Yeni Üyelik
6.
Bölüm

Kaderi Yazmak

@kitsudaphne

YILDIZLAR HER ZAMAN PARLASIN.

 

"Burası kuralların boğduğu, kaderin ellerinle yazılmadığı bir yer. Ama ben, kendi kaderimi yazmaya kararlıyım." — Lucia

 

(Lucia)

Chloe, tam karşımda durdu ve oturduğunda yüzünde şaşkınlık vardı. "Liz ve Lucas’ın masasına mı oturdun?" Sesinde belli belirsiz bir hayret tonu. Cevap vermek yerine sadece gözlerimi devirdim.

"Belki saçma gelecek," diye devam etti, "ama cesaretinden etkilenmedim desem yalan olur."

Başımı sallayıp tabağıma döndüm. Yemeğe başladık ve sessizce kahvaltıyı bitirdik. Kahvemiz bittiğinde Chloe'nin bakışlarını üzerimde hissettim. Gözleri sabitlenmişti.

"Pek konuşmayı sevmiyorsun, değil mi?" diye sordu sonunda.

Kısa bir duraksamanın ardından, "Uzun zamandır böyleyim," dedim. Rahat hissettiğim halde, içimde taşıdıklarımı paylaşmak hâlâ bana yabancıydı.

"Bunu bilmeni isterim," dedi Chloe, sesi yumuşak ve içten. "Benimle her şeyi konuşabilirsin. Belki çözüm bulamam ama dinlerim. Belki bu, biraz olsun rahatlamanı sağlar."

Ona minnettar bir bakış attım. "Teşekkürler, Chloe," dedim gülümsemeye çalışarak.

"Arkadaş olacağız gibi hissediyorum," diye devam etti. "İçimde bir ses böyle söylüyor."

"Ben de öyle hissediyorum." İlk kez içtenlikle gülümsedim.

Kahvemden bir yudum daha alıp, "Dün yarım kalan konuşmaya dönebiliriz," dedim.

Chloe, muhbirlerden gelen raporlar üzerine çalışan gözcülerin, çocukları seçtiğini ama benim dosyamın bir gün içinde üst kuruldan onaylandığını anlattı. Bu hız, dikkat çekmişti.

"Özel biri değilim," dedim, savunma içgüdüsüyle.

Chloe kaşlarını kaldırdı. "Aksini ispatlıyorsun. Liz ve Lucas’a karşı duruşun, cesur ve içgüdüseldi. Bu, sıradan biri olduğun anlamına gelmez."

"Şimdi derslerine geçelim. Hazırlık sınıfından başlayacaksın, gelişimine göre hızlanabilir. Teorik dersleri ben vereceğim. Dövüş eğitimlerini ise eğitmenlerden alacaksın. Kim olacağı henüz belli değil. Hafta içi her gün 9'dan 6'ya derslerin var. Cumartesi spor eğitimi, pazar dinlenme. Sorun var mı?"

Başımı olumsuz anlamda salladım.

"Okulu gezdirmeden önce bir tur atalım."

"Tamam."

Kalktık. Liz ve Lucas’ın masasına yaklaşırken Liz seslendi. "Günaydın, Chloe."

"Günaydın," diye karşılık verdi Chloe.

Liz bana küçümseyici bir bakış attı. "Yeni gelen kıza buradaki yerini öğretmeye başlasan iyi olur."

Chloe gözlerini kısmıştı. "Bir danışmanla konuştuğunu unutmuyorsun, Liz."

Liz ayağa kalkarken, Lucas arkasına yaslanmış, gözlerini üzerimden ayırmadan izliyordu. "Unutmuyorum. Ama ona yerini sen öğretmezsen, ben öğreteceğim."

Liz’in alaycı tavrı beni çileden çıkarıyordu. Bir adım öne çıktım ama Chloe kolumdan tuttu. Elini nazikçe kenara ittim ve Liz’in önüne dikildim. "Senden korkmadığımı biliyorsun, değil mi?"

Liz bana doğru eğildi, dişlerini sıkarak, "Sadece aptallar korkmaz," dedi.

"Ya da senden daha zeki olanlar," dedim, soğukkanlılıkla.

Arkadaki birkaç çocuk gülmeye başladı, ama Liz’in öfkesi gittikçe büyüyordu. "Zeki olduğunu mu sanıyorsun? Bu okulun düzenini değiştiremezsin. Buraya uyacaksın, başka yolun yok."

"Kendi kaderimi kendim yazarım," dedim, her kelimeyi vurgulayarak. "Faber est suae quisque fortunae."

Lucas hafifçe gülümsedi, avını izleyen bir avcı gibi. Bakışı, içimde karmaşık hisler uyandırdı. Kalbimdeki ağırlık artarken Chloe beni çekip götürdü. Dışarı çıktığımızda durup yüzüme baktı.

"Sana inanamıyorum."

"Neden?" dedim şaşkınlıkla.

"Burada kader yazılmaz, Lucia. Burada kader örgütün elindedir."

Omuz silktim. "Önemli olan Liz’e haddini bildirmekti, söylediklerim değil."

Chloe bir an durakladı, sonra bana ciddiyetle döndü. "Liz ve Lucas farklıdır, Lucia. Onlar Esther’in en gözde öğrencileri. Özellikle Lucas... Senin dikkatli olman gerek. Bu okulun kurallarına uymazsan, onların karşısına çıkarsan, seni yok edebilirler."

Omuz silktim. "Korkmak için bir neden görmüyorum."

Chloe'nin bakışları derinleşti. "Kendini tehlikeye atıyorsun, Lucia. Bu oyun tehlikeli. Herkes kuralları biliyor. Ama sen... Sen farklısın. Bu da onları daha fazla tetikleyecek."

Gülümsemeye çalıştım. "Endişelenme, Chloe. Kendi doğrularım var ve onlardan vazgeçmem."

Chloe bana uzun süre baktı. "Seninle farklı bir yolculuk olacak, Lucia."

İçtenlikle birbirimize baktık.

"Doğrular değişmez," dedim kararlılıkla.

"Sende daha fazlası var," dedi, inanmadığımı görmesine rağmen devam etmedi. "Her şeyin bir zamanı var."

Tam o sırada asansörlere yöneldik ve Lucas yanımıza geldi. Sessizce arkamda durdu. Bana doğru eğilip alçak bir sesle fısıldadı:

"Tanıştığımıza memnun oldum, Lucia."

Asansörden indiğinde içimde bir ürperti hissettim. Bu okulda güç sadece kuralları koymakla değil, o kuralların ne zaman kırılacağını bilmekle ilgiliydi.

 

(Lucas)

"Lucia." İsmini telaffuz etmek hoşuma gidiyordu. Kural tanımaz bir cesareti vardı. Herkesin sindiği yerde, o dimdik duruyordu. Gözlerindeki soğukkanlılık bana meydan okur gibiydi. Ama Lucia henüz oyunu bilmiyordu. Henüz farkında değildi, bu okuldaki tek gerçek kural: Gücü elinde tutanlar kazanır.

Ve ben her zaman kazanırım. Onu da kalbini de kazanacaktım.

 

Loading...
0%