Yeni Üyelik
50.
Bölüm
@kitsudaphne

YILDIZLAR HER ZAMAN PARLASIN.

 

"Cehennemi içimizde taşırız; en derin yanımızda, bizi biz yapan yanımızda." — Anonim

(Lucas)

Oradan uzaklaşıp Esther’in odasına doğru yürüdüm. Chloe ve Pedro’nun odadan çıktığını görünce, bekledim. Ardından Esther’in kapısına vardım ve tereddüt etmeden kapıyı sertçe açtım.

"Diablo? Burada ne işin var?" dedi Esther, şaşkınlıkla.

Hiç vakit kaybetmeden odaya adım attım. Masaya doğru yürüyüp ellerimi sertçe masanın üzerine koydum. Gözlerimde tehdit, kalbimde sabırsızlık vardı.

"Eğleniyor musun, Esther?" diye sordum, sesim buz gibiydi. "Bu oyunun tadını çıkarıyor musun?"

Görünüşümün tehditkâr olması için fazladan çaba harcamama gerek yoktu. Ben Diablo’ydum. Cehennemi yanımda taşırdım.

Esther bir an için yutkundu. "Eduardo ne dediyse onu yaptım," diye mırıldandı.

"Anlamıyor musun?" dedim, sesim daha da sertleşti. "Lucia’ya en ufak bir zarar gelmeyecek. O benim. Eduardo’nun değil."

"Lucifer bunu biliyor mu, Diablo?" dedi Esther, gözlerinde alaycı bir parıltıyla.

Küçümseyen bir gülüş dudaklarımdan döküldü. "Yakında anlayacak, Esther."

Tam kapıya yönelmiştim ki, Esther’in sesi arkamdan yükseldi. "Pedro’yu danışman olarak istiyor," dedi, sesi titrek bir kararlılıkla.

"Biliyorum," diye cevapladım, soğuk bir tonda. "Şimdilik izin veriyorum."

Esther’ın bakışlarında kıskançlığın izleri belirgindi, ama bu kıskançlık onun zayıflığıydı. Hem Eduardo hem de ben bunu çok iyi biliyorduk. Ancak Esther, tutkularıyla hareket eden biriydi ve bu onu kolayca kullanabileceğimiz bir piyon haline getiriyordu. Ne kadar tehlikeli olursa olsun, onun konumu benim planlarıma hizmet ettiği sürece varlığını sürdürebilirdi.

"Pedro benim. O ikisinin yakınlaşmasına asla izin vermem, Diablo," dedi, sesindeki kararlılığı iyice vurgulayarak.

"Lucia onun olmayacak, Esther," dedim sakin bir tonda.

"O bir lanet. Onun hayatı da lanetlendi. Ondan ne bekliyorsun?" diye sordu, paniği ve endişesi sözlerine yansıyordu.

Bu sözler beni rahatsız etmedi, aksine bir adım daha yaklaştım ve gözlerinin içine baktım. "Bu seni neden ilgilendiriyor, Esther?" dedim yumuşak ama tehditkâr bir sesle.

Esther gibi insanlar, sırtlanlar gibiydi. Yırtıcıların arkasında bıraktıklarıyla yetinirlerdi. Ama ben bir jaguardım. Yırtıcıların en tehlikelisi. Yanına geldiğimde, korkuyla yutkundu.

"Kim olduğumu unutma, Esther," dedim fısıldar gibi. "Unutursan, sana hatırlatırım. Ve seni elimden kimse kurtaramaz."

Onu bıraktığımda bakışlarında korku belirginleşti. "Eduardo onu mahvedecek," dedi zayıf bir sesle.

"Ben de onu," diye mırıldandım. Son bir bakış attıktan sonra kapıyı sertçe kapatıp odadan çıktım.

 

Lucia’nın yanına döndüğümde, onun yanında vakit geçirdim. Bir ara dayanamayıp yanına uzandım ve onu kollarımın arasına aldım.

"Lucas..." diye fısıldadı, sesi yorgundu ama içinde saklı bir mutluluk vardı.

Gülümsemem engellenemezdi. Onun yanında olmak, her şeyin ötesinde, sanki dünya sadece ikimiz için dönüyormuş gibi hissettiriyordu. Yüzünü okşadım, sonra elimi yumuşacık saçlarının arasına daldırdım. Varlığı huzur vericiydi.

"Keşke hep böyle kalabilsek, tatlı işkencem," dedim, sesimdeki şefkatle. Lucia başını kaldırdığında çenesini göğsüme dayadı ve eşsiz gülümsemesini bana sundu. Bakışları aşk doluydu. Parmağım, dudaklarının kıvrımlarında nazikçe gezindi. Onu izlerken içimde beliren aşk dalgası, her zaman olduğu gibi kontrol edilemezdi.

Lucia, yüzüme uzanıp beni yanağımdan öptüğünde kalbim ritmini şaşırdı. "Beni yalnız bırakmadığın için teşekkür ederim," dedi yavaşça, sesi buğuluydu ama derin bir samimiyet taşıyordu.

Onun gözlerine daha da derin bakarken, parmaklarım saçlarının arasında gezindi. "Seni asla yalnız bırakmam, Lucia," dedim yavaşça, dudaklarımı alnına yaklaştırıp hafifçe öptüm. "Bu, sana verdiğim ilk söz olsun."

Söylediklerim bakışlarında yankı buldu. Bir süre göz göze kaldık. Sanki dünya susmuş, sadece kalplerimizin fısıltıları vardı. Elimi yüzünden çekmek istemedim; ona her dokunuşum, her anı daha da gerçek kılıyordu.

Lucia hafifçe gülümsedi, bakışlarında huzurun ve bana olan güvenin izi vardı. "Seninleyken her şey daha iyi," diye mırıldandı, sesi neredeyse bir fısıltı kadar inceydi.

Ona doğru eğilip dudaklarına yakın, bir fısıltı kadar yumuşak konuştum: "Sen benim kayıp cennetimsin, Lucia. Yanında olduğum sürece, başka hiçbir şeyin önemi yok."

Lucia gözlerini kapattı, hafifçe başını göğsüme yasladı. Kollarımda tekrar huzurla uykuya dalarken, onun her nefes alışında kalbimde yankılanan o sessiz bağlılık, her zamankinden daha güçlüydü. Sadece o vardı, sadece biz vardık. Ve o an, her şey tamamdı. O gece, onun yanımda, kollarımın arasında olmasının ne kadar özel ve anlamlı olduğunu bir kez daha anladım.

Yavaşça kulağına eğildim, huzurlu yüz ifadesini izlerken fısıldadım:
"Sen benim cehennemimsin, aynı zamanda cennetim. Sana sahip olmak da, sensiz kalmak da bir işkence. Sanırım senden uzak duramayacağım, tatlı işkencem."

"Karanlık bazen insanın içine kök salar, ama o karanlıkta bir isim yankılanır: Aşk. Yani Lucia."— Lucas

 

Loading...
0%