@kitapruhuzayda
|
Aklımda tek bir soru vardı. Bunu ona iletmekten çekinmedim. "Vücudunu benden saklama sebebin nedir?" Kasıklarımdaki elinin üzerine elimi bıraktım. Dudaklarını tenime değdirdi. Su üzerindeki ince kumaşı ıslatıyordu. "Görmek isteyeceğin bir vücuda sahip değilim." dedi. Bu ne demek oluyordu? Kolları arasından kurtularak ona döndüm. Saçları alnından dökülüyordu. Islanmış kazağının ucunu tutarak, "Çıkarmama izin ver." deyip yanıt vermesini bekledim. Beni reddedip yanımdan uzaklaştı. Banyodan çıkarken tüm suç bu alanı daraltan duşa kabinmiş gibi sinirle pütürlü cama yumruk savurdu. Camda çatlak oluşurken şaşkınlıkla suyu kapattım. Zemine değen ayaklarımla ürperirken duvarda asılan havluyu alıp vücuduma sardım. Kağan'ın peşinden giderken takip ettiğim şey zemindeki ıslak ayak izleriydi. İzler aralık olan kapının ardında bitiyordu. Kapının eşiğinde durmuş içeriye bakarken Kağan'ı yere çömelmiş bir hâlde buldum. Sırtı duvara yaslıydı. Odada birkaç kutudan başka eşya yoktu. Bir ayağını kendine doğru çekti. Yanına ilerleyip karşısına geçtim. "Üzerini değiştirmelisin." derken eğilip saçlarına dokundum. Yüzüne dökülen uzun tutamları geriye doğru yatırdım. Siniri birazcık da olsa geçmiş gibiydi. "Önemi yok, alışkınım." dedi. Bense onu duymamazlıktan geldim. Vücudumu saran havluyu çözüp Kağan'ın saçlarına götürdüm. Onları yavaşça kurularken koyu kahvelerini bana kenetledi. Gözleri çıplak kalan vücudumda değil, gözlerimin içindeydi. Dudaklarını araladı, "Saçlarımı kurutan ilk kadınsın." dediğinde gülümsedim. Biraz daha rahatlatması adına, "Neden son olmayayım ki?" diye karşılık verdim. Bu dediğimle beni kollarımdan tutup kucağına çekti. Dengemi kaybederken elimden düşen havluyu yana savurdu. "Dengemi bozuyorsun!" diye öfkeyle solurken ne olduğunu anlayamadan ona bakakaldım. Son kozumu oynamak adına sinirle soluyan dudaklarını dudaklarımla buluşturdum. Bu ân çok kısa sürmüş olsa da, "İşini kolaylaştırayım dedim." ve kulağına doğru yaklaştım. "Beni bitirmen için." Hiçbir şey söylemedi. Altımda hareketlenirken beni kucağından indirip yerdeki havlunun üzerine bedenimi bıraktı. Sırtım ıslak havluyla buluşurken saçlarım zemine doğru dağıldı. Kağan odadan ayrılana kadar üşüdüğümün farkında değildim. Ta ki elinde bir kumaş parçasıyla geri dönene dek... Bana doğru yaklaşırken, "Beni görmeni istemiyorum Işıl," deyip devam etti. "Gözlerini açmanı söyleyene kadar kapalı kalacaklar." Elindeki kumaş parçasıyla gözlerimi bağladı. Hiçbir şey diyemedim. Böyle olması gerekiyorsa olabilirdi. Onu görmemi istemiyorsa buna katlanabilirdim. Benden uzaklaşarak ellerini üzerimden çekti. Üzerindeki ıslak kıyafetleri çıkarttığını düşündüğüm saniyelerde bana seslendiğinden kulak kesildim. "Işıl," derken yeniden üzerime eğildi ve ilk kez tenlerimiz birleşti. "Canını yakarsam bana durmamı söyle..." * Herkese merhaba : ) Hikayeye oylarınızla destek verirseniz beni çok mutlu edersiniz. Ayrıca düşüncelerinizi ve önerilerinizi okumayı çok isterim... |
0% |