@kitsudaphne
|
YILDIZLAR HER ZAMAN PARLASIN. ''P'' yani Prolog, edebi eserlerde önsöz anlamına gelir, tüm kitaplarımın giriş kısmında ''P'' işareti göreceksiniz. Sevgiler.
Bu kurguda geçen kişi ve olayların herhangi bir gerçek kişi, kurum ya da kuruluşla ilgisi bulunmamaktadır. Hepsi hayal ürünüdür.
Manhattan’ın sokaklarına serpilmiş ay ışığı, eski taş binalara hafif bir parlaklık veriyordu. Gecenin huzursuz sessizliği, kısa süre önce sona ermiş bir çatışmanın bıraktığı izlerle doluydu. Şehir, geçici bir sükunet içinde nefes alıyordu. Luca De Santis, bu karmaşanın ortasında dikiliyordu. Yüz hatları ay ışığında keskinleşmiş, alnına yapışan koyu saçları savaşın izlerini taşıyordu. Etrafında, Moretti ailesine bağlı adamlar yatıyordu. Luca, bir an için alana baktı, ama yüzü ifadesizdi. Moretti ailesi, De Santis’lerin gücünü hafife almıştı. Şehir uzun zamandır De Santis ailesinin hükmündeydi. Luca’nın babası Don De Santis, bu gücü yıllarca pekiştirmişti. Ancak bu gece, olaylar farklı bir yöne evriliyordu. Luca, babasının bakışlarının üzerine yoğunlaştığını fark etti. "Gücümüzü gösterdik," dedi Don De Santis, sesi soğukkanlıydı. "Ama bu çatışma böyle sürüp gidemez. Moretti'ler zayıfladı, evet, ama hala bir değerleri var. Artık farklı bir çözüm bulmanın zamanı geldi." Luca, ellerini hafifçe gömleğine silerek babasına döndü. "Ne demek istiyorsun?" Don De Santis’in dudaklarında hafif bir gülümseme belirdi. "Evlilik. Sen ve Isabelle Rose Moretti. Onları ailemizin bir parçası yapacağız." Luca’nın kalbi hızlandı. Isabelle... Kızıl saçlarıyla tanınan genç kadın. Moretti ailesinin son umudu. Onunla evlenmek, düşmanları tamamen kontrol altına almak demekti. "Peki ya kabul etmezsem?" diye sordu Luca, sesindeki sakinlik hafif bir gerilimle karışıyordu. Babası, gülümsemesini yavaşça söndürdü ve ciddi bir tonla devam etti. "Bu bir seçenek değil, Luca. Bu bizim için bir fırsat. Eğer bunu yaparsan, bu gece dökülen kanın boşuna olmadığını göreceğiz." Luca bir an düşündü, çevresindeki manzaraya ve babasının kararlı duruşuna baktı. Genellikle soğukkanlı ve stratejik olan kararları, bu sefer farklı bir ağırlık taşıyordu. Gözlerini tekrar babasına çevirdi. Don De Santis’in bakışlarında kaçınılmaz bir gerçek vardı. "Güç, yalnızca zaferle değil, ittifaklarla da elde edilir," diye devam etti babası, sesi biraz daha yumuşamıştı. "Bir evlilik, bir imparatorluk inşa edebilir." Luca’nın çenesi hafifçe kasıldı. Onun dünyasında seçimler nadiren kişisel olurdu; her şey bir görevdi. Ve o görevleri yerine getirmek, gücün anahtarıydı. Gözlerini gökyüzüne çevirdi, Manhattan’ın üzerinde asılı duran solgun aya baktı. Bir evlilik... Isabelle Rose Moretti ile. Ailesinin ona yüklediği sorumluluk, bir gölge gibi üzerindeydi. "Bu evlilik değil, baba," dedi sessizce, sesi artık daha netti. "Bu, bir fedakarlık." Luca’nın ifadesi ciddileşti. O an, bu kararı kabul etti. "Isabelle Rose Moretti ile evlenmemi istiyorsun. Öyle olsun," dedi kararlı bir tonla. "Bu evlilik bize zafer getirecek. Ama düşmanlarımı asla unutmayacağım." Luca, çevresindeki sessiz manzaraya bir kez daha baktı. Her fedakarlığın ardında bir başlangıç vardı ve bu ittifak, De Santis ailesi için yeni bir dönemin kapısını aralayacaktı. |
0% |