Yeni Üyelik
2.
Bölüm

Karanlığa İlk Adım

@kitsudaphne

YILDIZLAR HER ZAMAN PARLASIN.

 

Bazı anlar vardır, insanın kaderi sessizce değişir. Fark etmezsin, o küçük anın hayatını sonsuza dek değiştireceğini. Benim hikayem de işte öyle bir andan doğdu. Her şey sıradan, hatta sıkıcıydı... ta ki karanlık bana seslenene kadar. O gün, sıradan olmaktan çıkıp karanlığın ilk adımını attım. Ve bir daha asla geriye dönemedim.

Adım Lucia. Hikayem, birçokları gibi dramatik bir şekilde başladı.
Güzel bir çocukluğum vardı. Küçük bir adada, annemle sakin ama huzurlu bir hayat yaşıyorduk. Her şey sıradandı ama bana göre o hayat mükemmeldi. Babamı hiç tanımadım. Anneme onu bir kere sordum. Yüzündeki gölgeyi gördüğümde, bu sorunun bir daha açılmayacağını biliyordum. Annem, benim için her şeydi ve onu üzmek istemezdim.

Ama hayatımın ilk karanlık gecesi, annemin akciğer kanseri teşhisiyle başladı. O gün benim doğum günümdü ve o günden sonra doğum günlerim bir lanete dönüştü. Annemle birlikte 7 yıl boyunca hastaneler, ilaçlar, acılarla savaştık. Onun son nefesini verdiği gün, ben sadece 15 yaşındaydım. Ve işte o an, dünyam tamamen karardı.

Yapayalnızdım. Elimizdeki her şeyi hastalığa ve tedaviye harcamıştık. Param yoktu, bir akrabam yoktu ve artık annem de yoktu. Komşumuzun evinde sığınıyordum ama orada da uzun süre kalamayacağımı biliyordum.

Yas tutarken, içimdeki sessiz karanlık büyüdü. Kendimi her geçen gün daha yalnız ve içe kapanık hissediyordum. Annemin ölümünden iki ay sonra okula geri döndüm. O gün bir şeylerin değiştiğini hissettim. İzleniyordum. O his, peşimi günlerce bırakmadı.

Sonra bir gün okuldan çıkarken, birkaç çocuğun sınıf arkadaşımı Hiçlik Kayası'na zorla götürdüğünü gördüm. Onları takip ettim. Orada bir karar verdim: Haksızlık karşısında boyun eğmeyecektim. Çeteyle yüzleştim ve liderleriyle dövüştüm.

Bir kavga başladı, ama kavgamızın ortasında siyah takım elbiseli üç adam belirdi. Biri maskeliydi. Yaklaştı ve gözlerimi inceledi. O an korkudan donup kaldım. Diğer adamlar, çocukları korkutup kaçırırken, maskeli adam bana iki siyah tüy bıraktı. Ne olduğunu anlayamadan gözden kayboldular.

Kafam karışmıştı. Evimize geri döndüm. Ertesi gün, maskeli olan hariç diğer takım elbiseli adamlar beni buldular. Ücretsiz eğitim sunan bir akademiden bahsettiler. Hayatımın bir dönüm noktasında, çaresizce bu teklifi kabul ettim. Başka bir seçeneğim yoktu.

Ertesi sabah yola çıktım. Lüks uçaklar, tekneler ve göz alıcı yemeklerle dolu bir yolculuktan sonra gizemli bir adaya vardım. Akademinin merkezinde devasa, gösterişli bir bina yükseliyordu. İçimdeki korku ve belirsizlik büyüyordu, ama geri dönüş yoktu.

Uzun bir yolculuğun ardından nihayet varış noktasına ulaştık. Büyük ve gösterişli bir binanın yer aldığı bir adaya geldik. İçimde büyüyen korku ve heyecanı bastıramıyordum.

Beni iki kadın karşıladı. Birinin adı Esther Vipera'ydı, Umbra Akademisi'nin baş yöneticisi. Diğeri Chloe Gazèl, benim danışmanım olacaktı.

Chloe’yi gördüğüm an ilk kez, birine güvenebileceğimi ve kalbimi açabileceğimi hissettim.

O an, geçmişimden kopup yeni hayatıma adım attım. Ama adım attığım şey karanlık bir geceden başka bir şey değildi.

Hayatım boyunca karanlıktan korktum. Ama şimdi biliyorum ki karanlık, sadece bakış açımıza göre değişir. Korkutucu görünebilir, ama bazen içindeki gerçek, ışığın kendisinden daha parlaktır. Umbra Akademisi'ne adım attığımda, belki de o karanlığın içindeki kendi ışığımı bulacaktım. Ya da karanlığın ta kendisi olacaktım. Hangisinin beni beklediğini bilmiyordum, ama artık geri dönüş yoktu.

Loading...
0%