@kitapsever4734
|
1.BÖLÜM TANIŞMA
Gözümü yavaşça araladım ve bir kaç saniye şu an gözlerimin açısında olan tavanla bakıştım.Yavaşça yerimde kıpırdandım, kıpırdanmaz olaydım.Sırtıma ve boynuma giren ağrılarla olduğum yerde kaldım, lanet olsun her yerim tutulmuştu “Islak saçla uyursan tabi tutulurdu Ahu” diye kendime kızmayı ihmal etmedim.
Zorla da olsa yatakta oturur pozisyonu aldım, dün gece öyle bir yorgundum ki duş alır almaz bornozumla ve ıslak saçla uyumuştum.Çünkü saçlarımı kurutmayada, kıyafetlerimi giymeyede üşenmiştim “Alçin in aşağıya yemek hazır işim gücüm yok birde sana haber veriyorum” diyen annemin sesiyle yaşamayada üşendim şu an.
Önümde duran kıyafet dolabıma boş bakışlar atarak hayatı sorguladım.”Biz niye her sabah uyanmak zorundayız, sabah değilde akşam uyansak”diye düşündüm bunu ciddi ciddi düşündüğüm için kendimi tebrik edip, ayağa kalktım ve kıyafet dolabıma doğru yürüyüp kapağını açtım. Önümdeki kıyafetlere yine her zamanki gibi boş boş baktım çünkü kıyafet seçmeye üşeniyodum.Hiç düşünmeden gözüme değen ilk şeyi aldım.Aldığım bir mavi elbiseydi, uzundu aynı zamanda yırtmaçı vardı.Hemen alttaki küçük çekmeceyi açıp rastgele iç çamaşırı aldım aynı zamanda beyaz bir çorapta almayı ihmal etmedim.Hızlıca banyoya doğru yürüdüm, ne kadar kendi odam olursa olsun odamda kıyafet değiştirmeyi tercih etmezdim.Banyoya girer girmez hızlıca kıyafetlerimi giyip banyodan çıktım. Hemen makyaj masama doğru ilerleyip, oturdum. Masamda duran tarağıma uzanıp hafif dalgalı saçlarımı taradım.Masanın diğer köşesinde duran makyaj malzemelerine boş bir bakış attım.Çünkü makyaj yapmaya üşeniyordum, zaten makyaj yapmayı sevmezdim, doğal güzellikten yanaydım fakat makyaj yapmayınca annem çok kızardı.O yüzden hızlıca maskaraya uzanıp kirpiklerime sürdüm.Ardından hafif pembemsi rujumu alıp dudağıma sürdüm.Bu kadar yeterdi annem istediği kadar kızabilirdi.Hemen beyaz spor ayakkabılarımı ayağıma geçirip odamdan çıktım.
Yaz aylarında olmamıza rağmen yüzüme çarpan soğuk hava irkilmeme sebep oldu. Göğüsümün üzerini bir huzursuzluk kapladı.
Ben Alçin Ahu Akışık kendime göre bu konakta yaşamaya çalışıyorum, yaşamaya devam edebilir miyim orası muazzam…
Derin bir nefes alıp, verdim sakince, ardından hızlı bir şekilde merdivenlerden indim ve sola döndüm.Şu an yemek masasının önündeydim maşallah herkeste masaya kurulmuştu bir ben kalmıştım. Sandalyeme doğru yürüyüp, yavaşça sandalyemi çekip oturdum. Oturduğumu anlayan ev ahalisi bana tip tip bakmaya başladılar, ben ise boş boş baktım onlara.Çünkü ne istediklerini anlamıştım.
-Herkesin üzerinde bakışlarımı gezdirirken”Size veya” bakışlarımı çok sevdiğim dedemde sabitledim “Sana günaydın, iyi sabahlar falan dememi bekliyorsan çok beklersin dedeciğim”.
-Dedem olacak adamın öfkeli bakışlarının sahibi bendim , pardon hep bendim zaten “Bu nasıl bir terbiyesizlik, kendine gel Alçin karşında kimin olduğuna dikkat et, bana karşı saygılı ol! dün yediğin dayak az geldi sana sanırım “
-Oturduğum sandalyeden kalkıp sandalyeyi yere fırlattım, gerçektende fırlatmıştım. Ardından hızlı adımlarla dedemin oturduğu sandalyeye doğru yürüyüp aramızda bir adım mesafe kalacak şekilde durdum öfkeli bakışlarımı dedeme çevirip işaret parmağımı ona doğru salladım. ”Saygılı olacağım son kişi bile değilsin, ayrıca yediğim dayak az geldiyse gelip tekrar vurabilirsin ben alışığım, aynı zamanda her sabah size günaydın dememi çok istiyorsanız onun yerine kötü sabahlar da diyebilirim dedecim.”
-Bu sefer babam olacak şerefsiz dayanamadı “Kendine gel Alçin karşında deden var, yere fırlattığın sandalyeyi düzgünce yerine koyup otur yemeğini ye!”diye aslan gibi kükredi resmen.
-Bu sefer bakışlarım babamdaydı “Bende yemek yiyecek ihtaş mı bıraktınız, Alçin ye, Alçin iç, Alçin sus, Alçin otur, Alçin kalk ben senin emir kulunmuyum Tugay Akışık” diye isyan ettim.
-Bu sefer annem olacak kadın dayanamadı” Babanla düzgün konuş Alçin”
-”Ne haliniz varsa görün tek umudum bu konaktan bir gelinlikle çıkmak yoksa diğer türlü sizden kurtulamam”diyip hızlı adımlarla oradan uzaklaştım, daha şimdi indiğim merdivenlerden tekrar yukarı çıktım. Odamın kapısını açar açmaz yatağıma doğru yürüyüp üzerine oturdum.
Azat Akışık ( namı değer dedem )
Tugay Akışık ( namı değer babam)
Duru Yaren Akışık ( namı değer annem)
Sadece bunlar değil bu konaktaki herkes benim cehennemimdi. küçüklüğümden beri bu konaktaki herkes benden nefret etti, küçüktüm ne yapmış olabilirdim ki. Maruz kaldığım şiddetler, hakaretler hiç bir zaman bitmemişti bitmeyecekti. Küçüklüğümden beri bu konaktan çıkmam yasaktı, sokaktan birini durdursanız bu kimin kızı diye sorsanız kimse cevap vermez, oysa ben Mardin'in en büyük ağalarının arasında olan bir Ağa'nın torunuydum. Genelde önemli birinin düğünü olduğunda babamın zoruyla giderdim çünkü amaç düğüne gitmek değildi, amaç Tugay Akışık’ın kızı olduğumu göstermekti.Bu yüzden gittiğimiz düğünlerde lavaboya saklanır düğün bitene kadar çıkmazdım, tabi sağolsun her düğünde bunu yaptığımı anlayan dedemler beni bir güzel pataklamişlardi. Her neyse bir de doğum günlerimde dışarı çıkardım ama bu gizli olurdu, konaktan kaçardım çünkü, çamurdan bir pasta yapıp, dileğimi tutardım. Kimseye ihtiyacım yoktu. Kimse kutlamıyorsa ben kutlardım doğduğum günü kimseye kendimi muhtaç etmezdim.
Bir süre beyaz spor ayakkabılarımla bakışırken kapının çalındığını duydum ama bu benim kapım değildi bu konağın kapısının sesiydi.Kim geldi diye düşünürken merakıma yenik düşüp odadan çıktım, odamın hemen dibinde olan merdivenlerle bakıştım. “Ben daha yeni bu merdivenlerden yukarı çıkmıştım”diye düşünürken merdivenlerden inmeye başladım yavaş yavaş indim çünkü bu merdivenler aşırı bir şekilde dikti, bir gün gerçekten bu merdivenlerden düşeceğim diye çok korkuyordum.Alt kata vardığımda, bir kat daha aşağı inmek istemedim çünkü yeterince dedemlerin gözüne batmıştım.O yüzden bu katın terasına yöneldim.Terasa çıktığım da hızlıca aşağa doğru baktım.
Dedemler saygı duruşundalardı resmen.Gülümsemeden edemedim onları bu hale getiren kimdi diye tam kapı eşiğine baktığımda içeri genç bir adam girdi. İlk önce dedemle, ardından babamla, sonra amcamla tokalaştı.Yüzünü görmek istedim fakat yüzü dedemlere dönüktü o yüzden yüzünü görmemiştim.Dedemler gidecekleri yeri göstermek için önden yürürken genç adam en arkadaydı.Yüzünü görmek için çabalarken genç adam başını usulca kaldırıp benimle göz göze geldi.Kehribar gözleri,mavi gözlerime kilitlenmişti.Bir kaç saniye sonra bakışlarını hafif dalgalı saçlarıma, beyaz tenime, boynuma,üzerimdeki elbiseye , dudaklarıma ve son olarak tekrar gözlerime değdirdi. Gözlerinde anlamlandıramadığım bir duygu vardı.
Bu duygu; Hayranlıktı..
Hayran hayran bakan bakışlarını üzerimden çekip dedemlerin arkasından yürümeye devam etti.Ben ise arkasından baktım.Kumral saçları vardı, kehribar gözleri, esmer bir tene sahipti, yakışıklı bir yüze sahipti… “Ne saçmalıyorsun Ahu resmen ayak üstü adamı süzdün” diye kendime kızdım.Ama tepkilerim gayet normaldi çünkü 22 yaşında olmama rağmen ilk defa bir adama bu kadar dikkatli bakmıştım.Bütün bu düşüncelerden kurtulmak için aynı zamanda göğüsümün üzerinde gittikçe artan huzursuzluğu yok etmek için derin bir nefes alıp verdim, fakat hiçbir işe yaramadı her geçen saniye de içimdeki huzursuzluk daha da büyüdü…
Genç adam Azat Ağaların arkasından yürürken, Azat Ağa bir kapının önünde durup kapıyı açıp içeri geçti, ardından genç adam da içeri girmişti.
-”Burası biz erkeklerin kullandığı bir odadır işle ilgili meseleleri burda konuşuruz Ağam, buyur oturasın” dedi koltuğu göstererek Azat Ağa, ondan yaşça küçük olmasına rağmen karşısındaki Genç adamla konuşurken diyeceği şeyi iki kere düşünürdü.Çünkü genç adam Mardin'in en büyük ağalarının arasındaydı aynı zamanda onunla bir yıl’a yakın ortaklıkları vardı.
-”Müsaadenizle ağam ben lavaboyu kullanabilirmiyim?”
-”Müsaade senindir ağam, çalışanlarımızdan birini çağırayım da sana yolu göstersin”
-”Hayır hiç gerek yok ben bulurum”dedi net bir sesle genç adam ve hızlıca oradan uzaklaştı.
Hala terasta bulunmaktaydım. Çünkü odama gitmeye üşenmiştim. Fakat odaya gitmem gerekiyordu, sırtım daki ve boynumdaki ağrılar her geçen saniye daha da artıyordu dinlenmem gerekiyordu.Bu düşünceme hak verip terastan çıktım çıkmaz olaydım, biriyle çarpışmıştım.Tam düşecekken bir el düşmemem için belimi tutup beni kendine çekti. Çarpıştığım kişinin elleri belimdeydi. Benim ise başım tam göğüs kafesinin üzerindeydi. Usul usul başımı kaldırdım.” Lanet olsun bu demin süzdüğüm adamdı.Hızlıca adamın ellerinde kurtulup ondan ayrıldım. Çünkü bizi gören yanlış anlayabilirdi.
-”önüne baksana be adam az kalsın düşüyordum” diye bağırdım .Aynı zamanda başımı kaldırmış adama bakıyordum.Bu adam neden bu kadar uzundu!.
-”Merak etme benim sayemde düşmedin”
-Bu adam ne saçmalıyordu!”sen kimsin be adam beni-”cümlemi tamamlayamadan sözümü kesti.
-”Ben Çağan Alp Demirel sizin adınız nedir ilk defa sizi Mardin'de gördüğüme eminim”diyerek elini bana uzattı,ona baktıkça içimdeki huzursuzluk daha da büyüyordu evet belki çok nadir anlarda dışarı çıkıyordum ama sanki karşımdaki kişi yalan söylüyordu sanki beni daha önce görmüş gibi bakıyordu.
-Ellerimi onun ellerinin arasına bıraktım elleri çok sıcaktı benim ellerimin aksine tenim tenine değdiğinde kalbim istemsizce hızlanmaya başlamıştı.”Ben Alçin Ahu Akışık gezmeyi çok sevmem, çok dışarı çıkmam yani o yüzden görmemişsinizdir, yoksa herkes beni tanır Mardin'de, sonuçta bir Ağa’nın torunuyum”katiyen yalandı kimse beni tanımazdı…
-”Anladım Ahu bir tek ben seni görmemişim galiba” kaskatı kesildim, iliklerime kadar titredim bana Ahu diyen ilk kişiydi.Kalbim bana inat daha da hızlı atmaya başladı kimse bana Ahu demezdi, annemin doğum doktoru koymuştu bu ismi, annemin doğumdan sonra kendine gelmesi biraz zor olmuştu, annemin bir ay yoğun bakımda kaldığı zaman doktoru koymuştu bu ismi, annem uyandıktan sonra da babamla beraber Alçin ismini koymuşlardı.Fakat ben Alçin ismini hiçbir zaman sevmemiştim sevmeyecektim. Ben kaskatı kesilmişken net bir sesle tek bir şey söyledi.
-”izninizle lavaboya gideceğim şimdi”diyerek yanımdan ayrıldı, ben ise zar zor kendime gelmiştim hızlıca arkamı dönüp bağırdım”İsmim Ahu değil Alçin yani Alçin ismini kullanıyorum” Hafif arkasını dönüp bakışlarını gözlerime kilitledi.
-”Bu bilgiyi bana verdiğin için teşekkürler Ahu” deyip olduğu yerden uzaklaştı.Beni ise kalbimin durmadan artan hızıyla ve içimdeki huzursuzlukla tek başına bıraktı….
Evet canlarım ilk bölümü müz nasıldı?
İlk bölümler biraz geç gelebilir, yavaş yavaş bölümleri düzene sokarız. Yorum yapmayı oy vermeyi unutmayın sizi seviyorum. ❤️❤️❤️💙💙💜💜🥰🥰
|
0% |