Kağan üzerimdeydi. Dudaklarının kıvrımı ise tenimin her bir noktasında gezintiye çıkmıştı. Ve bu his bana çok iyi gelmişti. Ona da iyi gelmek, bir an olsun geçmişe takılı kalmamasını sağlamak istiyordum.

Bir eli hızla belimi kavrarken diğer eliyle göğsümü avuçladı. Dudaklarını boynuma bastırırken dişlerini hissetmenin verdiği hazla inledim. Bu onu delirtmiş olacak ki durmadı. Dişleri boynumdan göğüslerimin arasına doğru yol aldı. Birkaç saniyeliğine dudaklarını tenimden ayırıp üzerimdeki örgü kazağı bedenimden hızla çıkarttı. Sutyenimin kopçasını çözüp tenimden sıyırırken ona yardımcı oldum. Gözleri zevkle ışıldarken bedenimi gevşettim ve ona teslim oldum. Kağan dudaklarını göğüs kafesime indirip defalarca kez orayı öptü. Bu hareketi içimde anlamını bilmediğim garip bir hisse büründü...

Nefesi tenime çarparken daha fazlasını istediğimi ona göstermek adına çıplak sırtına tırnaklarımı geçirdim. Bu onu çıldırtmış olmalıydı ki dişlerini göğüs uçuma getirip beni çığlık attıracak bir güçle ısırdı. Ve sonrasında ise hiç durmadı...

Tenimi öptü, ısırdı, yer yer izlerini bırakarak bizi zevkin en uç doruğuna özenle taşıdı. Vücudu hiç bu kadar tenime yakışmamıştı. Tenlerimiz hiç bu kadar parlamamıştı... Ruhumuza yerleşen izlerin ışıltısı hiç bu kadar aşkla dolmamıştı...

Peki ya aşk, bize yakışır mıydı?

"Işıl," Kağan gözlerime bakıyordu. "İçinde olmak istiyorum." diye fısıldadığında sanırım kendimi kaybediyordum. Gözlerimi kapatıp, "İçime gir Kağan." dedim. O ise bunu bekliyormuşçasına bacaklarımı hafif kaldırıp kendine rahat bir pozisyon bulup içime girdi. Hareketleri yavaş değil aksine olabildiğince sertti. Artık onu tanıyordum. O, bunu seviyordu.

İlk başta acıyı yoğun bir şekilde hisseden bedenim, kendini saniyeler içerisinde zevkin kollarına bırakmıştı. Kağan her içime girişinde ona inleyerek karşılık veriyor, daha fazlası için yanıp tutuşuyordum. İçimde defalarca kez gidip geldikten sonra bir anda içimden çıkarak sırt üstü uzandı.

Nefes nefeseydi. "Seni izlemek istiyorum." derken bedenimi bir tüyün ağırlığıyla eş değermiş gibi hızla kucağına aldı. Eteğim hâlâ üzerimde belime kadar sıyrılmıştı. Öyle kalmasında herhangi bir sorun yoktu. Hafif yükselip Kağan'ın penisini vajinama yerleştirdim. Onun kadar sert olmasa da inleyerek içime aldım. Zevkle başımı geriye yatırarak en derinime girmesi için kendimi zorladım. Saçlarım dağılmış kendimden geçmiş gibiydim. Kağan ellerini belime yerleştirdi. Hareketlenmeye başladım. Defalarca kez içimdeki penisiyle zevkle inledim. Bunu çok sevmiştim.... Ama artık dayanamıyordum. Gelmek üzereydim.

"Boşalmam gerek!" diye inlediğimde Kağan, "Gel bebeğim." diyerek beni rahatlattı. Onayını beklermiş gibi o an büyük bir rahatlamayla inleyerek boşaldım. Nefes nefeseydim. Tonlarca yük taşımış gibi yorgun ama bulutların üzerinde dans ediyormuş gibi huzur doluydum.

Ama henüz bitmiş sayılmazdı. Kağan hızla beni eski pozisyonuma getirip yeniden üzerimde yerini aldı. "Şimdi sıra bende..." derken hızla içime girdi.

Anlaşılan bu gece hiç bitmeyecekti...

*

Merhabalar, kitappadde sorun oluştuğu için bölüm biraz geç geldi. Destekleriniz için teşekkür ederim, güzel bir yükselişteyiz. 🤍