Yeni Üyelik
15.
Bölüm

Derin Bağlar

@kitsudaphne

YILDIZLAR HER ZAMAN PARLASIN.

 

"Bazı bağlar kelimelerden daha derindir, bazı hisler ise kaçamayacağın kadar gerçek."

 

Denge, rakibin hareketleriyle uyum, çeviklik, güç ve dayanıklılık; beş temel ilkemizdi. Liz güçlü bir rakipti. Hareketlerimiz, bir dansın zarif adımları gibi akarken, etrafımızdaki seyirciler nefeslerini tutmuş bizi izliyordu. Bıçağımı peş peşe savurdum, ama Liz hepsinden ustaca kaçındı.

Bir an için sanki zaman durdu. Bir çift gözün ağırlığını hissettim. Lucas… Bakışları vücudumun her noktasını baştan aşağı tararken alt dudağını yavaşça yaladı. İçimden gelen bir sıcaklıkla yutkundum. Son söyledikleri aklıma kazınmış gibiydi.

Ellerimde tutuştuğunu unutma, S. Şimdiden benimsin.

İşte o an dikkatimi kaybettim. Lucas’ın gözlerindeki o tehlikeli kıvılcımı fark eden Liz, anında bir hamle yaptı. Karnıma sert bir tekme yediğimde, büyük bir hata yaptığımı fark ettim. Dirseğimi bükerek bıçağımı elimden aldı. İkinci darbe yüzüme geldi ve gözlerim karardı. Dizlerimin üzerine çöktüğümde Liz arkamdaydı ve bıçağını boynuma dayadı.

Üç büyük hatadan birini yapmıştım.

Rakibine asla sırtını dönme.

Hiçbir rakibini küçümseme.

Odağını yitirme.

Ben odağımı çoktan kaybetmiştim.

Pedro’nun gözlerindeki hayal kırıklığını hissettim. Dudakları ince bir çizgi halini almıştı. Gözlerim Lucas’a kayarken, onun bakışlarındaki alaycı parıltıyı gördüm. Liz’den gelen zafer ifadesini de fark etmedim. Kendime daha fazla kızamazdım. Hem kazandığım raundu kaybetmiş hem de duygularıma yenik düşmüştüm.

"Lucia’nın hatası dikkatinin dağılması oldu," dedi Pedro, öfkesi sesine yansıyordu. Lucas’ın köşedeki sinsi gülümsemesi Pedro’yu daha da gerdi.

"Bazen en büyük savaşları kendimize karşı veririz," dedi Pedro sertçe. "Burada sadece savaşmayı değil, yaşam sanatını ve hayatta kalmayı öğreniyorsunuz. Eğer bunu ciddiye almıyorsanız, vaktimi boşa harcamayın. Her geçen gün daha iyiye gitmeyecekseniz, dersime gelmeyin."

Her bir cümlesi bana yöneltilmişti. Canım yanmıştı. Herkes eşyalarını toplarken Chloe yanıma geldi. Pedro ise bana bir an bile bakmadı. Lucas, arkasını dönüp gitmeden önce bir kez daha bana derin bir bakış attı.

Herkes çıktıktan sonra Pedro’ya doğru ilerledim. Sert, acımasız ve soğuk bakışlarını üzerimde hissettim. "Ne var?" diye sordu sert bir şekilde.

Bir raunt kaybettiğim için bu kadar öfkeli olamazdı, değil mi? Gerçek sorun neydi?

"Hatamın farkındayım, ama bu kadarı gerekli miydi?" dedim.

Pedro, üzerime doğru yürüdü. Chloe, aramıza girdi ama Pedro’nun öfkesi dinmemişti.

"Beni tanıyorsun Pedro. Senden asla sırtımı sıvazlamanı istemezdim. Zaten kaybettiğim için hayal kırıklığı yaşıyorum. Ama bu kadar yakıcı ve öfke dolu sözler..."

"Hayat zannettiğin gibi değil Lucia," dedi Pedro, gözlerindeki sertlik artarak. "Düştüğünde hayat seni rahat bırakmaz. Asıl o zaman üstüne gelir. Hayat seni olman gereken yere getirmek için acımasızdır. Güçlüysen yaşarsın, zayıfsan yok olursun."

"Seni her zaman, her durumda tercih ederdim Pedro. Dediğin her şeyi gayet iyi kavradım fakat beni fazlasıyla yanlış anladın," dedim. "Luna olmadığımı unutmamalıydın. Esas hayal kırıklığının sebebi bu, değil mi? Ben o değilim. Onun yerine geçmemi bekleme. Senin beklentin, duyguları olmayan bir savaş robotu olmam. Ama ben senin istediğin gölge değilim."

Pedro’nun yüzü bir anlığına değişti, ama hemen kendini toparladı.

"Eğitmenliğini yapıp yapmamak sana kalmış," dedim soğukkanlı bir şekilde. "Ama benim kim olduğumu unutma."

Chloe hızla yanıma geldi. Onun destekleyici varlığı beni biraz olsun rahatlattı. "Seni seviyorum Lucia. Her zaman yanındayım," dedi Chloe, sıkıca sarılırken.

"Ben de seni seviyorum Chloe," diye yanıtladım.

En büyük hayal kırıklığını kendi ellerimizle yaratırız. Ama bazen, bazı hisler o kadar güçlüdür ki, onlardan kaçmak mümkün değildir.

 

Loading...
0%