Beni vuracak mısın? Vur hadi. Vursana!'' dedi. Bende hiç düşünmeden onu kalbinden 3 kere vurdum. O buna layıktı. Yüzüme o adamın pis kanı fışkırdı. Ellerimde kanlanmıştı. O bunu hakketmişti. Kimse aileme zarar verdiği gibi Gece'ye de zarar veremeyecek asla. Asla! Derken, insanların sesini duydum, ''Adama baksana!'' ''Öldü mü acaba?'' ''Ambulans çağıralım mı?'' Uyandım. Kafenin önünde bayılmışım sanırım. Hemen ayağa kalktım ve kendime geldim. Ah o ne biçim rüyaydı. Iyy o adamı gördüğüme göre rüya olamaz kabus olurdu. Her neyse şimdi gerçekten kafeye girdim. Ve servis etmeye başladım. İnsanlara kahve, tatlı servisi yaparken kendimi mutlu hissediyordum. İçeri sanırım şu Bora'yı döven adamın kardeşi geldi. Ne yani? Bu kadın da mı bize saldıracaktı? Derken kadın; ''Seni rahatsız etmek için gelmedim merak etme, bakışlarından ne hissettiğin belli. Sadece bir Latte alıp çıkacağım. Ama şu polise söylemezsen sevinirim.'' dedi. Bu kızda hiç mafya imajı yok, sanki normal bir hayat yaşıyormuş gibi rahat ve sakin. O yüzden ona latte'sini verdim ve giderken Bora'yla karşılaştı. Ben söylemiş miyim diye bana döndü, bende hiçbir şey yapmadığımı göstermek için iki elimi havaya kaldırdım. Bora; ''Aha! Yakaladım seni artık kaçacak yerin yok.'' diyerek kelepçe çıkarttı. Bir kelepçeyi bileğine takmışken kızda; ''Latte'yi sana harcamak istemezdim ama latte'den ucuz bir beynin var gibi görünüyor.'' diyerek yüzüne fırlattı. Bora'da sinirlendi, sonra da kız hızlıca kaçacaktı ama ''En azından bir kelepçeyi bileğine takabilmişim.'' dedi. Ve kendine doğru çekti. Doğruyu söyleyeceğim, bu romantik görünüyordu. Kızda; ''Bırak bileğimi! Dün ben olmasam ölüyordun, bana borçlusun!'' dedi. Bora'da; ''Sana olan borcumunu en fazla cezanı hafifleterek ödeyebilirim.'' deyince, kız; ''Bunu bana yapmak zorunda bıraktırdın.'' diyerek Bora'da diğer kelepçeyi bağlayıp şöyle bağırdı; ''İMDAT! BENİ KENDİNE BAĞLADI, BU SAPIĞI TANIMIYORUM!'' diyerek bağırınca Bora hemen kelepçeyi çözdü ve kızda kaçtı. Bora yanıma sinirli sinirli gelip; ''Bana bir latte ver.'' dedi. Bende sinir bozucu bir şekilde; ''O kızda latte iştemişti... Oooooo!'' dedim, sonra kafeden çıkıp gitti. |
0% |