@kitapruhuzayda
|
Bazı gerçekler vardır, geleceğe çelme takar. Yaratacağı hasar büyük olur. Tıpkı bu gecenin sonunda olacağı gibi... Üstümüz başımız sırlara bulanacaktı ve biz altında debelenip duracaktık. Bunu hissedebiliyordum. "Anlat Işıl," demişti tam karşıma oturduğunda, "Bana tüm bildiklerini anlat." Parmak uçlarım üzerimdeki eteğin kumaşını sertçe çekiştirirken Kağan elini elimin üzerine yerleştirdi. Parmaklarım onun dokunuşuyla gevşemeye hazırlanırken, ona doğru dönüp gözlerine bakındım. Oturduğum koltuk rahatsız, odanın içi boğucu bir hâl almıştı. Dudaklarımı aralayıp, "Hatırlıyorum." dedim ansızın... Ve devam etmekte gecikmedim. Çünkü bunu şu an yapmazsam bir daha asla yapamayacaktım, buna emindim. "Yangına sebep olan kişi, baban." Gözlerinde tanımlayamadığım bir bakış vardı. Daha önce şahit olmadığım ve bir daha da şahit olmayı istemeyeceğim türden bir bakıştı bu. Elini elimin üzerinden çekip, "Bu," deyip bir müddet duraksadı. Daha sonrasında ise sadece, "Nasıl?" sorusu dökülüverdi dudaklarından... O da ne diyeceğini bilemiyor gibiydi. Oturduğum koltuktan kalkarak Kağan'ın önüne geçtim. Her iki bacağımı da ayırarak Kağan'ın kucağına oturdum. Sonunda ne olursa olsun sakin kalmasını sağlayacak, gerçeklerle yüzleşmesi için ne gerekiyorsa onu yapacaktım. Ellerimi yüzünün her iki tarafına yerleştirip bana bakmasını sağladım. "Bu gerçek sadece bir anıydı, hatırlamama neden olan şey ise şirkete geldiğim gün oldu. O gün babanla senin fotoğrafını görmek bana geçmişi hatırlattı." Dediğimde durmadan devam ettim. "Babamla, Kalender Bey konuşurken duydum Kağan, baban sonuçlarını bildiği hâlde bu korkunç yangının çıkmasına sebep oldu..." Sonrasında uzun bir sessizlik oldu. Ne o tek bir şey söyledi ne de ben daha fazla konuşmak istedim. Sadece ellerimi boynuna indirerek ona sarıldım. Bana aksi bir harekette bulunmadı ya da varlığıma tutunmadı. Dağıldığını biliyordum ve onu nasıl toparlayacağımı şu ân kestiremiyordum. Beynim uyuşmuş gibiydi. "Işıl?" Saçlarım nefesiyle hareketlenirken, "Benimle sevişir misin?" diye sordu. "Tıpkı istediğin gibi..." Omuzuna düşen başımı kaldırarak yüzüne bakındım. İtiraz edemeyecek kadar onu çok özlemiştim. Beni sevebileceğini söylediği o ân hâlâ kulaklarımda dans ediyordu. Belki de sadece duyduklarını unutmak istiyordu... Sebebi her ne olursa olsun onunla bu geceyi geçirmek istiyordum. Dudaklarımı Kağan'ın dudaklarına bastırdığımda bana karşılık vermekte gecikmedi. Ellerini sırtımdan bacaklarıma kaydırırken sıyrılan eteğimin kumaşını mümkünmüş gibi daha da yukarıya sıyırdı. Sonrasında ise kalçamı avuçlayarak öpüşlerini sertleştirdi. Bedenim kucağındayken beni sımsıkı tutarak ayaklandı. Sendeler gibi olsa da durmadı ve beni odasına kadar kucağında taşıdı. Bu odayı ilk kez görüyordum. Burası Kağan'ın yatak odasıydı. Beni yavaşça yatağın üzerine bırakırken, "Kağan?" diye fısıldadım. Bana susmamı işaret ettiğinde dediğini yaptım. İyi değildi ve onu iyileştirecek tek şey benim varlığımdı... |
0% |