@kitsudaphne
|
YILDIZLAR HER ZAMAN PARLASIN.
"Aşk, bazen bir savaş alanıdır; her adımda bir kayıp, her bakışta bir zafer." — Lucas Eve döndüğümüzde Lucia, Chloe ile kısa bir telefon görüşmesi yaptı. Telefonu kapattıktan sonra bana dönüp, "Chloe gelmeyecekmiş. Chris’in yanında kalacak," dedi. Sesi sakindi ama gözlerinde sormak istediği bir soru gizliydi. Bu soruyu bekliyordum. Yavaşça gülümsedim ve ona bakarak, "Yanında kalırım, S," dedim. Gözlerinde beliren umut ışığı içimde huzur dolu bir sıcaklık yarattı. Yanağımdan öptü, dudaklarındaki mutluluğu hissettim. "Bu akşam ne yapmak istersin?" diye sordu, sesi nazik bir melodi gibi yankılandı. "Film gecesi?" dedi. Lucia’nın gözleri parladı. "Olur, sen filmi seç." Belini kavrayıp onu kendime çektiğimde nefesi hızlandı. "Ben yemek alır gelirim, tatlı işkencem. Özel olarak istediğin bir şey var mı?" diye sordum. "Hayır," dedi, hafifçe gülümseyerek. "Ne istersen, olur." Lucia film seçmeye giderken, onun her adımını izledim. O anı, her bir anın kırıntısını zihnime kazıdım. Yanımda olmadığı her an, bu anılar beni ayakta tutacaktı. O, benim dünyamın merkezindeydi; onsuz geçen her an, anlamını yitiriyordu. Bir gün, kollarımda olduğunda bile zihnimin tamamını işgal etmesini isteyeceğimi biliyordum. Her düşüncemde, her anımda onun varlığını hissetmek, içimdeki boşluğu dolduracak, kalbimin derinliklerinde bir sıcaklık yaratacaktı.
Bir süre sonra geri döndüğümde Lucia, kanepeye uzanmış beni bekliyordu. Yanına oturdum, ona yaklaştım. "Bir film seçebildin mi?" diye sordum. "Evet," dedi, yüzünde hafif bir tebessümle. Masaya pizzayı ve içecekleri yerleştirirken gözüm ekrandaki filme takıldı: Not Defteri. Hafifçe gülümsedim. "Seçimi bana bırakmıştın," dedi Lucia, gözlerinde küçük bir alaycılık parıltısıyla. "Evet," dedim, gülümsememi saklamadan, "Ama bir aşk filmi seçeceğini tahmin etmiştim." Lucia hafifçe omuz silkti. "Tahmin etmen zor olmamış." "Hayır, hiç zor değildi," dedim, yumuşak bir tonda. Film boyunca sessizce yemeğimizi yedik, ama benim dikkatim her zamanki gibi sadece Lucia’daydı. Gözlerim, yüzündeki her ifadeyi takip ediyor, her nefesini hissediyordu. Onu izlemek, dünyada başka hiçbir şeyin önemli olmadığını hissettiren bir andı. Zaman durmuş, sadece Lucia’nın varlığıyla dolmuştu. Filmdeki bir sahneye gülümsediğinde, gözlerim dudaklarına kaydı. O masum gülümseme, içimdeki karanlık düşünceleri bile uzaklaştıracak kadar güçlüydü. Sadece ona ait olan bu halleriyle büyülenmiştim. Her anında, her gülüşünde ve bakışında onun derinliğini, zarafetini ve masumiyetini hissediyordum. O, sadece benim için var olan bir dünya gibiydi; her yönüyle, her özelliğiyle bana ait olan bir parça. Başını bana çevirdi. "Film güzelmiş," dedi, ama sesi bir fısıltı gibi yankılandı. "Öyle mi?" dedim, dudaklarımda hafif bir gülümsemeyle. Ona doğru biraz daha yaklaştım, aramızdaki mesafe neredeyse yok olmuştu. Parmaklarım yavaşça eline uzandı, o ne yapacağımı anlamaya çalışarak bekledi. Ancak onun bu anın getirdiği heyecanı hissettiğini biliyordum. Ona bir şey söylememe gerek yoktu. Sessizlik, aramızdaki en derin iletişimdi. Parmaklarım elini nazikçe kavradı, ardından onu kalbimin üzerine koydum. "Lucia," dedim, sesim yumuşak ama derin bir kararlılıkla. "Seninle olduğumda kalbim böyle atıyor. Sadece senin için… ve hep böyle olacak." Lucia’nın gözleri doldu, ama gözlerinde korku yerine derin bir güven ve aramızdaki bağın sıcaklığı vardı. Elini kalbimin üzerinde tutarken, gözlerimiz birbirine kenetlendi. O an, dünya sadece onun varlığıyla dolmuştu. Her şey Lucia’ydı — nefesi, bakışı, varlığı... Hepsi bana aitti. Başını omzuma yasladı ve ben de ona sarıldım. Kolumu nazikçe etrafına doladım, başını okşadım. Lucia’nın varlığı, içimdeki boşluğu dolduruyor, beni her zamankinden daha çok ona bağlıyordu. "Seninle her şey daha derin, daha gerçek," diye fısıldadım, başımı onun saçlarına gömerek. Lucia’nın dudaklarındaki masum gülümseme, içimdeki karanlığı aydınlatıyordu. Onunla birlikteyken bu dünyadaki her şey anlamını yitiriyordu. Çünkü benim gerçekliğim, yalnızca Lucia’ydı.
Lucia o an başını kaldırdı ve gözlerime derin bir şekilde baktı, bu an aramızdaki duyguların yoğunluğunu daha da artırmıştı. Gözlerindeki kararlılık içimde bir şeyleri harekete geçiriyordu. Parmak uçlarının koluma hafifçe dokunmasıyla, içimdeki hislerin daha da derinleştiğini fark ettim. Kalbim hızlanmıştı, ama sabırla beklemeye kararlıydım. Onun her şeyi olmak istesem de, Lucia'nın bana kendi isteğiyle gelmesi gerekiyordu. Çünkü o an geldiğinde, aramızda artık hiçbir engel kalmayacaktı. Lucia duraksamadan yaklaştı. Beni kendine çekerken, onu nazikçe durdurmak istercesine geri çekildim. Gözlerindeki kısa bir şaşkınlık ve hayal kırıklığı, içimdeki sahiplenme hissini güçlendirse de, ona asla zarar vermek istemezdim. Lucia benim en değerli varlığımdı ve duygularından emin olmadan bana yaklaşmasını istemiyordum. "Lucas..." diye fısıldadı, sesi hafif bir titremeyle doluydu. Bu ses, içimde derin bir yankı uyandırdı. Ona her şeyi verebilecek haldeydim, ama sabretmeliydim. Başını yana eğip gözlerime baktı. "Seni zorlamayacağım, Lucia. Hiçbir zaman," dedim, sesimdeki yumuşak ama kararlı ton onun direncini kırıyordu. "Kendi isteğinle bana gelmeni bekleyeceğim." Lucia, gözlerimdeki kararlılığı fark etti ama geri adım atmadı. "Ama Lucas..." diye itiraz etmek üzereydi ki, parmağımı nazikçe dudaklarına koydum. "Hayır, Lucia," dedim, bakışlarımın derinliğiyle onu sakinleştirmek istercesine. "Ne istediğinden emin olana kadar bekleyeceğim. Ama o zaman geldiğinde... tatlı işkencem, ne olacağını biliyor musun?" Sözlerim, Lucia'nın bedeninde yankı buldu. Nefes alışverişindeki belirsizlik, içindeki karışıklığı ele veriyordu. Henüz fark etmediği şey, aramızdaki bağın aşktan bile güçlü olduğuydu. Boynuna eğilip, teninin kokusunu içime çektim ve onu hafifçe öptüm. Ona bu kadar yakın olmak, her geçen an daha zor hale geliyordu. Geri çekildiğimde, nazik bir dokunuşla gözlerime bakmasını sağladım. Gözleri yarı kapalı, o anın etkisiyle büyülenmiş gibiydi. "Beni bırakmak istesen bile, Lucia, bu mümkün olmayacak," diye fısıldadım, sesimdeki sahiplenme hissini gizlemeden. "Bir kez bana adım attığında, başka bir yola ihtiyaç duymayacaksın. Kalbimde, birbirimize bağlı kalacağız." Lucia’nın nefesi hızlandı, gözlerindeki tereddüt yavaş yavaş yerini daha güçlü bir inanca bıraktı. Bu an, ona olan saygımı göstermek ve aramızdaki aşkı derinleştirmek içindi. Bir elim saçlarından boynuna kayarken, diğer elimle çenesini nazikçe tuttum. Yüzünü yüzüme yaklaştırdığımda, Lucia’nın gözlerinde aradığım o duygu belirdi: aşk. Söylediklerimin onu ne kadar etkilediğini görebiliyordum. Gözlerini kapattığında, burnunun ucuna küçük bir öpücük kondurdum. Güzelliğinde kayboluyordum. "Senin için her zaman beklerim, tatlı işkencem," dedim, sesimdeki kararlılık ve derin hisler iyice belirginleşmişti. "Ama bir kez bana geldiğinde... her şey değişecek." Lucia, gözlerimdeki anlamı dikkatle okudu. Aramızda sessizce söylenmiş, her şeyi anlatan bir anlaşma vardı. Ona yalnızca sevgi değil, sonsuz bir bağlılık vaat ediyordum. Ve bunu artık o da biliyordu. Nazikçe göğsüme yaslandı, ben de onu sıkıca sardım. O anın tadını çıkardım, çünkü Lucia’yla paylaştığımız her an bir öncekinden daha derin ve anlamlı oluyordu. Ve sonunda, ona sahip olduğumda... geri dönüş olmayacaktı. "Dirensen de benden kaçamayacaksın," dedim, gözlerimdeki tutkuyu gizlemeden. "Bir kez seni kazandığımda, Lucia... geri dönüş yolu kapanmış olacak." |
0% |