@kitapsever4734
|
2.BÖLÜM KARAR
Çağan emin adımlarla Azat Ağaların bulunduğu odaya girdi, hızlıca Azat ağaların oturdukları koltuğun hemen karşısında bulunan tekli koltuğa oturdu.Ardından giren çalışan kahveleri dağıttı, Çağan kahveyi alır almaz bir yudum içti.Ve konuya geçmek için yerinde kıpırdandı.Lafı uzatmayacaktı, lafı uzatmayı sevmezdi.
-Azat Ağa, Tugay Ağa, dedi Çağan ikisinede bakışlarını değdirerek, söyleyeceğim şey en çok sizi ilgilendiriyor aslında, lafı uzatmayı çok sevmem, ben kızınız Ahu’ya talibim, der demez Azat Ağa ve Tugay Ağa yerinde kıpırdandı.
-Oğlum, Alçin gezmeyi çok sevmez, Alçin’i nerde gördünde talip oldun, dedi Tugay Ağa,daha demin Alçin’in Çağan’a söylediği cümleyi doğrulayarak.
-Selim Ağa’nın oğlunun düğününde görmüştüm.Daha önceden haber verecektim aslında ama bugüne kısmetmiş.Ahu’ya talibim kararım kesindir. Buraya gelmemin en büyük sebebi aslında sizinle isteme gününü belirlemekti.
-Bu konuşmaya daha fazla dayanamayan Azat Ağa oldu “Oğlum öncelikle Alçin, Ahu ismini kullanmaz, bu ismi kullandığını duymasın.Benim için sorun yoktur Akışıklara senin gibi bir damat yakışır, ben sözü babasına bırakırım o nederse saygım sonsuzdur.”Alçin’i düşündüğü yoktu Azat Ağa’nın, Alçin gerçektende kullanmazdı Ahu ismini fakat amaç Alp Ağa’ya torununa ne kadar değer verdiğini göstererek, gözünü boyamaktı.Zaten Akışıkların tek kız çocuğu vardı en azından Alçin’i onların soyadına yaraşır birine vermek hoşuna giderdi,yoksa torununu düşündüğü yoktu.Torunu umrunda dahi değildi…
-Babasındanda onay alan Tugay Ağa içten içe çok seviniyordu, hem Alçinden kurtulacaktı,hemde Alp Ağa’nın Alçin’i istemesi onun için bir gurur kaynağıydı, çoğu ağa bunu konuşacaktı, Alçin ilk defa işe yaramıştı.”Babam için uygunsa benim için de uygundur Alp Ağa,haftaya pazar gelip kızımı isteyebilirsin.”deyip son noktayı koydu Tugay Ağa.
-Bu haberi alan Çağan’ın keyfi yerine gelmişti.”Müsaadeniz varsa bir ricam olacak Ağam”
-”Tabi söyleyebilirsin oğlum.”
-”Şimdi kızınızla tanışabilirmiyim, isteme gününde tanışmak yerine evleneceği adamı önceden tanısın isterim”
-”Tabi oğlum çağırayım onu ben” deyip ayaklandı.Çaganda başını aşağı yukarı sallamakla yetindi.
Yatağımın üzerine uzanmış tavanla bakışıyordum.Çok sıkılmıştım.Aklıma gelen fikirle hızlıca yatakta oturur pozisyonu alıp ayağa kalktım.Yatağımın ucuna gelip, kaldırmak için olan kollarından tutup yatağı yavaşça kaldırdım.Ve bir iki dakika baza da bakışlarımı gezdirerek aradığım şeyi buldum, hızlı adımlarla bazanın diğer ucuna yürüyüp bazaya doğru eğildim, elime aldığım kitapa bir kaç saniye tebessüm ederek baktım.Elimdeki kitabı baş ucumdaki dolabın üzerine koyup, bazayı indirdim.Yatağın üzerine çıkıp başımı yatak başlığına koyup, bacaklarımı ileri doğru uzattım.Baş ucumdaki dolaba uzanıp kitabı elime aldım.Bakışlarım bir kaç saniye kitabın kapağında gezindi.Kürk Mantolu Madonna Sabahattin Ali…
Dedemler beni okutmamışlardı, okumam yazmam bile yok zannederlerken benim YKS sınavında Türkiye 9’uncusu olmam şoku…Annemin doğum doktoru öğretmişti bana okuma yazmayı annemle çok samimilerdi özellikle de ben küçükken çok gelirdi bu konağa o öğretirdi bana, ben zaten öğrenmeye meyilli biriydim, okuma yazmayı öğrenir öğrenmez annemin telefonundan gizlice öğretici videolar izlerdim, benim bu kadar zeki olduğu mu gören doktorum ise öğretmen olan bir arkadaşıyla anlaşıp bizim konağa her geldiğinde beni belirli sınavlara sokardı ve bu onunla birlikte en büyük sırrımız olmuştu. Onun öğretmen arkadaşı bana öğretmesi gereken konuları doktoruma söyler, diğer gün doktorum bana anlatırdı, nöbet tuttuğu geceler olurdu ve ben o geceler önceki gün yaptıklarımızı tekrar ederdim. Bunu nasıl yaptı bilmiyorum ama karne günü geldiğinde elinde hep bir belgeyle gelirdi.Liseye geçeceğim zaman ise elinde bir bilgisayarla gelmişti, çoğu öğretmenin burda konu anlattığını sana öğrenmen gereken konuları gmail üzerinden atarım demişti.Hızlıca bana bilgisayarı nasıl kullanacağımı ve onun bana nasıl ulaşacağını anlatmıştı.Aslında bu başından beri bir aptallıktı benim için.Ben hava almak için bile terasa çıkamazken,.dedemin beni üniversiteyi okumama izin vereceğini düşünmek harbi büyük bir aptallıktı. Neyse ki kimse lise mezunu olduğumu bilmiyordu.Fakat doktoruma, Türkiye 9'uncusu olmama rağmen ben okuyamamki dediğimde onu büyük bir hayal kırıklığına uğratmıştım, ama bilmiyordu ona bunları söylemeden önceki gece çektiğim acıları bilmiyordu..Kısacası liseye kadar açıktan okudum diyebilirim.
Aslında genelde geceleri okurdum kitaplarımı ama şuan okuyasım gelmişti, tam kitabımın kapağını açacaktım ki kapımın sert bir şekilde açılması ve elimdeki kitabı hızlıca yastığımın altına koymam bir olmuştu.Kalbim korkudan o kadar hızlı atıyordu ki kimin geldiğini görmek için hızlıca başımı kaldırdım.
Babam olacak şerefsiz tam karşımda duruyordu “dövmek için mi geldin” diye sorduğumda babamın yüzü şaşkınmış gibi bir hal aldı.
-”Ben sana elimi bile kaldırmam kızım” dedi hafif alay barındıran sesiyle ve gelip ayak uçlarımın dibine oturdu”sana talip çıktı demesiyle ben şoka girdim, bu adam ne saçmalıyordu.
-”Ne saçmalıyorsun baba”
-”Demin konağa bir adam geldi görmüşsündür işte o Mardin'in en büyük ağalarından Çağan Alp Demirel” demesiyle bir şoka daha uğradım bunu yüz ifademe yansitmamak için elimden geleni yapıyordum”haftaya pazar seni istemeye gelecekler Alçin, adam şimdi seninle görüşmek istiyor, bak Alçin birazdan benimle yukarı geleceksin ve adamı da alıp buraya gelip konuşucaksınız, bak onunla evlenmen benim için çok önemli, ona düzgün davran tamam mı?”
-Yüzüme yansıtmamaya çalıştığım şoka bir son vererek “Bunu sana hep söylüyorum ben senin emir kulun değilim, ayrıca benim rızamı almadan ne bu acele”
-”Hayırlı işlerde acele yapmak gerekir, o yüzdendir bu acele, ayrıca haftaya istemeniz olacak düğününüz değil,acele edilen bir şey yok yani Alçin şimdi benimle yukarı gel”bunları der demez ayağa kalkmıştı.
Bu adam benim bu cehennemden çıkış biletim olabilirmiydi, belkide severdim zamanla.Eğer o da büyük bir ağaysa dedemlerin yaptıkları silah kaçakçılığını, uyuşturucu üretimlerini ve daha fazlası olan kötü işleri yaptıklarını söylesem Akışık soyadını bitirmem için bana yardım edebilir miydi.Elimde belgeler ve birden fazla kanıt vardı, bana inanmasa bile onları gösterirsem bana inanırdı.Akışıklardan almam gereken bir intikam vardı. Bu dakika dan itibaren onun varlığı benim için şans demekti…
-”İyi bir adam mı bari”
-”Yani iyi, kötü tarafını görmedim şu ana kadar”
-”iyi”dedim ayağa kalkarak”gidelimde görelim şu koca adayımı”babamdan önce davranıp kapıya doğru yürüdüm, kapı kolunu kavradım tam kapıyı açacakken babamın söylediği tek bir cümleyle kaskatı kesildim.
-”Beni mahcup etme kızım” canım yandı, babam ilk defa bana kızım demişti, kapı kolundaki elimin titrediğini hissettiğimde hızlıca kapı kolunu çevirip kapı açılır açılmaz kendimi dışarı attım, yüzüme vuran ılık havayla derin bir nefes aldım.kapımın hemen hemen dibinde olan merdivene boş bir bakış atıp başımı diğer tarafa çevirdim üst kata çıkmak için merdivenlerden yukarı çıktım.Babamın varlığını arkamda hissediyordum.
Babamlarin genelde iş meselelerini konuştuğu odanın kapısının önüne geldiğimde durdum.Genelde konağa gelen ağalar konuşacakları meseleleri burada konuşurlardı büyük ihtimalle buradaydılar.Arkama dönüp:
“Sen önden gir”dediğimde dediğim şey hoşuna gitmiş gibi gülümsedi.Önde olan adımlarımı geri çekerek ona yol verdim.Kapıyı açmadan önce bir şeyler mırıldandığını duydum fakat çokta takmadım çünkü kendileri ben bunları düşünürken kapıyı açmıştı bile, onun arkasından bende içeri girdim.
Tugay Ağa içeri girer girmez bakışlarını Alp Ağa ya çevirdi “oğlum Alçin size gideceğiniz odayı göstersin”deyip bakışlarını Alçin’e çevirdi.
Çağan başını aşağı yukarı sallayarak ayağa kalktı ve onun bir adım önünde olan kızı takip etmeye başladı.İkiside odadan çıkınca Ahu merdivenlere yöneldi, yine aynı şekilde Çağan onu takip etti. İkiside yürürken hiç konuşmadılar nihayet bir kapının önüne geldiklerinde, Ahu kapıyı sertçe açıp içeri girdi, ardından Çağan da kapıyı kapatıp içeri adımladı, karşısında yatağın üzerine oturmuş bacak bacak üstüne atmış bir adet Ahu görünce şaşırmadan edemedi.
İçeri girer girmez hızlıca yatağımın üzerine oturup bacak bacak üstüne attım.Bugün harbi çok yorulmuştum, in,çık bu merdivenler beni çok yoruyordu. Karşımda duran Çağan la bir kaç saniyelik bir bakışma geçti aramızdan.
-”Davetiye mi bekliyorsun otursana be adam”
Sanki bunu bekliyormuş gibi hemen geldi yanıma oturdu aramızda beş karışlık bir mesafe var denilebilirdi.
-”Eeeee bana talipmişsiniz Çağan Bey”
-”Ben Çağan ismini kullanmam Alp diye seslenirseniz iyi olur””Evet size talibim, aslında ben söylemesem isteme günü tanışıcaktık ama ben en azından bu isteme gününe kadar olan 1 haftayı iyi değerlendirelim dedim zaten düğün gününü falanda biz beraber belirleriz”
-Neden kimse bana fikrimi sormuyo Allah aşkına!”Birincisi biz sizinle tanıştık daha dakikalar önce, ikincisi niye bana fikrimi sormuyosun sen bana sordunmu sende beni istiyormusun diye”
-”Tanışmaktan kastım, kaynaşmak yani mesela hangi okullarda okuduk, kaç yaşındayız gibi, ayrıca çoğu kişi isteme gününde görüyor evleneceği kişiyi” bu kıza derdini anlatmak gerçekten zor bir işti Çağan için…
-”Ha bu arada”dedi Çağan “istiyor musun beni”
-”evet, istiyorum seni, kesinlikle bundan bir anlam çıkarma çünkü sen yerine daha kötü biri isteyebilirdi babam bunlara çok dikkat etmez kişinin namına bakar her neyse madem birbirimize soru soracaz sor o zaman “
-”Kaç yaşındasın Ahu?”
-”Bana Ahu deme bu son uyarışım”diyip sorusunu cevapladım.”22 , sen?”
-”28”
Hımm dermişçesine dudaklarımı büzüp başımı aşağı yukarı salladım.Soru tekrar ondan geldi.
-”Telefon numaranı verir misin bana, her gün yan yana olmayabiliriz arada mesajlar üzerinden konuşuruz”
-”Telefonum yok”İlk şaşırdı gibi fakat üzerinde çok durmadı.
-”Tamam o zaman ben bir kaç güne babana bir telefon ve hat veririm o sana verir”
-”Okuma ve yazmam yok”sesim haddinden fazla soğuk ve netti.
-”Anlamadım okula gitmedin mi hiç?”
-”Hayır gitmedim kararını falan değiştirdiysen kapı orada”dedim bakışlarımla kapıyı göstererek. Gözlerimi gözlerine çevirdim.Farklı bakıyordu bu sefer önceki mesafeli bakışları yoktu bana acıdı zannettim fakat bu acıyarak bakılmış bakışlar değildi, ben alışıktım bu bakışlara, öyle olsaydı tanırdım..
-”Kararımı değiştirecek olsaydım şuan burda olmazdım Ahu”
-”İyi!” bu adam bana Ahu demekten vazgeçmeyecekti…
-”Bilmek istediğim bir şey var?”diye sordu.
-”Söyle Çağan Bey”
-”Bak bu ismi kullanma sinirlendiriyorsun beni kadın!”
-”Sen de bana Ahu deme o zaman!”dedim gözlerimi inadına gözlerinden çekmeden.Şakasız yarım dakika sadece bakıştik.Gözlerini kaçıran o oldu…
-”Sorunu sor!” diye bu sessizliği bozdum.
-Derin bir nefes alıp alıp konuşmaya başladı”Babanlar mı okumana izin vermedi”
-”Aynen ondan”dedim umursamaz bir tavırla kimsenin önünde kendimi küçük düşürmeye niyetim yoktu… Tekrar derin bir nefes alıp verdi ve tekrar konuştu.
-”Bence biz birbirimize soru sormayalım Allah Aşkına!”diye en sonunda bana patladı resmen.
-”Ne bağırıyorsun be” diye bende onun on katı kadar bağırdım, oturduğum yerden ayaklandım”Allah aşkına git bak kapı orada yoksa kararımı degistiricem”
-”Öyle bir hakkın yok Ahu, sen zaten benimsin” dediği an göz temasımı koparamadım kalbim haddinden fazla hızlanmaya başlamıştı, benim gibi ayağa kalktı o da tek bir şey söyledi..
-”Yarın baban sana bir telefon vericek o telefonda tek bir numara var o numara seni aradığında aç” ve odadan çıktı, hızlıca yatağın üzerine oturup elimi sol göğüs kafesimin üzerine bastırdım, kalbimin bu kadar hızlı atması normal değildi, onu gördüğümden beri kalbimin üzerini kaplayan karmaşık duygularda normal değildi…
Karar verilmişti haftaya pazar beni istemeye geleceklerdi, bu evden kefenle değil gelinlikle çıkacaktım…
Evet canlarım bölüm nasıldı lütfen yorumlarınızı yazın yoruml arınız benim için ilham kaynağı…
Yorum yazıp, oy vermeyi unutmayalım şu an saat gece 1.52 ve ben taslağımı düzelttim büyük ihtimalle yarın atarım bölümü ayrıca ne zaman uygulamaya girmeye çalışsam uygulama açılmıyooo😢😢 umarım yarın açılır.
Seviliyorsunuz öpüldünüz🥰🥰💙💜❤️💅
|
0% |