Yeni Üyelik
2.
Bölüm

GÜNEŞ

@kitaplarvebensude

Yazarın anlatımı

 

Elis artık nefes alamıyor ve kendini karanlığa bırakıyordu. Elis bilincini kaybetmişti . Aras hemen Elisin yanına gidip

 

"Aç gözlerini lanet kadın!"

 

Diye bağırıp elisi kucağına aldı . Kuzey ve Nil ise hemen arkalarından ilerliyor . Aras ise telefonunu alıp hemen ambulansı aradı ve ambulans kısa süre içinde okula vardı.

 

Elisi ambulansa bindirdiler kuzey de onla beraber ambulansa bindi ve olanları oradaki doktora anlattı. Ambulans harekete geçmişti Nil ve Aras ta onları arabayla takip ediyordu.

 

Hastaneye vardıklarında Elisi bir odaya aldılar ve tekrar kontrol ettiler.

 

"Bir anda noldu da böyle kötüleşti" kuzey bu cümleyi kurduğunda ikisi de "bilmiyorum" dercesine bir bakış attı ve konuşmadan öylece bir haber gelmesini beklediler.

 

Kuzey Elis'in çocukluk arkadaşıydı ve birkaç kez bayıldığına şahitlik olmuştu ama bu genelde sinirlendiği için olurdu ve son beş yıldır hiçbir şekilde bayılmamıştı.

 

10 dakika sonra

 

Doktor elindeki dosyalarla dışarı çıkınca hepsi doktora yöneldi ve soru sormaya başladılar.

 

"ne olmuş?"

 

"iyi olacak mı?"

 

" neden hala içeride?"

 

"durumu nasıl?"

 

Doktor bu sorulara karşılık derin bir iç çekerek konuşmaya başladı.

 

"Arkadaşınızın durumu şu anlık iyi ama uyutuyoruz. Bayıldığında kafasını yere çarpmış ve bu nedenle uyutuyoruz fakat kalp ağrısının ve baş dönmesinin neyden kaynaklandığını hala bulamadık"

 

"midesinin bulanıp bulanmadığı hakkında bir şey söyledi mi?"

 

Doktorun sorusuyla Nil yanıt verdi.

 

"Tüm gün yanındaydım fakat öyle bir şey söylemedi"

 

"ama rengi bazen atıyor ve derin nefesler alıyordu ona nasıl olduğunu sorduğumda sadece derin nefes almak istediği için bunu yaptığını söyledi fakat aldığı nefesler ona yetersizdi"

 

Diyerek sözünü tamamladı.

 

"Arkadaşınıza birkaç test yapacağız , sonuçlarına göre durumunu size açıklayacağım"

 

Doktor bu cümlelerin ardından uzaklaşmaya başladı. "Elis ne zaman uyanır acaba" Arasın sorduğu bu soruya kimse yanıt veremedi çünkü onlarda bilmiyordu.

 

Bir hemşire Elis'in odasından çıkıp çocuklara "Arkadaşınızı yağrına kadar uyutacağız " dedi ve gitti. Kuzey:

 

"Anlaşılan yarına kadar buradayız"

 

"bence de öyle olacak ben bir çay alayım siz Nil ile oturun"

 

Aras hızlı bir şekilde yanlarından ayrıldı ve gözden kayboldu. Elis'in ailesi bu gün teyzesi niçin yurt dışına çıkacaklardı ve saate göre çoktan çıkmışlardı ve bu yüzden onlara haber vermediler.

 

Kuzey ve Nil koltukta oturup beklemeye başladı.

 

"Ona bir şey olacak diye çok korktum"

 

Kuzey de Nil den farksızdı

 

"bende korktum ama merak etme iyi olacak, sen korkma "

 

Dediğinde yanında ki kızın korkmasını istemiyordu ve ona merhametle bakıyordu.

 

Nil ona gülümseyip

 

"sizin yanımda olmanız korkumu azda olsa alıyor"

 

Aras çay alıp gelmiş ve herkes uzun bekleyişe geçmişti.

 

Saatler 00.30 gösteriyor ve Nil yavaş yavaş uyumaya başlıyordu Kuzey'in omzuna kafasını koyan kız uykuya yenik düşmüş ve uykuya dalmıştı.

 

Kuzey Nil'in saçlarını okşamış ve küçüklükten tanıdığı bu kıza zarar gelmesini istemiyordu. Aras aklındakileri okumuş gibi bir soru sordu.

 

"ona zarar gelsin istemiyorsun dimi" diyip buruk bir gülümsemeye yer verdi dudakları.

 

Kuzeyde ona gülümseyip başını salladı

 

Sabaha karşı saat 08.00

 

Herkes bir köşede kıvrılmış uyuyor ve Elis'in iyi olmasını umuyorlardı.

 

Elis'in uyanmasına daha üç saat vardı , doktorlar arada bir Elisi kontrol ediyorlardı.

 

Elis

Kendime gelmeye başladığımı

 

hissediyorum evet şuan bilincim yerine gelmiş ama hala göz kapaklarımı açamıyordum.

 

Ne olmuştu bana

 

Tahminlerime göre şuan hastanedeyiz ve ben rahatsız edici bir hastane yatağındayım.

 

Neden bu kadar rahatsız

 

Gözlerimi yavaşça araladığımda yanımda bir hemşire vardı.

 

Acaba bende her film de olduğu gibi neredeyim ben diye sorsam mı?

 

Hemşire kendime geldiğimi anlayınca "Merhaba, şuan kendini nasıl hissediyorsun" diye bir soru yöneltti "iyi gibiyim" dediğimde hemşire beni başıyla onayladı ve gitti . Yaklaşık 10 dakika sonra doktor odaya girdi ve genel bir kontrol yaptı. "Merhaba , şimdi sana birkaç soru soracağım ve sende yanıtlayacaksın " dedi ve ben daha bir şey söylemeden sorulara başladı.

 

"adın soyadın"

 

"Elis Güneş"

 

"sana ne olduğunu hatırlıyor musun?"

 

" az da olsa evet, başım dönmeye başladı ve kalbimde ki acı yüzünden nefes alamadım devamı yok sadece her şey karanlıklaştı ve şuan burada gözlerimi açtım"

 

Aklıma takılan soru yüzünden doktorun soru sormasına izin vermeden bir soru yönelttim.

 

"Arkadaşlarım burada mı?"

 

Sorduğum soruya karşılık doktor gülümseyerek cevap verdi

 

" bir an olsun ayrılmadılar kapıdan"

 

Doktora gülümseyerek

 

"görüşebilir miyim?" dedim ve doktor başını evet manasında salladı ve odadan çıktı.

 

Kapı tekrar açıldı ve çocuklar içeriye girdi ve ilk konuşmaya başlayan Nil oldu."Sana bir şey olacak diye çok korktum , tüm gece aklımdan çıkmadın. İyi misin?" Nil'e cevap veremeden Kuzey konuşmaya başladı. "Kaldı sekiz canın cimri" kurduğu cümleye karşılık kıkırdadım. Kuzey rahat gibi görünse de gözlerinde ki endişeyi görmüştüm. "Berbat gözüküyorsun" Aras'ın kurduğu bu cümleyle kaşlarımı çattım ve ona ölümcül bir bakış attım.

 

Hadi canım o kadar da kötü gözükmüyorum bence

 

Aras bakışlarıma karşılık gülerek " Korktum lanet kadın" dediğinde yine kıkırdadım.

 

İşim gücüm gülmek arkadaş

 

"Merak etmeyin gayet iyiyim" cümlem biter bitmez doktor odaya girdi.

 

Sıkıntılı bir nefes vererek konuşmaya başladı.

 

"Evet, Elis hanım sonuçlarına baktık. Bir hastalığın varmış yanılmıyorsam geçmişte, öfkeli olunca bayılıyormuşsun. Bu hastalık vicudun da pusuya yatmış ve şimdi de farklı bir şekilde uyanmış. Sana söyleyeceğim stresten uzak dur ve seni üzecek şeylerden kaçın vereceğim ilaçları kullan"

 

Ne demek geri geldi ben onsuz gayet mutluydum

 

"Taburcu işlemlerini yaptık artık gidebilirsin"

 

Kafamı tamam manasında salladım "Biz dışarıda bekliyoruz güneş" Aras bunu söyleyerek herkesle beraber dışarı çıktı.

 

Bana güneş demeyi unuttu sanıp mutlu olmuştum ne güzel , neden adımın elis olduğunu idrak edemiyor!

 

Kolumda ki serum çıkartıldı bende üstüme başıma çeki düzen verip odadan çıktım. "Bakmayın şöyle iyiyim işte" dedim ve soru yağmuruna tutulmamak için koşar adımlarla önlerinde yürümeye başladım.

 

Hastaneden dışarı çıktığımda dışarıda yağmur yağıyordu ve yağmur beni hep mutlu ederdi. Yağmurun altına geçip çocuk gibi etrafımda dönmeye ve zıplamaya başladım sonra Aras yanıma geldi.

 

"ne zaman büyüyeceksin güneş" dedi sırıtarak.

 

"güneş bulutların arkasında saklı" dedim dudağımı çocuk gibi aşağı sarkıtarak

 

"güneş saçlarında saklı güneş" dedi,ona doğru bir adım atarak konuşmaya başladım

 

"gece gözlerinde saklı aras" dedim ve kıkırdadım

 

İkimiz de sırılsıklam olmuştuk ve bu çok eğlenceliydi, aramızda o kadar az mesafe vardı ki kahve kokusu çok yoğun bir şekilde geliyordu.

 

"şimdi gidiyoruz, yürü güneş"

 

"hayır, ben yağmurda ıslanacağım"

 

"sırılsıklam oldun güneş"

 

"olsun durmak istiyorum"

 

"gidiyoruz"

 

"gelmiyorum"

 

"geliyorsun"

 

"hayır"

 

"o zaman benden günah gitti"

 

Ben ne olduğunu anlamadan Aras bir anda beni kucağına aldı.

 

Cidden mi

 

"Bırak beni!" diye bağırıyordum ama onun umurunda bile değildi . Başımı kaldırdığımda bizi gülerek izleyen Kuzey ve Nil i gördüm.

 

"İnsan bir yardım eder zalim insanlar" diyerek sitem ettim. Arabaya vardığımızda Arasın zoruyla arka koltuğa Nil in yanına oturdum. Somurtarak yolculuğa devam ettim. Eve vardığımda hemen odama gittim. Annem ve babam yurt dışına gitmek zorunda kalmışlardı. Hızlı bir şekilde üstümü giydim ve saçlarımı kuruttum . Kendime meyve alıp kitap okumaya başladım.

 

3 saat sonra

 

Hadi ama böyle bir son beklemiyordum neden insan piskopat olup ta insanlara işkence eder ki.

 

Azcık düzgün büyüseydi tüm bir sorun çözülebilir di.

 

Dışarı baktığımda hava iyice kararmış ve çok uykum gelmişti . Yatağa yattım ve kendimi uykunun kollarına bıraktım.

 

***

 

Gün ışığı odama vurmaya başlamış ben ise yataktan kalkamayacak kadar halsizdim. Nedenli bu kadar şiddetle ağrıyor boğazım. Her yerim uyuşmuştu sanki. Muhtemelen dün yağmurda ıslandığım için hasta olmuştum.

 

Üzerimden tır geçmiş gibi hissediyorum!

 

Telefonumun çalmasıyla elimi usulca hareket ettirip telefonu aldım arayan annemdi.

 

"iyiyim anne"

 

"sizler nasılsınız"

 

"yağrın mı dönüyorsunuz"

 

"harika, görüşürüz"

 

Annemle konuşmam bitince Nil'i arayıp hasta olduğumu ve okula gelemeyeceğimi söyledim. Aynadaki yansımamla göz göze gelince kendime baktım , betim benzim solmuştu.

 

15 dakika sonra

 

Zilin çalmasıyla yatakta yavaşça doğruldum ve ayağımı burkmadan merdivenleri inmeye çalıştım.

 

Görev başarısız oldu

 

Kapıya vardığımda kapı kolunu aşağı çekerek kapıyı açtım. Gelenler bizim çocuklardı

 

Okulda olmaları gerekmiyor mu

 

"Okulda olmanız gerekmiyor mu?"

 

"bizi içeri almayacak mısın cimri"

 

"nasıl oldun? İyi misin? İlaç içtin mi?"

 

"güneş iyi olmadan bir yere gitmiyoruz"

 

Aramızdaki bu diyalog tan sonra içeri geçtiler, bende kendimi koltuğa bıraktım. Nil hemen mutfağa gidip bir şeyler kaynatmaya başladı. O an aklıma bir şey geldi ve gülmeye başladım , kuzey bana bakarak;

 

"sen hariç kimse gülmüyor "

 

"ben gülüyorum ya kendi kendime"

 

"sorunda orda ya cimri"

 

"ters doğmuşum oğlum ben "

 

" Yakında akıl hastanesi var mı?"

 

"Kuzey az daha konuşursan fena olacak"

 

Elime telefonumu aldım ve çiçeklerle süslenmiş bahçeyi çekmeye başladım.

 

"Ne yaptığını soracağım ama bir daha beni terslersen vururum bir tane"

 

" Ne var kuzey"

 

"ne yapıyorsun orda"

 

"Elinin körünü kuzey"

 

"ama çakarım bak bir tane"

 

"çiçekleri çekiyorum kuzey!"

 

"Tamam ya bir şey sormadım say"

 

"sordun ama"

 

"Sus lanet şey"

 

"şey mi olduk şimdide kuzey"

 

"hay şimdi "

 

"Allah cezanı versin"

 

Sırıtarak önüme döndüm .

 

Şuan kendimi çok daha iyi hissediyordum ve dışarıda çiçeklerin içinde dolaşmak istiyorum.

 

Dolaşacağım da

 

"Dışarı kıra çıkalım mı?"

 

Diye sorduğumda ilk cevabı Aras verdi.

 

"Hastasın"

 

"Hava almak istiyorum"

 

"Ama hastasın"

 

"Hava alacağım ben siz burada kalın" diyip kapıya yöneldim.

 

"Pijamayla mı?"

 

"Evet"

 

"bekle lanet kadın geliyoruz" dedi ve diğerlerini de alıp benle beraber dışarı çıktılar. Dünün aksine hava çok sıcaktı. Çiçeklerin arasında gezinip yürüyordum. Tam o anda bir çiçek gözüme çarptı. Çok güzeldi. Yoluma devam edeceğim sırada tam önüm deki çiçeklerde milyon tane arı vardı .

 

Arı mı hadi ama bu böceklere alerjim var ve onlardan hoşlanmıyorum.

 

Arıları görür görmez bağırarak çocuklara koşmaya başladım.

 

"kuzey şu şeylerden koru beni"

 

"hay

ır"

 

"Nil sen koru bari ya"

 

"yürü güneş hadi eve"

 

"Adım Elis , Aras"

 

"tamam güneş şimdi eve"

 

Zorla tekrar eve getirilmiştim . haklarım kısıtlanıyor arkadaş şuan kendimi iyi hissediyordum ama dinlenmeye ihtiyacım vardı.

 

_______

 

 

 

Bölümü nasıl buldunuzz??

 

bir sonraki bölümde görüşmek üzeree

 

Loading...
0%