P

Kalp Serisi- 1. Kitap

YILDIZLAR HER ZAMAN PARLASIN.

''P'' yani Prolog, edebi eserlerde önsöz anlamına gelir, tüm kitaplarımın giriş kısmında ''P'' işareti göreceksiniz.

Sevgiler.

Bu kurguda geçen kişi ve olayların herhangi bir gerçek kişi, kurum ya da kuruluşla ilgisi bulunmamaktadır. Hepsi hayal ürünüdür.

Kalp Serisi- 1. Kitap

Casusluk Akademisinde Eğitim Gören Bir Kız ile Mafya Liderinin Aşkı...

Baş Döndürücü Bir Oyun, Sonsuz Bir Aşk.

Sarsıcı. Beklenmedik. Büyüleyici.

Sırlar her zaman gözler önünde saklanır.

Dünyanın en gizli köşesinde, Uluslararası Umbra Örgütü’nün casusları yetişiyor. Yetim erkek ve kızlar, savaş sanatı, silah kullanımı, dil ve kültür dersleriyle bu akademide gelecekte birer gölge olmak için yetiştiriliyorlar. 21 yaşına geldiklerinde ise onları mezun edecek tek bir sınav var: Hayatta kalmak ve kendini kanıtlamak.

Lucia, bu karanlık dünyaya adım attığında kaderinin sonsuza dek değişeceğini bilmiyordu. Akademinin karanlık koridorlarında, sıradan bir casusun ötesine geçecek bir hikâyenin kahramanı olacağını da.

Bu bir casusluk hikâyesi değil. Bu, gözlerin göremediği bir dünyada açığa çıkan sırların, karanlık ve aşkın hikâyesi.

Eğer hayatın yalanların gölgesinde şekilleniyorsa, karanlıktan kaçamazsın. Eğer hikâyen sana ait değilse, ilerleyemezsin.

Lucia, gözlerinin önünde saklanan daha karanlık sırların kapısında duruyor.

Kendi kimliğini bile bilmeyen bir kız: Lucia. Ve onu her şeyden korumaya ant içmiş bir adam: Lucas. Güç ve yalnızlığın iç içe geçtiği bir kalbin taşıyıcısı. Lucia’ya baktığında gördüğü tek şey, hayatta kalmanın ötesinde bir amaç, bir umut.

Bu yalnızca bir aşk hikayesi değil. Bu, iki ruhun birbiriyle buluşma hikayesi. Karanlığın içinde, ışığı arayan iki kalbin hikayesi. Seçimlerimiz bizi şekillendirir, ama aşk… aşk bizi özgürleştirir.

Hazır mısınız? Çünkü bu hikâye yalnızca Lucia ile Lucas’ın değil, kalplerin direnişi ve teslimiyeti arasındaki ince çizginin hikayesi.

Ben Lucia. Herkes gibi, kendi hikâyemi yazıyorum. Ve şimdi size anlatma vaktim geldi.

Benimle bu yolculuğa var mısınız?

Akademi, yollarımızın kesiştiği andı. Lucas’ın bakışları, ruhumun en derin köşelerine nüfuz etti.

Kalbim, onun sözleriyle yeni bir ritim bulduğunda, elini kalbime götürdü.

"Beni burada hissetmelisin," dedi. Sesi yumuşak, ama bir ok kadar keskindi. "Çünkü tam buradan ipliklerle bağlandık. Seni zorlamayacağım. Kendi kararınla beni seçeceğin günü bekleyeceğim."

Sözleri, zihnimi bir melodi gibi sardı. İçimde, mantığım ve hislerim arasında bir savaş başladı. Onunla aramda bir bağ vardı; kelimelerin tarif edemeyeceği kadar özel ve derindi.

Aramızdaki mesafeyi tek bir adımla kapattı ve dudakları kulağımın hemen yanına yaklaştı.

"Şimdiden benim olduğunu sen de hissediyorsun," diye fısıldadı.

Kalbim hızla çarptı. Ancak dudaklarım kendi iradem dışında ona karşı koydu. "Senin değilim," dedim, kelimelerimi hislerimden saklamaya çalışarak.

Lucas’ın gülümsemesi, beklenmedik bir şekilde yumuşaktı. Zafer değil, sabrın sıcaklığı vardı yüzünde.

"Henüz değil," dedi, sesi ruhuma bir tılsım gibi işledi. "Ama olacaksın. Ve bu yalnızca senin seçimin olacak."

Kelimeler, zihnimin derinliklerinde yankılanırken, içimde bir şeylerin değiştiğini hissettim. Lucas, fırtına gibiydi; hem korkutucu hem de büyüleyici.