Yeni Üyelik
4.
Bölüm

B3: BENİ BIRAKMA

@kitaptakiokyanus

B3

Not:Yukarıda ki şarkıyı dinleyerek okumanızı öneririm .(Bölüm daha dramatik oluyor).

 

_____________________________________

BENİ BIRAKMA

____________________________________

 

  

Kapıyı açmamla birlikte gördüğüm kişi beni mahvetti .

İçimde bir yerlere gizlenen sızı artık oluk oluk kanıyordu.

 

Hayır , hayır o olamaz.

 

Sen , gerçek olamazsın.

 

Bir şeyler söylemeye çalışıyordum ama dilim tutulmuş gibiydi.

Uzun uzun karşımda duran küçük bedene baktım.

 

"Se-en o musun?"dedim.

 

Bu halime korkmuş olmalıydı , çekingen bir şekilde konuşmaya başladı.

 

"A-abla beni unuttun mu ?"

"Ablam."

"Seni unutmadım , peki sen beni unuttun mu ?

Cevap vermedi.

Bana geldi ama bana cevap vermedi.

"Gelmedin ."

"Gelmedin ,gelmedin Ege gelmedin !"

Gelmedi çünkü gerçek değil geri zekalı Nil!

 

Sus!

 

"Ben seni kaç yıl aradım ama sen yoktun !"

"Ö-özür dilerim."

Aklıma bir an kapıyı üzerine kapatmak geldi.

Kapıyı sertçe kapattım.

Kapıyı izlemeye başladım, yoktu.

Sağıma , soluma ve arkama baktım yine yoktu.

Kapıyı açtım ve onu gördüm.

Vardı .

Gerçekti , gerçekten geldi!

 

İki çeşme ağlamaya başlayan çocuğu gördüğüm an vicdanen hiç rahat değildim .

Paranoyaklıklarım yüzünden korkuttum çoçuğu!

 

"Be-en çok özür dilerim."

 

"Özür dilerim abla yoktum ama şimdi geldim."

 

"Sen şimdi geldin , gerçekten geldin. İçeri geç Ege , evimize ."

 

Ege içeri girdiğinde kapıyı kapattım ve bende evimize girdim.

 

Bir anda gelip bana sarıldı , ben de ona sarıldım.

Duygusallık krizine girmiştim mutluluktan ağlıyordum.

 

"Neredeydin Ege ?"

 

Bu soruma sesiz kaldı.

 

Düşünceli bir şekilde konuşmaya karar verdi. Ağzından çıkacak tek bir söze muhtaçtım.

 

"Be-en seni çok özledim abla."

 

"Bende seni , seni çok özledim."

 

"Ege , anlat bana iyi misin ? Neredeydin bunca zaman ?"

 

Yine cevap vermedi.

 

 

"Eğer bana anlatmak istemezsen , Selin ablan ile konuşabilirsin . Bir de yarın karakola gidip ifade verelim olur mu ?"

 

Konuşmakta tereddüt ediyor gibi görünüyordu.

 

"Güven bana , lütfen."dedim.

 

"Gel sana ne göstereceğim."

 

Ben koridorda yürürken o da beni takip etmeye başladı.

 

Haftada bir kere tozunu almak için girdiğim odasının kapısını açtım.

 

Her şey yerli yerindeydi gittiğinde ki gibi...

Düzeninin bozulmaması için özen göstermiştim.

 

Girmesi için müsade ettim.

 

Odasına girerek , uzun uzun odasını inceledi. Gözleri en son çalışma masasının üzerinde duran kutuyu buldu.

 

Kutuyu göstererek "Açabilirsin." dedim.

 

Kutuyu kucağına alıp yatağına oturdu.

Bende yanına oturdum ve kutunun kapağını açtı.

 

"Ablaa! almışsın."

 

Gülümseyerek kutunun içindeki kramponlara baktı.

Ege küçüklüğünden beri babası ile futbol oynardı.

Babam... Babamız bu dünyadan göçüp gitmeden önce Ege 'yi yaşının tuttuğu bir futbol kursuna yazdırmıştı.

Ama Ege annesi ve babası öldükten sonra uzun süre kendine gelememiş küçücük haliyle hayata küsmüştü.

Ne kadar güvenmesemde bir pedegog 'tan yardım alması gerektiğinin bilincindeydim.

Uzun seanslar sonucu Ege hayata tekrar tutunmuştu ve çok istediği futbol kursuna devam etmeye karar vermişti.

Onun için bir kurs ayarlamıştım ama gidebilmek nasip olmamıştı.

 

Ege 'nin benden son isteğiydi bu...

 

Bu kramponlar ...

Bir kez bile giyemeden , hayallerini gerçekleştiremeden gitmişti.

 

O gün... Sağıma , soluma , arkama ve her yere bakıp Ege 'yi göremediğim gün.

 

 

"Abla , unutmamışsın."

 

"Unutmadım , ben bir gün bu kramponları giyeceğinden hep umutluydum Ege ."

 

Küçük gelirdi ama olsun , yenisini alırdım çünkü artık Ege vardı.

 

Ege birden bana sarılıp ağlamaya başladı.

Bende ona sarılıp ağladım.

 

"Abla , ben seni çok seviyorum ve seni hep seveceğim."

 

"Bende miniğim bende , seni hep seveceğim."

 

Ege 'nin üzerinde ki eski kıyafetleri gördüm.

Eskiydi ama üzerinde küçük bir kir zerresi dahi yoktu.

"Ege 'ciğim duş almak ister misin ?"

 

Aşağı yukarı onaylarcasına kafasını salladı.

 

Ona dolabından geçenlerde mağazada görüp aklıma Ege 'nin mavi gözlerini getirdiği için aldığım açık mavi renginde olan pijama takımını aldım.

Eğer onu bulabirsem giyebilir diye şu anki yaşına uygun seçmiştim.

 

 

Ege 'nin kıyafetlerini alıp banyoya gitmiştim.

Kıyafetlerini ve havlusunu bırakıp suyun ısısını ayarlayıp çıktım .

 

"Her şey hazır Ege 'ciğim ."

 

Başıyla beni onaylayıp banyoya yöneldi.

 

Bende içeri girdiğimde zil çalmıştı.

Kapıyı açtığımda kuryeyi gördüm.

Siparişimi alıp içeri girdim.

 

Neyse ki iki ayran almıştım.

 

Lahmacunları tabaklara koyup içeri geçtiğimde duştan çıkmış Ege 'yi gördüm.

Mavi pijamaları biraz ona bol gelsede çok yakışmıştı.

 

"Hey , saçlarını kurutmamı ister misin?"

 

"Olur ."

 

Saç kurutma makinesini getirip çalıştırarak ıslak saçlarına doğru tuttum.

Burnuma mis kokusu dolduğunda kuruyan saçına bir öpücük kondurdum.

 

"Yemeklerimiz hazır haydi gidelim."

 

Birlikte salona gidip masaya kurulduk.

Televizyondan onun en sevdiği animasyonu açtım ve ikimizde lahmacunlarımızı yedik .

 

Ay ne yediricem acaba ben bu çocuğa ?

Hep dışarıdan olmaz ki doğru düzgün yemek yapmayı öğrenmeliydim.

Ege sağlıklı beslenmeliydi.

 

"Yarın , ifade vermeye gittikten sonra parka gidelim mi ? Hem yanımıza top da alırız birlikte oynarız bak futbol konusunda senin kadar iyi olmasamda çok iyi paslaşırım ."

 

"Eskisi gibi mi ?"

 

"Evet ! eskiden olduğu gibi."

 

Yarın gruptakilerle durum değerlendirmesi

için toplantı vardı .Ama gitmeyecektim .

Artık benim her günüm kardeşimindi.

 

Birlikte yemeğimizi yiyip televizyon izledikten sonra Ege 'nin yatağına uzanıp annemizin küçüklüğünden kaldığını söylediği müzik kutusunu dinliyorduk.

 

Karanlıkta huzur veren melodi eşliğinde birbirimize sarılıyorduk .

 

"Beni hiç bırakma Ege."dedim.

 

Tepki alamayınca Ege 'nin uykuya daldığını anladım.

 

Saçlarına öpücük kondurup bende uydukaya teslim oldum.

 

_____

 

Gün ışığının gözlerime çarpmaya başladığını fark ettiğin an gözlerimi araladım.

Bu gece Ege 'nin varlığıyla huzurlu bir şekilde uyumuştum.

Aklıma direkt Ege geldi ve yanıma baktığımda yattığı yerin boş olduğunu gördüm.

 

"Ege !"

Yataktan çıkıp Ege 'yi aramaya başladım.

 

"Ege ablacım neredesin ?"

 

Uyanıp yataktan kalkmış ve salonda oturuyor olmalıydı.

Salona baktım ama Ege yoktu.

Mutfağa , odama hatta yıllardır girmediğim anne ve babamızın odasına bile baktım ama Ege yine yoktu.

Banyonun kapısını tıkladım.

 

"Ege ! Ablacım orada mısın ?"

"Ege! Açıyorum bak ."

 

Kapıyı yine tıkladım ve ses gelmeyince açtım.

 

Ege yine yoktu.

 

"E-ege neredesin?"

 

Tedirgince aynaya baktığımda çağresizlikten akmaya hazır olan göz yaşlarımı gördüm.

 

Gözlerim aynaya yansıyan kısa banyo dolabının üzerinde katlı bir şekilde duran mavi pijama takımına ve havluya kaydı.

 

Hayır ! Hayır !Hayır!

Olamaz ! Her şey bir kabus olmalı uyan kendine gel ! Lütfen .

 

Sol bileğimi kuvvetli bir şekilde ısırdığımda ağzıma kan tadı geldi.

Bileğim acımıyordu ama kan vardı.

 

Bu bir rüya değildi...

 

Her şey gerçekti hemde benim aklımı sıyırdığım kadar.

 

Artık aynaya baktığımda soluk yeşil gözlerimde gördüğüm duygu çağresizlik

değildi.

 

Korku...

 

İnsan kendinden korkabilir miydi ?

 

Ben kendimden korkuyordum .

 

Sakin ol !

Derin derin nefes almaya çalışıyordum ama nefeslerim oldukça düzensizdi.

 

Panikle banyodan çıkıp mutfağa gittim.

Çöp poşetini karıştırdığımda , bir bütün lahmacun , açılmamış ayran ve bir tane açılmış ayran ambalajı gördüğümde tamamen aklımı sıyırdığımı fark ettim.

 

Dün gece Ege pijamalarını giymiş ve yemeğini yemişti!

 

Koşarak salona geçtim ve telefonumu aramaya başladım.

 

"Neredesin lanet şey!"

 

Koltuğun üzerindeki yastıkları kaldırırken yastığın altında kalan telefonumu gördüm.

Telefonumu elime alıp kişilere girdim.

S harfi yazınca ilk çıkan kişiyi aradım.

Uzun süre Selin 'in çağrıyı açmasını bekledikten sonra Selin 'in sesini duydum.

"Alo."

"S-selin."

"Nil iyimisin ?"

"Selin , ben ç-çok ko-orkuyorum."

"Nil , ne oldu anlat !"

"Gitti."

"Kim gitti ?"

"Hiç gelmemiş ki Selin ."

Derin derin nefes almaya çalışıyordum ama gözlerim kararmaya başladığında destek almak için kendimi yemek masasına dayadım.

Selin bir şeyler söylüyordu ama anlamıyordum.

 

"Selin gel , ben çok korkuyorum ."

 

Beni bıraktın Ege...

 

Bilincini hissedemiyordum bir an başıma keskin bir şeyin saplandığını hissettim.

Telefonumun yere düşme sesini duydum ve bedenim de yere yığıldı.

 

_____

Selamlarr !

Nasılsınızz??

Normalde bu bölüm uzun olacaktı ama hikayenin gidişatına daha uyumlu olmasını istediğim için iki ayrı bölüme ayırmaya karar verdim bu hafta içerisinde 4. bölümüde atarım.

Hikayeyi sevdiniz mi ??

Bilinmeyen numara hakkında daha fazla sahne yazmak istiyorum bunlar hikayeyi anlamanız için yazdığım bölümler.

İki -üç bölüm sonra bilinmeyen numara odaklı ilerleyeceğim.

Bu bölümü nasıl buldunuz??

Biraz paranoyaklığım tuttu bu bölüm onun için özürr dilerimm🤭

Desteğinizi esirgemeyiniz. 🙋🏻‍♀️

 

Loading...
0%