Yeni Üyelik
14.
Bölüm

Ek Sahne

@kitsudaphne

YILDIZLAR HER ZAMAN PARLASIN.

 

Belle’in uykusunda ne kadar huzurlu göründüğüne bakarken, içimdeki fırtınayı susturamıyordum. O narin yüzüne, sakin nefesine karşılık, içimdeki karanlık gittikçe büyüyordu. Sadece birkaç saat... Ama bu kadın, beni tamamen altüst etti. Belle, zihnime işleyen bir yara gibiydi—bir kez dokunulduğunda acıtan, ama asla iyileşmeyen bir yara. Ve ben, bu yarayı kapatmanın tek yolunun her şeyi yakıp küllerinden yeniden doğmak olduğunu biliyordum.

Onun bedenini ele geçirmek yetmezdi. Onun geçmişini, içinde sakladığı sırları, kaçtığı acıları da kontrol altına almalıyım. Belle, bana ait. Geçmişiyle, geleceğiyle, her şeyiyle. Kaçmayı düşünse bile, kaçmasına izin veremem. Benim dünyamda kaçış yoktur. Eğer kaçarsa, onu geri kazanmak için dünyayı yakarım.

Yaklaştım, teninin sıcaklığına kapılırken, içimdeki öfke de arzuyla birlikte büyüyordu. Gözlerimi kapattım ve hayal ettim: Belle kaçarken, ben onun peşinden dünyayı nasıl yakardım. Ve bunu yaparım da, gerekirse.

"Belle," diye fısıldadım karanlığın içinde, "Eğer kaçmayı düşünürsen, seni yakalamak için tüm dünyayı yakarım."

Bu sadece bir tehdit değildi. Bu, benim gerçeğimdi. Çünkü senden vazgeçmek, varlığımı yakmakla eşdeğerdi. Belle, kaçış olmadığını anlamalı. Eğer bu savaşı başlatırsa, ben her şeyi yakmaya hazırım. Dünya alev alacaksa, benim ellerimle alacak.

"Eğer kaçmayı düşünürsen, seni yakalamak için tüm dünyayı yakarım. Çünkü senden vazgeçmek, varlığımı yakmaktan farksız olurdu." — Luca De Santis

Loading...
0%