Yeni Üyelik
1.
Bölüm

HAYAT IŞIĞIM

@kitapsatirlarim

Merhaba ben Işık. Annem tarafından zorla hayatıma yeni bir sayfa açtım ve birazdan yeni okuluma dönemin tam ortasında gidecektim. Annem hiçbir zaman beni düşünmez. Ama kendisine ve pek sevgili ağabeyime göre annemin hep bir bildiği var. Öyle olması benim için bir şey ifade etmiyor. O hâlâ bana göre hep kendisini düşünüyor.Eğer öyle olmasaydı 10. sınıfın ortasında beni Türkiye'nin en iyi okullarının birinden alıp başka bir okula vermezdi. İsteksizce üzerime kargo pantolon ve oversize bir tişört giyip evden çıktım. Yaklaşık 35 dakika sonra okulun önündeydim. Kafamı kaldırıp okula baktım. UNIVERSE OKULLARI. Başıma geleceklerden habersizdim belki de. Hızla içeri girdim ve danışmaya sınfımı sordum. 3. kata çıktım. Sınıfta ders başlamıştı. Çünkü geç kalmıştım . Ders 08.30'da başlıyordu ve saat 09.00'du! Kapıyı çaldım ve içeri girdim.

" Merhaba hocam. Dersinizi böldüğüm için özür dilerim. Yeni öğrenciyim de."

" Merhaba kızım. Önemli değil. Geç kendini tanıt."

"Adım Işık, soyadım AKYÜZ. BALANCE KOLEJİ'nden geliyorum."

"BALANCE KOLEJİ ha? Peki kızım Alptuğ'nun yanına geçebilirsin." Alptuğ kim bilmiyordum ama sınıfta bir sıra boştu bende oraya geçtim.Teneffüs zili çalmıştı zaten. Sarışın bir çocuk yanıma geldi.

"Selam. Alptuğ ben."Sonra yanına esmer bir çocuk geldi.

"Oğlum sen yeni kızlara asılmayı bırakmadın mı hala?" dedi ismini bilmediğim çocuk.

"Dedi her gün başka kızlarla sevgili olan son model kalp kırıcı popüler yakışıklı esmer. Oğlum en azından asılmakla kalıyorum. Sen kızları parmağında oynatıyorsun." Onlara garip garip baktığımı gören Alptuğ söze girdi.

"Ha unuttum. Poyraz bu esmer. 11. sınıfta olması gerekiyor ama karı kız peşinde koşmaktan sınıfta kaldı salak."

"Ben buradayım kardeşim." Konuşa konuşa yanımdan ayrıldılar ve sonunda tek kaldım.Dersler geçip giderken geometri dersinin ortasında kapı çalındı.

"Hocam tango dansı projesi kapsamında öğrencilerimizi bilgilendirmek amacıyla konferans salonuna bekliyoruz." Tango dansı projesi mi? Allah'ım burası ne kadar saçma bir yer ya! İndik konferans salonuna bakalım. Haydi kazamız mübarek olsun!

"Selam çocuklar. Ben dans klubü öğretmeniniz Dila ULKANLI. Bu sene 12. sınıfların mezuniyeti için tango gösterimiz olacak fakat onlar sınava hazırlandığı için bu görev sizlere düşüyor. Bu gördüğünüz fanusların içerisinde sizlerin adları yazıyor. Bu gözteride iki kız iki erkek olmak üzere 4 kişi olacak. Çok beklemeden kuraları çekelim de sizlerde derslerinize geri dönün. Evet kızlardan seçiyorum. İlk kızımız Selenay TAŞLI.Onunla eşleşen kişi ise Alptuğ AY!" Selenay'a yandan bir bakış attığımda halinden gayet memnun görünüyordu.

Ona dönüp şöyle dedim:

"O kadar şanslıyım ki kesin dangalağın biriyle eşleşirim." Bana dönüp güldü.

"Evet çocuklar şimdi ikinci çiftimizi seçeceğiz. Bu sefer erkeğimizi seçelim. Poyraz KARANLIK. Onunla eşleşen kızımız ise Işık AKYÜZ!" NE?! Bu kadın düşmanıyla mı olacaktım?

"Ooo. Okulun karizma kaynağını kaptın be kızım."

"Değiştirelim Selenay. Allah rızası için. Hocaya söyleyelim hem bak bir sonraki ders prova olacakmış. O zaman söyleyelim. Ben Alptuğ ile olayım. Allah'ın adını verdimkızım ya." Hepsini tek nefeste söylediğim için nefessiz kalmıştım.

"Aa sakin ol kızım. Hoca izin verirse değişelim yani benimde canıma minnet." Nihayet zil çalmıştı. O sırada Alptuğ yanımıza gelmişti.

"Kızlar dans salonuna geçelim. Üniversite binasında. Anca gideriz."

"Alptuğ konuşabilir miyiz?" Selenaylar uzaklaşırken Alptuğ'u yanıma çektim.

"Bir şey mi oldu Işık? Ne bu hal kızım?"

"Alptuğ eğer sende istersen biz ikimiz olalım. Selenay ile de Poyraz denen çocuk olsun. Onunla eşleşmek şu hayatta en istemediğim şey."

"Benim için uygun. Hoca izin verirse olur." Dans salonuna girdik. Dila hoca sonunda gelmişti.

"Dila hocam. Sizden bir şey rica edebilir miyim?"

"Elbette güzel kızım. Ne istersen."

"Dansta ben Alptuğ ile eşleşsem olmaz mı?"

"Olur kızım. Poyraz'ın haberi var mı?" Hemen dönüp yanına gittim.

"Sen Selenay eşleşiyorsun ben Alptuğ ile." Tek kaşını kaldırdı.

"Yoo kura öyle demiyor. Benim onayım yok hocam." Yalvaran gözlerle Dila hocaya baktım.

"Kusura bakma Işıkçım. Poyraz hayır diyorsa yapacak bir şey yok." Ters bir bakış attığımda pis pis sırıtıyordu.

"Çocuklar bugün sadece birkaç video izleyip yarın başlayacağız." İzledik bakalım. Herkes odadan çıkmıştı. Tam ben de eşyalarımı toplayıp çıkıyordum ki biri benden önce önümdeki kapıyı hızla kapadı. Aniden arkamı dönmemle Poyraz'ı görmem bir oldu. Kaçmaya çalıştım ama kolları iki yanımdaydı ve yüzüme eğilmişken bu imkansızdı. Öfkeyle bakıyordu bana.

"Neler oluyor? Ne yapıyorsun?"

"Asıl sana ne oluyor? Bu okulda ne işin var Işık?" Kaşlarımı çattım.

"Ne demek ne işim var? Okumaya geldim." Güldü.

"Okumaya geldin demek. Neden Işık? Neden burası? Neden benim olduğum okul? Bilerek mi yapıyorsun?Bizim neler yaşadığımızı bilmiyor musun?"

"Poyraz gerçekten sen kimsin? Hayatımda ilk kez gördüğüm biri için neden okulumu bilerek buraya alıyım?"

"Benimle oyun oynama Işık! Benimle oyun oynama!" Sesi çok yükselmişti. Korkudan gözlerimden yaşlar akıyordu.

"Ya niye anlamıyorsun? Seni tanımıyorum ya!" Bu sefer gerçekten afallamıştı. Anlık dalgınlığıyla kendimi kurtarıp koşarak uzaklaştım

oradan. Sınıfa geldiğimde korkudan titriyordum.

"Işık ne bu hal? İyi misin? Işık beni duyuyor musun?" Başımı kaldırdığımda Alptuğ ile göz göze geldim.

"Poyraz kim Alptuğ? Bana neden öyle bağırdı Alptuğ?" Sanırım gerçekten delirmiştim. Yaklaşık bir kaç saniye sonra etraf kararmaya başladı.

...............................................................

Gözlerimi açtığımda yatıyordum.

"Neresi burası?"

"Revir." dedi tok bir ses. Başımı döndüm ve bağırmaya başladım.

"Alın bunu buradan!Bu adam manyak!" İçeri telaşla girenler oldu fakat biri Alptuğ diğeri ise Selenay'dı.

"Işık ne oldu?Niye bağırıyorsun?"diye sordu Selenay.

"Bu çocuğu buradan almadığınız sürece bağıracağım. Bu çocuk bana saldırdı tamam mı? Siz ister inanın ister inanmayın ama bu çocuk bana saldırdı." Alptuğ'un bakışları Poyraz'a döndü.Kaş göz yaparak Poyrazla dışarı çıktı.

YAZARIN ANLATIMIYLA

"Ne oldu abi? Niye çağırıyorsun beni?" Alptuğ öfkelye soluyordu.

"Sen Işık'a ne yaptın? Kızı nasıl bir hale soktuysan kız bayıldı Poyraz! Sen iki gündür nasıl bir canavara döndün farkında mısın acaba?" Poyraz anlamıyordu. Kardeşi bildiği kişi onu ilk kez dinlemeden yargılıyordu.

"Sen beni dinlemeden yargılıyorsun ha?"

"Evet yargılıyorum. Çünkü bu zamana kadar bir bildiğin vardır diyip seni dinledim ama bu günden sonra anladım ki belki de uyduruk yalanlar uydurup beni kandırıyordun. Bir kıza bunu yapmanın ne gibi bir açıklaması olabilir Poyraz?" Alptuğ nasııl anlamamıştı?

"Alptuğ nasıl görmezden gelebiliyorsun? Sana hiç mi tanıdık gelmiyor yoksa ben mi gerçekten delirdim?" Kaşları çatıldı Alptuğ'un.

"Ne diyorsun sen?" Poyraz bir elini hüzünle Alptuğ'un omzuna koyup eğildi ve hüzünle dudaklarından şu kelimeler döküldü:

"Bu o Alptuğ. Işık AKYÜZ. Seni kaybediyordum ben Alptuğ! Şu dünyadaki tek ailemi kaybediyordum!" Alptuğ'un kafasında bazı şeyler yeni yeni oturuyordu. Kendini tutamadı vee Poyraz'a sıkı sıkı sarılıp ağlamaya başladı.

"Demek o yüzden ona karşı bir çekim hissediyordum. Poyraz ben bu okulda yapamam."

"Saçmalama. Aşacaksın. Hem ne çekimi oğlum saçmalama. Senin ondan harika bir sevgilin var. Hayatına bak."

"Bu ismi asla unutmayacağım Poyraz. Asla. Işık AKYÜZ bu dünyada olduğum sürece asla aklımdan çıkmayacak."

Bir insan tanırsın. Tanıdıkça seversin ve o artık senin yaşama sebebin olur. Fakat bazen öyle bir an gelirki hayatından olursun. Bu zor günlerde yaslanacak bir omuz,sığınacak bir yuva ararsın.Sıcacık bir ev. Hele bir de seni görmeyen bir annen bir babanla hiç olamamış bir kardeşin varsa. İşte hayatından olacağı o günlerde Poyraz'a dayanmıştı Alptuğ. Ve çok önemli bir şey anlamıştı:

Bazen kan bağın olduğu halde kendini yabancı hissedersin.Bir anneden dünyaya gelsen bile bazen o kadını sanki hayatında ilk kez görmüş gibi olursun. Kardeşlik sadece kan bağıyla olmuyordu. Poyraz onun kardeşi olmuştu. Zor zamanlarında okyanusun dibinde boğulurken tam öldü denilen anda bileğinden tutup çıkarmıştı onu o derinliklerden. Bu yolculukta da öğrendiği en önemli şey de işte buydu: Kardeş olmak için kan bağına gerek yoktu...

 

Loading...
0%