@kitsudaphne
|
EK SAHNEDİR. YILDIZLAR HER ZAMAN PARLASIN.
"Aşk, bir başkasının ruhuna dokunabilme cesaretidir." — Lucas (Lucas) Lucia, gözlerime aşk ve merakla bakıyordu. Ona her baktığımda içimde kasırgalar kopuyordu; ama bu kasırga yıkıcı değil, onunla her şeyi yeniden inşa etmeye dair bir özlemdi. Lucia... O eşsizdi, benim başlangıcım ve sonumdu. Ona doğru, sakin ama kararlı adımlarla yaklaştım. Parmaklarım neredeyse içgüdüsel bir şekilde beline uzandı, her seferinde ilk kez dokunuyormuşum gibi hafifti. Sadece varlığının o sıcaklığını hissetmek istiyordum. "Her şeyi nasıl bu kadar zorlaştırdığını biliyor musun?" Sesim, içimdeki yoğun hislere rağmen beklediğimden daha sakindi. Yanındayken içimdeki dalgalanmalar huzura kavuşuyordu. Gözlerimiz birbirine kilitlendiğinde içimde bir şey çözülüyordu; bakışları her zaman böyle bir etki yaratıyordu. "Seni her gördüğümde, her şey kontrolümden çıkıyor. Sanki içimdeki tüm sınırlar, seninle birlikte kayboluyor, Lucia." Bir adım daha yaklaştım. Artık nefeslerimiz birbirine karışıyordu, ama bu sadece fiziksel bir yakınlık değildi; ruhlarımızın da birbirine dokunduğunu hissediyordum. Sanki dünyada sadece biz kalmıştık ve etrafımızdaki her şey onun varlığında eriyordu. Elimi çenesine hafifçe koydum ve başını yukarı kaldırdım. Gözlerindeki derinlikte her defasında bana ait bir şey buluyordum: korkuları, kararsızlıkları ve o sessiz cesareti... Ama en çok da sevgisi. O sevgi, kaçmaya çalışsa bile, hep oradaydı. Onun gözlerinde bana olan o derin aşkın izlerini her defasında okuyabiliyordum. "Seninle olduğumda, içimdeki tüm karanlık kayboluyor," dedim fısıltı kadar yumuşak bir sesle. "Seninle olmak benim için en büyük mucize. Ama en zor yanı, seni kaybetme korkusu. Sanki her an, seni elimden alabilirler gibi bir his..." Bir an duraksadım, ama içimdeki durulmayan öfke, sahiplenme duygusu ile koruma içgüdüsü aynı anda yüzeye çıktı. "Kimse seni benden alamaz, çünkü sen zaten benim ruhuma kazındın. Benimle sonsuza kadar bağlısın, Lucia. Bunu her şeyden daha iyi biliyorum." Onu yavaşça kendime çekerken nefesinin hızlandığını hissettim. O an, Lucia’nın tamamen bana ait olduğunu hissettim; ne kadar dirense de, aramızdaki bağ her şeyi aşacak kadar güçlüydü. Onu kaybetmeyecektim, çünkü kalbi çoktan benim olmuştu. Alnımı onun alnına yasladım ve gözlerimi kapattım. Dünya durmuş gibiydi, yalnızca onun sıcaklığı ve varlığı vardı. Bu sessiz an, Lucia ile geçirdiğim tüm zamanların en değerlisiydi. Zamanın bile onun yanındayken bir anlamı yoktu; sonsuzluk bir an kadar kısa, ama bir an da sonsuzluk kadar uzun olabiliyordu. "Lucia," dedim, sanki bir dua eder gibi. "Seni kaybetmeye dayanamam. Sen benim her şeyimsin. Bir gün her şey sona erse bile, bizim için bitmeyecek. Kalbim, her zaman senin adınla atacak." Aşkın büyüsü içinde kaybolurken, onun gözlerinde gördüğüm o derin sevgi, beni daha da sarıp sarmalıyordu. Birbirimize olan bağlılığımız, her türlü engeli aşacak kadar güçlüydü. O an anladım ki, gerçek aşk; sahiplenmek değil, sevmektir; bir ruhu tüm derinliğiyle kabul etmektir. Ve işte, burada, bu anın içinde, aşkın tüm güzelliğiyle beni sardığını hissettim. |
0% |