
Sabah Ece'nin "lan kalksana!" Demesi ve beni tekmelemesiyle açtım gözlerimi.
"İnsan öperek falan uyandırır Ece. Ne öküzsün ya" diyerek kalktım yataktan.
"Tabi,tabii ben eve gidiyorum. Hazırlan çık hemen" deyip çıktı evlerimizin bu kadar yakın olmasıda ayrı bir avantajdı.
Kısa bir duş ardından formaları üstüme geçirdim. Saçlarımı kurutup tepeden topladım.
Zaman çabuk geçmişti ve okul saati geliyordu. Hızla evden çıkıp durağa var gücümle koşmaya başladım. Ece hem saate bakıyor hemde etrafına bakarak beni arıyordu yanına gittiğimde tam söylenmek üzereyken otobüsün gelmesiyle güne şanslı başladığımın kanaatine vardım. Otobüste arkalara doğru ilerlerken bu kadar kalabalık olmasına lanet ettim. Etrafıma baktığımda coğu kişinin bizim okulun veletleri olduğunu anlamam uzun sürmedi.
"Derin! Ece!" Diye biri bağırdığında bakışlarımı o tarafa doğru çevirdim. Tanımıyordum tabikii yanındakiyle birlikte kalkıp bize oturmamiz için işaret verdiğinde yanlarına ilerledik.
"Teşekkürler" diyerek oturdum.
"Ne demek" diyip sırıttı. Bir süre sonra boğazını temizleyip konuşmaya başladı.
"Bu arada ben Furkan" kafamı kaldırıp ona gülümsedim. Ve tekrar dışarıyı izlemeye koyuldum. Ama susmak gibi bir niyeti yok gibi duruyordu.
"Okul çıkışı müsaitmisiniz?" Diye sordu
"Hayır" dedim direk. Bir süre sessiz kalsada yine konuşmadan duramadı.
"Müsait olduğunuz bir gün varmı?"
"Neden?" Diye sorduğumda yüxüne baktım.
"Sizi tanımak isteriz" dedi eceye kısa bir bakış atıp.
Otobüs okulun olduğu durağa geldiğinde ayağa kalktık.
"Sonra konuşuruz" diyerek indim. Ecede inip koluma girdiğinde ilerlemeye başladık.
Dersin başlamasına birkaç dakika vardı. Ve çoğu kişi bahçedeydi.
Sınıfa girip birkaç günaydın faslından sonra sıralarımıza yerleştik. Birşeyler yemem gerektiğini fark edip. Kantine doğru yol aldım. Kantin kalabalık değildi fakat yine sıra vardı. Sıra bana geldiğinde iki tost alıp çıktım. Kantin kapısına dikilen bir adet arda görünce duraksadım. Sen ne dadlusunn..
"Selam" dedi yanından geçip gidecekken
"Ne var?" Dedim onunla iyi bir muhattabımız olamazdı değilmi?
"Cezana karar verdim" dedi sırıtarak
"Hala ceza diyor! Bana baksana sen!" Diyirdumki dudaklarımın üstündeki parmaklar susmama neden oldu.
"Çok konuşuyorsun. Çıkısta işimiz var sakın kaçayım deme!" Dedi ve göz kırpıp merdivenlere yöneldi.
Çıkısta? Anam bu kesin beni dövücekti! Şeyine vurmamın intikamını alıcaktı benden. Dalak kafam! Sen ne diye çocuğun malum yerine vuruyorsun ki? Güya bugün şanslı başlamıştım güne değilmi?
Söylenerek merdivenleri çıkarken kafamı bir gövdeye çarptım. Arkaya doğru yuvarlanacakken belimden sıkıca tutan eller kurtarıcım oldu.
"Hey dikkatli ol" diyen merte minnet dolu bakışlarımı gönderdim.
"Düşmedim değilmi? Sağlamım?" Diyerek üstüme baktım.
Mert gülmeye başladı. Elleri hala belimdeydi. O gülüş...
"Ne değişik kızsın sen ya" diyerek yine gülmeye başladı. Kaşlarımı çatıp sahte sinirle ona bakmaya başladım
"Bu hakaret miydi?" Dedim sesimi sert çıkarmaya çalışarak.
"Hayır ,hayır! İltifattı. Lütfen şeyime vurma!" Diyerek ellerini erkekliliğin önüne siper etti.
Onun bu halini görünce daha fazla ciddi duramayıp kahkaha atmaya başladım.
"Pekala bu seferlik affettim" oda gülmeye başladı. Arda denen zibidi den daha sevecen olduğu kesindi. Ama arda...
Kesinlikle sorunları vardı. Tanımadığı biriyle uğraşacak kadar sorunlu...
Bölüm güzelmiydii arda ne yapacak acaba ama bence mert daha iyi biri otobüsteki çocukların centilmenlik yorum yapıp bana duygularınızı paylaşın devamı gelicek hatta iki kitap olcakkk öptüm sizi aşklarım 🐥🫠
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |