Kağan dudaklarını göbeğime değdirdi.

İrkildim.

Elleriyle belimin ince kıvrımında dolaştı. Altımdaki iç çamaşırı çıkartarak bacaklarımı araladı. Bacaklarımın arasına bedenini bırakmadan önce dudaklarını bacağımın iç kısmına değdirdi. Yavaşça hareket eden dudakları bacağımın iç kısmından kasığıma, kasığımdan ise bacak arama kaydı. Her hareketiyle nefesim kesildi.

Dili vajinama değdiğinde inleyerek tepki verdim. Durmak yerine devam etti. Ellerimle nemli saçlarını kavradım. Beni zevkle kıvrandırmaya devam ederken onu görmemi engelleyen bu ince kumaşı bir çırpıda çıkartıp atmak için yanıp tutuştum.

Dili arsızlaşırken parmaklarımı gözlerimi kapatan kumaşa götürdüm. Durdu ve buna izin vermeyerek "Bana ellerini de bağlatma!" dediği gibi vajinama dişleriyle küçük bir ısırık bıraktı. Isırık küçük olsa da etkisi büyüktü. İnleyerek bağırırken elimi yüzümden çektim. Ona dokunmak için büyük bir istek duyuyordum. Ellerim boşluğa düşerken yeniden Kağan'ın saçlarını kavrayıp kendime doğru çektim.

Daha fazlasını istiyordum.

"Beni zorlama!" diye emir verdiğinde, "Canımı bu şekilde yakamazsın!" deyip bağırdım. Lanet olsun! Onu içimde istiyordum.

Bir anlığına duraksarken, "Seve seve yakacağım merak etme." dediği gibi belimden kavradığı elleriyle beni ters çevirip yüz üstü uzanmamı sağladı. Avuç içlerim zeminle birleşirken sertleşmiş göğüs uçlarım canımı yakmıştı.

Kağan tüm yükünü üzerime vermeden önce dirseklerimin üzerinde yükselmemi sağladı. Nefesi hızlanmıştı. Penisini tenime sürttü. Sertliğini popomda hissederken ben daha ne olduğunu anlayamadan beni zorlayan bir güçle arkamdan içime girdi. Acıyla bağırdım. Canımı yakmıştı. O ise bunu önemsemeyip tamamını içime gömmek için kendini zorladı. Daha önce böyle bir şeyi denemediğim için çok dardım. Altında debelenmeye başladım. "Kağan!" diye ona ne kadar seslensem de beni duymadı. Üzerime eğilip avuç içiyle ağzımı kapattı.

Acıdan gözümden yaş gelmişti.

Tekrar tekrar içimde gidip gelmeye devam etti. Genişlemeye başladığımda kendini hızlandırdı. Ağzımı kapatan elleri ıslak saç tutamlarımı kavradı. İçime gömüldüğü her an vücutlarımızın birleşme sesi odada yankılandı. Bir süre sonra acı giderek zevke dönüştü. Çığlıklarım da kaçınılmaz inlemelere...

Kağan defalarca kez içime girip çıktı. İlk kez yaşadığım bu haz bünyeme fazla geldiğinden bayılacakmış gibi hissettim.

Sesi gürleşirken, eli kalçama sertçe çarptı. Bu onu çıldırtmıştı. Vurmaya devam etti. Kalçamın sızısı tenimi yakmaya başladı.

"Gel artık!" diye bağırdım. Daha fazla dayanamıyordum. Bir an önce bitsin istiyordum...

Kendimi kaybetmeden hemen önce içime boşaldı. Rahatlamanın verdiği güçle inledi. Bedenimi gevşetip yere uzandım. Kızardığına emin olduğum tenime dudaklarını değdirdiği an, "Kağan dur." deyip son gücümle sırt üstü döndüm. Ellerim gözlerimi kapatan kumaşa gittiğinde, "Gözlerimi açacağım." dedim. O ise, "Banyoda olacağım." dediği an kalbimin paramparça olduğuna yemin edebilirdim. Zeminde ilerleyen ayak sesleri kulağıma dolarken, "Ben toy bir sınıf arkadaşın ya da seni istediği zaman beceren Ali değilim." deyip gitti...