Yeni Üyelik
5.
Bölüm
@kitsudaphne

YILDIZLAR HER ZAMAN PARLASIN.

 

Luca

Ofisimin geniş penceresinden dışarı baktım. Şehrin üzerinde gri bir örtü gibi asılı kalan bulutlar, sanki içimdeki karmaşayı yansıtır gibiydi. Burası benim imparatorluğumun kalbiydi—güç ve kontrolün ta kendisi. Tek bir imza, tek bir bakış, hatta tek bir sözle olayların yönünü değiştirebiliyordum. Ama bugün düşüncelerim başka bir yerde dolanıyordu.

Masamda duran belgeleri hızlıca gözden geçirdim, birkaçını imzaladım. Ama zihnim Isabelle Rose Moretti’ye takılı kalmıştı. Bu evlilik anlaşması—Moretti ailesiyle yapılacak ittifak—De Santis adını daha yükseğe taşıyacaktı. Stratejik bir hamleydi, tüm kuralları ve sonuçları belli olan bir oyun. Ama Isabelle... Isabelle planı karmaşıklaştırıyordu. Kaçışı, özgürlüğü savunması ve boyun eğmez tavrı, kafamı kurcalıyordu.

Kapı tıklatıldı, Matteo içeri girdi. Kuzenim, sağ kolum, her zaman güvenebileceğim tek kişi. Yüzündeki ciddiyet, sözlerine de yansıyordu. "Her şey hazır," dedi. "Rakov anlaşması imzalandı, yatırım süreci başlıyor."

Başımı salladım. "Mükemmel," dedim, ama düşüncelerim hâlâ Isabelle'deydi. O kadar karmaşık, o kadar tahmin edilemezdi ki… İş dünyasında strateji kurmak basitti; her hamlenin karşılığı belliydi. Ama bu kadın, yıllardır kurduğum tüm denklemleri sarsıyordu.

Matteo’nun bakışlarındaki alaycı parıltıyı fark etmem zor olmadı. "Onunla görüşmeye hazır mısın?" diye sordu, hafif bir gülümsemeyle. Gerçekte sormak istediği, bu evliliğe hazır olup olmadığım gibiydi.

"Isabelle Rose Moretti," dedi, gözlerinde bir parıltıyla. "Kızıl saçlı bir gül. Onunla başa çıkabilecek misin? İnatçı olduğunu duydum. Moretti'lerin eski gücüne ve onuruna bağlı. Kolay biri değil."

"Her insanın bir zayıf noktası vardır," diye mırıldandım. "Isabelle de farklı değil."

Matteo ciddileşti. "Yanılıyor olabilirsin, Luca. Bu evlilik yalnızca bir ittifak değil. Aynı zamanda çok hassas bir denge gerektirecek. Eğer onu fazla zorlarsan, bu evlilik çıkmaza girebilir. Dikkatli olmalısın."

"İnsanlar ve davranışlar tahmin edilebilir," dedim, soğukkanlılıkla. "Önemli olan sınırlarını bilmek ve doğru yaklaşımı bulmak."

Matteo kaşlarını çattı. "Bazı insanlar düşündüğünden daha karmaşıktır. Isabelle güçlü bir karakter ve özgür bir ruha sahip. Güllerin dikenleri olur, Luca."

Bir an duraksadım, ama hafifçe omuz silktim. "Kimse tamamen çözülemez değildir," dedim. Ama bu kelimeler içimdeki huzursuzluğu yatıştırmaya yetmiyordu. Isabelle’in kaçışı… Babasına karşı yaptığı bu açık isyan kafamda yankılanıyordu. Bizim dünyamızdaki başka bir kadını asla böyle bir durumda görmemiştim; tanıdığım kadınlar daha kolay tahmin edilebilirdi.

Ama Isabelle? Eğer kontrolü hemen elime almazsam, onu kaybedebilirdim. Belki de bu yüzden, baştan beri onunla başa çıkmam gerektiğini biliyordum. Zeki ve güçlüydü—şartları tersine çevirebilecek kadar kararlı.

Matteo, elini omzuma koydu. "Ona ulaşmanın bir yolu var, Luca. Tek yapman gereken, doğru adımları atmak."

"Evet," dedim düşünceli bir sesle. "Bu evlilik başarılı olmalı. Her iki aile için başka bir seçenek yok."

Dışarıdaki karanlık yavaş yavaş odaya dolmaya başladı. Şehir ışıkları, ufukta titreyen yıldızlar gibiydi. "Kontrol," dedim, "çözüm bu olabilir. Isabelle’in gücünü kendiminkine katmak istiyorum, onu ezmek değil."

Matteo başını eğdi. "Gerçekten istediğin bu mu? Isabelle’i kontrol etmek mi, yoksa onu yanında görmek mi? Çünkü ikisi aynı şey değil."

Onun sözleri zihnimde yankılandı. Isabelle’i yanımda görmek… Bu düşünce içimde tuhaf bir kıvılcım yaktı. Belki de bu evlilik sadece strateji değildi. Isabelle, bana sadece güç değil, aynı zamanda yenilmez bir ortak olabilirdi. Onu kazanmam gerekiyordu; Isabelle’in kalbine ulaşmak, asıl meydan okumaydı.

Aynamın karşısında durup gömleğimin düğmelerini iliklerken aklım yine Isabelle Rose’a kaydı. Dosyamdaki o fotoğraf, zihnimde yeniden belirdi. O kızıl saçlar, kaosun ortasında bile insanın gözlerini üstüne çekiyordu. Ama gözleri… İçinde gizlediği o derin sır ve kontrol edilemez ruh. Moretti adının yükünü taşıyordu, ama onu asıl tanımlayan şey, özgürlüğe olan inancıydı. Bu dünyada insan yaptıklarıyla tanınır, kimliği ona göre şekillenirdi. Fakat onu gerçekten tanımlayan, özgür ruhuydu."Rose" ismi ona boşuna verilmemişti; o kızıl saçlar, bir gülden başka bir şey olamazdı. Yumuşak ve narin bir görünüşü vardı, ama bu maskenin altında sert bir iradenin saklı olduğundan emindim.

Düşüncelerim arasında kaybolmuşken kapı aralandı ve annem içeri girdi. Gözlerinde yumuşak bir ifade vardı. "Hazır mısın, oğlum?" dedi, sesi her zamanki gibi şefkat doluydu.

"Neredeyse," diye cevap verdim. Bakışlarımız buluştuğunda onun da bu evlilikle ilgili kendi çekinceleri olduğunu hissettim. "Isabelle ve ailesi ne zaman gelir?" diye sordum.

"Daha vakit var," diyerek önüme geçip kravatımı düzeltti. Bakışları derin ve düşünceliydi. "Bu evliliği istemediğini biliyorum, Luca. Ama bazen hayat, beklediğimizden farklı şeyler sunar. Birbirinize bir şans verin. Bu gece, hepimiz için önemli; Isabelle’i geçmişiyle yargılama. Onun da kendi savaşları var."

"Anlıyorum, anne. Ama kendi düşüncelerimi tamamen bastıramam, düşüncelerimi göz ardı edemem," dedim. Kararlılığımı görmesini istedim.

Nazik bir bakışla, "Senin güçlü ve onurlu bir adam olman her zaman gurur kaynağım oldu. Ama güç bazen, başkalarının duygularını da göz önünde bulundurmak anlamına gelir," dedi.

Bu sözler, onun bana olan inancını bir kez daha hatırlattı. "Elimden geleni yapacağım, anne," diye fısıldadım. Yanağıma hafif bir öpücük kondurdu. "Sana güveniyorum," dedi ve odayı sessizce terk etti.

Kısa bir nefes alarak babamın ofisine doğru ilerledim. Kapıyı çalıp içeri girdiğimde, Matteo ve babam ciddi bir konuşmanın ortasında gibiydiler. Babam başını kaldırıp bana döndü. "Geldin, Luca. Akşam için hazırlıklar nasıl gidiyor?" dedi.

"Her şey hazır, baba," dedim. "Ama Isabelle konusunda endişeliyim."

Babam kısa bir süre duraksayıp Matteo'ya baktı, sonra bana döndü. "Onunla başa çıkmak zorundasın, Luca. Mantığını kullan, duygularını değil. Isabelle güçlü biri, ama senin de öyle olduğunu unutma."

Matteo sakin bir ifadeyle bana bakarken, babam konuşmaya devam etti: "Isabelle’in geçmişteki kaçışı, onun özgürlüğüne ne kadar bağlı olduğunu gösteriyor olabilir. Ama bu gece nasıl bir tavır sergileyeceğin her şeyi belirleyecek. Onun yanımızda olmasını sağlamak, artık senin elinde."

Babamın sözleri omuzlarıma daha fazla ağırlık bindirdi. Her şeyin değişebileceği bu gece, güçlü olmak zorundaydım—hem kendim hem de ailem için. Isabelle ile bu gece karşılaşacak olmamın yarattığı belirsizlik ve beklenti, içimde karanlık bir gölge gibi peşimi bırakmıyordu. Ama bir şey kesindi: Bu ittifak yalnızca güç değil, kendi dünyamın yeniden şekillendirilmesi anlamına geliyordu.

Loading...
0%