Yeni Üyelik
54.
Bölüm
@kitsudaphne

EK SAHNEDİR.

YILDIZLAR HER ZAMAN PARLASIN.

 

"Gerçek sevgi, iki kalbin birbirine güvenle teslim olmasıdır; kazanan ya da kaybeden yoktur, sadece birlikte atılan adımlar vardır." — Lucia

(Lucia)

Lucas, sessiz adımlarla yanıma yaklaştı. Her yanı saran sessizlikte, kalbimin atışlarını duyar gibiydim. Bakışları üzerimdeydi; sadece beni görmekle kalmıyor, sanki ruhumun en derinlerine dokunuyordu. Hiçbir şey söylemeden, o yoğun bakışlarıyla her şeyi anlatıyordu.

Bir adım daha attı. Onun varlığı, tüm atmosferi değiştiriyordu. Etrafımda dünya ağırlaşıyor gibiydi, ama aynı zamanda Lucas’ın o çekici etkisi her şeyi daha da yoğun hissettiriyordu. Sessiz, ama kesin bir hâkimiyeti vardı ve bu, kaçınılmaz bir şekilde beni etkisi altına alıyordu.

"Neden böyle bakıyorsun?" diye sordum, sesim hafifçe titreyerek. Onun bu bakışları içimde anlaşılmaz bir sürü duygu yaratıyor, bir karmaşa içinde kayboluyordum. Kendimi toparlamaya çalıştım, ama Lucas’ın karşısında bunu başarmak her zaman zor oluyordu.

Lucas, başını hafifçe eğip gözlerimin içine baktı. "Seni düşünüyorum," dedi, sesi soğuk, ama aynı zamanda içten bir sıcaklık taşıyordu. "Aramızdaki bu mesafeye ne kadar dayanabileceksin?"

Her zamanki gibi beni sınırlarıma çekiyordu. Ama bu sefer, sözlerinde daha derin bir anlam vardı. Kalbim hızla çarparken, ne demek istediğini anlamaya çalışıyordum.

"Ne demek istiyorsun Lucas?" dedim, sesime hâkim olmaya çalışarak.

Lucas, yüzünde hafif bir gülümsemeyle daha da yaklaştı. Artık aramızda neredeyse hiç mesafe kalmamıştı. "Kalbine ördüğün duvarları ne zaman kaldıracaksın, Lucia? Bana güvenmenin zamanı gelmedi mi?"

"Bu duvarlar senin yüzünden, Lucas," dedim, sesimdeki kırılganlık istemsizdi. "Sanki benimle bir oyun oynuyorsun."

Lucas, bir an duraksadı, gözlerinde sıcak bir ışıltı belirdi. "Her şey bir oyun değil, Lucia. Ama bu oyunda iki taraf yok; çünkü biz karşı karşıya değiliz. Biz birbirimize dolandık, seninle kördüğüm olduk."

Parmakları çeneme nazikçe dokundu, ardından boynuma doğru süzüldü. Dokunuşu bedenimde yankı bulurken, gözlerindeki derinlik beni daha da içine çekiyordu.

"Bu kez, sınırları ben belirleyeceğim," dedi, sesi yumuşak ama kararlıydı. "Bu oyunu kazanmanın tek yolu, tüm kalbinle bana güvenmenden geçecek."

Nefesim bir an için kesildi. Onun bu kadar net ve kararlı olması, içimde bir ürperti yaratıyordu, ama aynı zamanda tuhaf bir huzur da hissediyordum. Lucas’ın her kelimesi, her hareketi beni ona daha da yaklaştırıyordu.

"Peki ya yapmazsam?" diye sordum, sesimdeki son direnişi bulmaya çalışarak.

Lucas derin bir nefes aldı, başını yana eğdi ve gözleri daha da parladı. "Lucia, bu bir seçim değil. Kalbinin çoktan bana ait olduğunu kabul etmen gereken bir an bu. Sonunda, her şeyinle bana ait olacaksın—çünkü bu bizim için kaçınılmaz."

Ona bakarken, gözlerimi ayıramadım. Lucas’ın çekimi öyle güçlüydü ki, bu yakınlık tehlikeli olmasına rağmen içinde bir huzur da barındırıyordu. Ve o an, Lucas’ın son sözleri içimde derin bir yankı buldu:

"Çünkü ben çoktan sana kalbimi verdim."

Bu ilişkide kazanan ya da kaybeden yoktu. İkimiz de bu bağın içinde birbirimize sarılmıştık. Kazanmak ya da kaybetmek, çoktan anlamını yitirmişti. Gerçek olan, aramızdaki karşı konulmaz bağdı. Ve bu bağ, her şeyin ötesindeydi.

"Gerçek sevgi, sadece birbirine tutunmak değil; birbirini özgür kılarken de birlikte kalabilmektir." — Lucia

 

Loading...
0%