@kitapruhuzayda
|
"Yaşayacağım," Kalender Bey oturduğu makamından kalkarak pencerenin ardındaki boşluğa baktı. "Yaşayacağım Mesut, bana hiçbir şey olmayacak." Kalenden Bey'in sağ kolu olan Mesut Bey çekinerek, "Oğlunuzda mı değiştiremez bu kararınızı Beyim? Ya ona bir şey olursa?" diye sorduğunda Kalender Bey adetâ kükreyerek, "Katiyen olamaz! Ben gözümü çoktan kararttım." diye yanıtladı. Kalender Bey bakışlarını karşısındaki adama çevirdi. Her dediğini ikiletmeden yapan bu adama ne çok şey borçlu olduğunu bir kez daha hatırladı. O yangından sonra her şey çok daha farklı olacaktı. "Bana dostumu, düşmanımı o yangın gösterecek Mesut," Kalender Bey elini çalışanının omzuna attı. "Ve sende gerekeni yapacaksın." deyip son noktayı koyduğunu zannetti. Oysa ki onları dinleyen küçük kızın bir gün tüm planı değiştireceğinden bi haberdi...
🔻🔺 O adam, yangının çıkmasına ve binlerce insanın cayır cayır yanmasına sebep olan kişinin ta kendisiydi. O adam, Kağan'ın babası Kalender Bey'di... "Işıl," diye yeniledi Kağan kendini. Bana doğru gelirken, "İyi misin?" diye sorduğunda cevap veremedim. Bir süre sonra Kağan'ın bedenimi sarsmasıyla birlikte kendime geldim. Ayakta duracak gücü kendimde bulamazken ardımdaki masaya tutundum. Kendimi toparlamaya çalışırken derin bir nefes aldım. Kağan'ın bir şey anlamamasını umarak bu hallerimi yokluğunda çektiğim acı ve öfkeye yormasını ümit ettim. Aksi hâlde olanları ben bile kaldıramazdım. "Nerelerdeydiniz Kağan Bey?" diye alayla atıldığımda Kalender Bey'le olan anılarımı susturma kararı aldım. Eğer babamla kurdukları bu planda gerçekten Kalender Bey yaşamayı başarmış ise bu durum gerçekten korkunç bir hâl alırdı. Elbette yaşadığı için Kağan adına mutlu olabilirdim ama Kağan'ın gerçekten bu durum karşısında mutlu olabileceği konusunda tereddütlüydüm. Bu işin aslını öğrenmeden kimseye bir şey söyleyemezdim. Özellikle de Kağan'a... "Tahmin edebileceğin gibi," derken bir adım geri çekildi. "Buralardaydım." "Bense buralarda değil burada olmanı tercih ederdim." dediğim gibi elimle kalbimi işaret ettim. Dudakları alayla yukarı doğru kıvrıldı. "Sanırım, fazla ciddiye alınıyorum." Olumsuz anlamda başımı sallarken, "Tam aksine dalga geçiyorum Kağan." deyip aramızdaki mesafeyi tamamen sıfıra indirip kulağına doğru yükseldim. "Saatler önce başkasının altında inlerken seni ciddiye alamadım, kusura bakma." derken Kağan gerilerek öfkeyle bağırdı. "Ne diyorsun lan sen!" "Gerçekler söz konusu olduğunda nasıl da ilgi odağın oluyorum." derken ondan hızla uzaklaştım. Kağan, "Işıl, çıldırtma beni!" diye üzerime doğru geldi. Bedenim, bedeniyle masası arasında sıkıştığında sakince, "Kağan gerçekten ne yapmaya çalışıyorsun?" diye sorup devam ettim. "Bir haftadır ne halt ediyordun?" "Her şeyi bilmek zorunda değilsin." diye atıldığında, "Öyleyse sende kimlerle seviştiğimi bilmek zorunda değilsin." deyip kendimi ondan hızla kurtardım. Yetmişti artık bu saçma sapan oyunları! "Bilerek yapıyorsun!" dediğimde fazlasıyla öfkeliydim. "Bir anda karşıma çıkıp denemek istiyorum diyorsun ama ertesi gün ne hikmetse ortadan kayboluyorsun!" Hızla kapıya doğru ilerlediğinde ne yapacağımı bilemeyerek olduğum yerde debelendim. "Benimle böyle oynayamazsın Kağan!" Bağırdığım için boğazlarım acıyla sızlarken Kağan kapının üzerindeki anahtarı çeviriyordu. Kısa bir süre sonra yanımda bittiğinde bedenimi sertçe masaya yaslayıp üzerime doğru eğildi. "Dikkat et oynadığımı düşündüğün o oyunlar, ayaklarına dolanmasın güzelim." dediği gibi elini kazağımın alt kısmından içeri soktu. Parmakları belimin ince kıvrımında gezinirken pantolonuma ulaştığında son buldu. Pantolonumun düğmesini çözüp fermuarını aşağıya indirdi. Ve hızla olduğum yerde bedenimi ters çevirerek masaya yüzüstü uzanmamı sağladı. Her hareketiyle nefes nefese kalırken pantolonumu bacaklarımdan aşağıya sıyırıp tenimi açığa çıkarmıştı. İç çamaşırımı da beraberinde indirip üzerime doğru eğildi. "Sana o gece başkası olarak kalmayacağımı söylerken ciddiydim Işıl." Saçlarımı yana yatırıp dudaklarını boynuma değdirdi. "Ama sen bedenini başkalarına sunarken bu dediğimi aklından çıkarmışsın." Kendini bana her bastırdığında ardımda hissettiğim sertliği daha derine iniyordu. "Anlaşılan yeniden hatırlatmak zorunda kalacağım ve sen acıdan sesini bile çıkartamayacaksın!" |
0% |