@kitapseverbirkisi
|
Bora'bizimle kalsana' Deyince verdiğim-verebildiğim- tek cevap 'ne?' Olmuştu. Hala ağzım beş karış açılmış aval aval Bora'ya bakıyordum.
Bora "Bakmayın öyle, hem bize ev arkadaşı olur, biraz da yemek temizlik konusunda yardım eder."Dedi"Yani hizmetçi olacağım." Dedim.
"Ya öyle değil!"
"Nasıl o zaman?"
"Şimdi biz yemek ve temizlik yapamıyoruz, zaten baba evinde ekmek elden su gölden bir şekilde yaşıyorduk. Şimdi üçümüzde ayrı eve çıktık, en son yemek yapmaya çalışırken bu Ata evi yakıyordu."Dediğinde kahkahayı patlattım. Kahkahaların arasından "Nasıl evi yakıyordu?"Diye sordum.Demir söze girdi"Bak şimdi sucuk yapmaya çalışıyorduk. Bu mal ocaktaki tavanın içine su döktü." Ata bozulmuş gibi bir yüz ifadesiyle"Ne var yani? Neyse sen bizle kalıyormusun onu söyle." Hepsinin gözleri bana dönmüştü.
"Tamam hadi kıyamadım. Başlatın çıkış işlemlerini bastı burası."Dedim o sırada Ata bana mutulu gözlerle bakıyordu.
🎶🕯📜
Hastaneden çıkış işlemleri bitmişti. Şimdi de arabadaydık Demir'in "Telefonu arabaya bağladım şarkı açmak istermisin?" Demesiyle daldığım yerden koptum. Demir şarkı deyince heyecanlanmıştım şarkının ş'sini bile duysam heyecanlanırdım. Gülerek "Olur." Dedim. Aklıma ilk gelen şarkıyı arama butonuna yazdım ve şarkı arabanın içini doldurdu Sezen Aksu'nun Ne kavgam bitti ne sevdam şarkısıydı
"'Her ayrılık bir vurgun, değmeyin yaşlarıma Benden selam söyleyin bütün aşklarıma Her ayrılık bir vurgun, değmeyin yaşlarıma "'
Sezen Aksu'nun şarkılarını oldum olası sevmiştim zaten. 90'ların şarkıları en güzel şarkılardır benim için aşkın en iyi yaşandığı herkesin mutlu olduğu zamanları hep sevmiştim. Ben düşüncelerimle boğuşurken eve gelmiştik bile, ev iki katlıydı, dışarıdan bakınca çok güzel görünüyordu. Eve girdiğimizde salona da girmiş bulunuyorduk, salon çok güzel döşenmişti krem-bej tonlarıydı. Amerikan mutfaktı orası da krem-beyaz tonlarında döşenmişti."Bu eşyalrı kim seçti?" Diye sordum. Demir telefonu ile uğraşırken cevap verdi: "Ben seçtim neden sordun?" "Çok güzel olmuşta o yuzden" dedim. "Teşekkürler. Eşyalarını almaya eski evine gidelim mi?" Dedi Demir "Iııı olur." Dedim 'r'yi uzatarak "Tamam, hadi yürü." Deyince kapıya doğru yöneldim. ... Eve gelmiştik şimdi de odam da eşyalarımı topluyordum komodinimin üstünde ördüğüm kurbağayı gördüm, evde otururken doğmasını planladığım ama doğamayan bebeğim için örmüştüm. İç çekerek onu aldım o kadar içli gözlerle bakıyordum kiDemir bile fark etmişti, kaşlarını çatarak bana doğru gelirken "ne oldu? Bu örgü kurbağanın sende ki hikayesi ne?" Diye sordu onu duymazdan gelerek bavulumu toplamaya devam ettim. Bahçede araba sesini duyunca aceleyle Demire "çıkmamız gerekiyor çabuk!" Dedim. Arka kapıdan girmiştik evden çıkınca kosarak arabaya bindik. Demir arabayı çalıştırınca "neden hızlıca çıktık ne oldu?" Diye sordu. "O geldi eve akşam gelir diye düşünmüştüm de erken gelmiş." Dedim. O sırada eve yaklaşmıştık. Evin bahçesine girince Demir arabayı park etti ve eve gidik. Evde bir yanık kokusu vardı Demire "yanık kokusunu sende alıyormusun?" Diye sordum "Evet, ben bir mutfağa bakayım" dedi. 5 dakika sonra mutfaktan "Ata tencereyi yakmıs gel bir bak!" Diye bağırışını duymuştum. Allahım sen sabır ver yarabbim benim bunlarla işim çok! ..... Bölüm bitti bu bölümü önceden yazmıştım ama kaybolmuş. Tekrar yazayım dedim şuan bir elim varmı tartışılır. Oy vermeyi ve yorum yapmadan geçmeyinkinee |
0% |