
"neyse ben sınıfa gideyim görüşürüz." Dedikten sonra arkamı fönüp ilerlemeye başladım
"Beraber gidelim.bende arkadaşa bakacağım." Diyip yanımda yürümeye başladı. Kafamı salladım.
Sınıfa beraber girmemiz fazla göze batmış gibiydi sanki. Sınıftakiler bize bakarken arda yerinden gürültüyle kalktı.
"Ne yapıyorsun lan sen burada?" Dedi Mert'in üstüne yürürken. Banada sınırlı bir şekilde bakmayı ihmal etmiyordu. Ben naptım şimdi ya?
"Ama arda hiç yakışıyormu sana? Sadece arkadaşıma sınıfına kadar eşlik ettim." Dedi bana bakarak eşlik?
"Siktir git bu sınıftan!" Diye kükredi. Mert omuzlarını silkip umursamaz tavırlarla çıktığında arda yanıma gelip kolumu tuttu.
"Ne işin var o piçin yanında?"
"Sanane be! Çek elini sana hesap verecek değilim." Deyip kolumu kurtarmaya çalıştım ama daha fazla sıkması canımı yakmıştı.
"Ulan ben senin.." diyirdumki hocanın sınıfa girmesiyle sözüm yarıda kaldı.
Ellerini üzerimden çekip bana."daha sonra görüşeceğiz" bakışı atarak kapı kenarında olan sırasına oturdu. Bende sırama oturup eceye baktım. Ortama benim gibi alışamamış benim aksime sessizliğini koruyordu.
"Daha demin noldu?" Dedi sanki görmemişler gibi.
"Bir anlasam." Deyip deftere kalemle işkence etmeye başladım.
"Kıskanıyor." Dedi
"Ne diye kıskanacak kızım? Salak salak konuşma"
Gözlerimi defterden ayırıp sağ tarafımda oturan ardayı izlemeye başladım. Dağınık saçları hoş duruyordu. Suratı gerilmiş bir şekilde tahtaya bakıyordu. Dersi dinlemeyip birşeyler düşündüğü belliydi. Kesin bana çıkışta nasıl işkence yapacağını düşünüyordu.
Sanki ona baktığımı fark etmiş gibi aniden kafasını bana çevirdi. Birden panikleyip kafamı eceye doğru çevirdim o çoktan Utku moduna geçmiş salyalarını akıtıyordu. Birkaç dakika sonra dayanamayıp geri o tarafa baktığımda ardanın hala bana bakmakta olduğunu gördüm.
Ona "ne bakıyorsun?" Bakışı attığımda yarım ağız sırıtıp gözleriyle bacaklarımı gösterdi.
Gözlerimi ondan ayırıp eteğime baktım. Oturmamdan ötürü (!) biraz daha yukarı kıvrılmıştı. Sinirle bakışlarımı arsaya çevirdim. Hala gözleri bacaklarımdaydı. Sıranın üstündeki kalemi alıp hiç düşünmeden ona fırlattım.
Basket!
Tam alnının catısından vurmuştum.
Neye uğradığını şaşıran arda eli kafasında etrafa bakarken, öğretmen bozuntusu gülme sesime yarım yamalak anlattığı dersi kesmiş bana bakmaya başlamıştı.
"Şey hocam, kalemim elimden fırladıda ne hikmetse arda arkadaşımızın kafasına uçtu, bende anlamadım." Dedim gülmemeye çalışarak
Sınıftakiler kıkırdarken arda inanmayan gözlerle bana bakıyordu.
Yerdeki kalemimi alıp sıradan kalktı.
Kalemi sırama doğru bırakırken kulağıma doğru eğildi.
"Görüşeceğiz ufaklık"
İyi bok yedin Derin!
Çalan zil sesiyle kalbim daha hızlı atmaya başlamıştı. Tüm ders boyunca ardanın sapık bakışları ile uğraşmak epey zordu. Ah Ece.... Bu durumda hala nasıl uyuyabiliyorsun?
"Ece kalk geldik" diyip dürttüğümde dıradan sıçradı.
"Ha geldikmi?" Etrafına bakmaya başladığında gülmeye başladım. Döl yanağında iz vardı ve kızarmıştı. Uykulu gözleri ile gayet komik duruyordu.
Son derste bittiğinde derin bir nefes alıp ayağa kalktım. Arda direkt önüme geçmiş sırıtarak bakıyordu.
"Ne var" dedim yine
"Unuttunmu? Cezan."dedi suratındaki sinsi ifade ile uzun bir of çekip eceye döndüm.
"Tek gidebilecek misin?"
Diye sorduğumda Ece yerine arda cevap verdi.
"Tek gitmeyecek. Semih onu götürür" dedi yanındaki çocuğu göstererek.
Sıra arkadaşıydı fakat tipine pek dikkat etmemiştim.
Arda gibi saçları siyah ve dağınıktı. Yeşil gözleri fazlasıyla çekiciydi.
Bana gülümsedikten sonra Ece'nin kolundan tutup sürüklemeye başladı kimin arkadaşı?
Höst ulan! Bırak kolumu! Ben tek giderim! Kime diyorum!." İşte buda benim arkadaşım Ece . Semihinde pek tınladığı söylenemez tabii.
Sınıftan çıktıklarında ardaya döndüm.
"Sizde öküzlük bulaşıcımı?"
"Çok konuşmada yürü" dedi kolumu tutarak.
"Nereye gidiyoruz." Diye sordum çıkışa ilerlerken. Cevap vermedi tabii.
Çıktığımızda bahçe kapısında bekleyen kızlar dikkatimi çekmişti. Dünde var mıydı bu kızlar?
Okuldan çıkanları kesiyorlardı resmen.
Evimin olduğu sokağa girdiğimde apartmanın önünde beni bekleyen bir adet Ece ile karşılaştım.
Beni görünce bana doğru koşmaya başladı. Aklıma türk filmlerindeki yavaşlatılmış sahneler gelmişti.
"Nerede kaldın kızım? Bir saattir burda seni bekliyorum." Dedi
"Niye aramadın?"
"Bilmem"
İlerideki çardağa oturup her şeyi ayrıntısına kadar anlattım.
"O Semih öküzü sürükledi resmen beni" dedi sinirle.
"Buraya kadar sürükledimi?" Dedim gözlerimi pörtletip.
"Saçmalama. Arabayla bıraktı." Dedi havalı havalı. Anlamayan gözlerle ona baktığımda gülüp omzuma vurdu.
"Bende o güzelim arabayı gördüğümde aynı tepkiyi verdim. Ardanınmış. Kaçacaktım elinden ama arabayı görünce vazgeçtim." İç çekti.
Ozaman arda denilen çocuk zenginmiydi? Oysaki okuldaki dağınık görüntüsü gayet yoksul görünüyordu. Yoksul ama çekici. Galiba dövmeside vardı. Saçmalama derin! Neler düsünüyorsun böyle?
Ece ile vedalaşıp eve girdim her zamanki karşılaştığım manzarayla karşı karşıyaydım.
Elim koptuuu bence güzel oldu değdi ama okuyup yorum yapın fuygulariniz benim için önemli ve devamı gelsinmii guzelmiydi isterseniz devamı gelicekk öptüm sizi aşklarım
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |