Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1. Bölüm

@kitaplarvebensude

Sıradan bir gün?

 

Her sabah olduğu gibi bu sabahta okula geç kalmıştım. Her zaman geç kaldığım için artık alıştım. Hızlıca yataktan ayrıldım ve yüzümü yıkamak için lavaboya yöneldim. Yüzümü yıkayıp aynaya yöneldim hadi ama savaştan çıkmış gibi görünüyorum! . Görünüşümü bir kenara bırakıp dolaba yöneldim. Neden pijamayla gidemiyorum ki . Okul yönetimi olmasa kesinlikle pijamayla giderdim. Aslında şimdide öyle giderim çünkü okul yönetimi ve diğerleri umurumda değil. Hemen aynanın önüne geçtim ve sarı olan saçlarımı en tepeden topladım. Yere eğilip gözlerimle aynı renge sahip olan mavi çantayı koluma taktım . Çok unutkan biri olduğum için kitaplarım okuldaydı . Merdivenlerden hızlıca indim indiğim 10 basamak merdivende de ayağımı burkmazsam olmaz!

 

Mutfağa indim "anne ben çıkıyorum çok geç kaldım" dedim ve hemen annem seslendi "ah kızım bir kere geç kalmazsan olmaz dimi" dediğinde ona sarıldım ve kapıya yöneldim. Ayakkabılarımı giydim ve okulun yolunu tuttum. Bu arada ben Elis herkes gibi normal bir hayatım var fazlasıyla normal.

 

Okula vardım ve hızlıca sınıfıma çıktım. Sınıfa adım attığımda arkamdan biri bana seslendi "selam cimri" bu cümleyi kuran pislik kuzey olmuştu. Bu çocuk beni öldürecek yakında . Bana cimri demesinin sebebi şu, 8 ay önce bir arkadaş geldi benden para istedi ama ben yemek alacağım için vermedim benim yemek yemem kesinlikle daha önemli. O günden bu güne kadar bu çocuk bana cimri diyor. Kuzeye cevap vermeden yerime oturdum sonra kuzey yanıma gelip "yüzünde de güller açıyor"

 

gülmediğime eminim

 

"ne istiyorsun kuzey" dedim ve hemen sonrasında "sana da günaydın " dedi ve gülerek arka sırama oturdu. Hemen sonra sınıfa uzun siyah saçları ve yeşil gözleri ile Nil girdi. Tek sıkıntı kız her sabah çok mutlu ve enerjik , hayır anlamıyorum ben sabahın köründe okula geldiğim için gayet mutsuzum ama bu kız nasıl bu kadar mutlu şu okul saatlerini kim ayarladıysa Allah belasını versin. Nil yanımdaki yerini aldı ve hemen sonra sınıfa kahvenin en koyu tonuna sahip gözleri ve siyah olan dağınık saçları ile Aras girdi . Sonrasında hoca girdi ve ilk dersimiz fizikti derslerden de nefret ettiğimi daha önce söylemiş miydim? . Ders bir türlü geçmiyordu ve hoca 2. Ders sınav yapacağını söylemişti , of nereden çıktı bu sınav , ben bunları düşünürken kafama bir kağıt geldi , evet kuzey arkadan bize kağıt fırlatıyordu

 

Ne zaman yaşıtları gibi davranacak ?

 

Gerçi bende yaşıtlarım gibi davranmıyordum.

 

Ders aşırı sıkıcı bir şekilde ilerliyordu

 

Hatta ilerlemiyor , sahi neden bu kadar yavaş ilerliyor!?

 

Ben kendi kendime konuşurken teneffüs zili çaldı sınıfın yarısı sınıftan çıkmıştı ama biz oturmaya karar verdik ve ciddi söylüyorum 10 dakika boyunca dördümüzde konuşmadık çünkü yedi yirmi dört beraberiz

 

Bir süre görüşmezsek her şey düzelir bence

 

Biraz zaman geçtik ten sonra zil çaldı ve hoca elinde kağıtlarla içeri girdi.

 

Gazamız mübarek olsun

 

"Şimdi yerlerinizde ufak bir oynama yapacağım ve sınava başlayacağız" hoca kurduğu bu cümleyle yerleri değiştirmeye başladı. Kuzey duvar kenarına, Aras en ön sıraya , yan sıraya da Ayaz isimli bir çocuk oturmuştu. En az ismi kadar soğuk olan bu çocuğun yeşil gözleri de bir o kadar keskin bakıyordu.

 

Aras ve Ayazın adları çok benziyor.

 

Sınav başladı ve evet çok zordu en azından benim için öyleydi. Önümde sınıfın en çalışkanı yanımda ise hala Nil oturuyordu. "Kerem 2. Sorunun cevabı ne?" bu soruyu sormamla cevabı almam bir oldu "yakalanmak istemiyorum o yüzden vermeyeceğim cevabı Elisciğim"

 

Bu cümleyi kurana kadar cevabı söyleseydi şuan her şey daha iyi olabilirdi!

 

Kendi kağıdıma döndüm ve birkaç soruyu yapmayı başardım."3. soruyu yaptın mı Elis?" Nil'in sorduğu bu sorunun üzerine yanıt verdim "yaptım cevap 89" dedim "kimden baktın?"

 

İlla birinden mi bakmam lazım

 

"kendim yaptım" Nil gülerek "cevabın doğru olma ihtimali sıfır falan sanırım elis" diyerek önüne döndü.

 

Madem yanlış kendisi yapsın o zaman

 

Hadi ama birinci ve ikinci soruları cevapladım . Geriye kalan on soruyu saymazsak her şey yolunda ilerliyor." Bu konuları derste işlediğimizi hatırlamıyorum" diye söylendiğim sırada "ders boyu uyuduğun için olabilir mi hanımefendi" Kuzey'in gülerek kurduğu bu cümle beni hiç güldürmemişti.

 

Uyumamın tek sorumlusu okul saatleri

 

Kendi kendime konuşmaya başladım oyumu ilkokuldan yana kullanıyorum , anaokulu da olabilir çünkü sabah sabah okula gitmiyorlar. "Son beş dakika gençler" hocanın bu sesiyle tekrardan kağıdıma bakmaya başladım.

 

Şu hayatta hiçbir şeyle bu kadar uzun bakışmadım

 

İki soru daha yaptıktan sonra pes ettim. Benden bu kadar . Ben kendi kendime bir şeyler yaparken sınıfa nöbetçi öğrenci geldi ve duyuru yapmaya başladı teneffüste herkesin konferans solonun da olması gerektiğini söyleyip çıktı.

 

Ne olacağını bilmiyorum. "sınav kağıtlarını getirebilirsiniz" hocanın kurduğu bu cümleyle yarısını yaptığım sınav kağıdını hocaya teslim ettim.

 

Zilin çalmasıyla beraber,dördümüz konferans salonuna doğru yürümeye başladık. Aras

 

"sınav çok iyi geçti"

 

"konuları işlememiştik"

 

"sen tüm ders uyuyorsun cimri"

 

"son iki sorum boş kaldı"

 

Aramızda konuşurken zil tekrar çaldı ve konferans salonuna vardık. Biz girdiğimizde hoca çoktan gelmiş ve diğer sınıfların sorularını yanıtlıyordu.

 

Dördümüzün oturabileceği bir yer ararken "Kuzey buraya oturabilirsin" diyen bir kız sesi duyduk Kuzey kıza tam cevap verecekken Nil " yok canım kalsın" dedi ve bizi dörtlü koltuğun yanına sürükledi . Sessiz bir şekilde yerimize geçtik çünkü hoca ciddi bir konuşma yapıyor ve konuşanlara fena halde kızıyordu.

 

Sıkıcı konuşan kadın hocayı dinlemiyorduk Nil bir anda "kozoy boroyo otorobolorson" dediğinde dördümüzde sesli bir şekilde gülmeye başladık. Hoca bize bizi öldürecek gibi bakınca sustuk ve "siz dördünüz dışarı" dediğinde dördümüzde koridora çıktık.

 

Zaten dinlemek istemiyorduk

 

Tam koridorda yürümeye başlamıştık ki bir anda başım döndü ve sendeledim "iyi misin?" hep bir ağızdan söyledikleri şeye karşılık

 

"merak etmeyin iyiyim bir an başım döndü ama geçti" dediğimde hala tedirgin gözlerle bana bakıyorlardı . Nefes almak için içime hava çektim tam o sırada kalbime bıçak saplanmışcasına bir ağrı girdi . Dudaklarımın arasından çıkan bir iniltiyle çocuklar koşarak yanıma geldiler. Ben nefes almaya çalıştıkça kalbime bir şeyler saplanıyor ve nefes almamı engelliyordu.

 

"Elis ne oldu iyi misin?"

 

Nil'in endişeyle söylediklerine karşılık cevap vermek istedim ama yapamadım.

 

Nefessizliğim yüzünden tekrar nefes almaya çalıştım ama kalbimdeki keskin ağrı yüzünden yapamadım.

 

Ne olmuştu bana böyle

 

Etrafımdaki her şey dönmeye başladı . Çocuklar bana sesleniyor ama tam olarak algılayamıyordum,nefes alamamaktan iyice kötü oluyor ve bilincimi kaybediyordum. Yere yığıldığımda artık gözlerim kapanmış ve açamıyordum , etraf sessizleşti ve tamamen bilincimi kaybetmeden önce duyduğum tek şey Aras'ın

 

"Aç gözlerini lanet kadın!"

 

Deyişiydi sonrasında ise tamamen bilincim kapandı.

 

 

 

___

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%