@kitsudaphne
|
T: Trailer yani fragmandır. Bazı sahnelerden önce ön gösterim yayınlanacaktır. Ek sahne olarak da okuyabilirsiniz. Sevgiler.
"Isabelle'e baktığımda güzelliğinin ardındaki tehlikeyi görebiliyordum. O her yaprağında keskin bir güç saklı olan güldü. Onunla savaşmak değil, onunla yan yana yürümek, bu oyunun kazananı olmamı sağlayacaktı. Ama asıl soru şuydu: O, benimle aynı yolda yürümeye hazır mıydı?" — Luca De Santis Isabelle odaya girdiğinde, zihnimdeki tüm düşünceler aniden sustu. Fotoğraflarında gördüğüm güzellik, onunla yüz yüze geldiğimde yetersiz kalmıştı; kırmızı saçları yüzüne düşerken gözlerindeki o gizemli derinlik, görünenden çok daha fazlasını saklıyordu. Güçlü ve narin; gücünü saklamayı bilen biri… Rose, her yaprağında bir diken saklı güldü. Bu karşılaşmanın sıradan olmayacağını o an anladım. Daha önce karşıma çıkan kimseyle kıyaslanamayacak kadar kendine has ve eşsizdi. Bir an düşünmeden edemedim: Gerçekten anlaşabileceğimiz, aynı yolda yürüyebileceğimiz birisi miydi? Bu sorunun cevabını bulmak, belki de benim en büyük sınavım olacaktı.
"Luca, karşısındaki insanı gözleriyle delip geçen bir güce sahipti. Her şeyini kontrol altına alabilen biriyle nasıl başa çıkarsın ki? Ama ben sadece onun karşısında durup savaşmayacaktım. Onun yanında güçlü durmak zorundaydım. Çünkü bu bir satranç oyunuydu. Ve bu oyunda ne ben ne de Luca bir piyonduk; ikimiz de kendi tahtlarımızı korumak için savaşan krallardık." — Isabelle Rose Moretti Luca De Santis’in bakışları beni derin bir tahlilden geçirirken, içimde anlık bir ürperti hissettim. Yüzünde sert bir ifade, gözlerinde neredeyse buz gibi bir sakinlik vardı; sanki ruhumu görür gibi beni derinden inceliyordu. Yüzünde her şeyi kontrol ettiğini belli eden bir ifade vardı; sanki bana bir bakışta, kim olduğuma dair tüm sırları çözebilirmiş gibi. Ama bu denetim altında kalmaya niyetim yoktu. Onun karşısında bir adım bile geri atarsam, kazanan o olacaktı. Kendi dünyasına hükmeden bu adam, beni kendi kurallarına göre yönlendirmeye çalışacaktı, bu belliydi. Ama bilmediği bir şey vardı: Luca benimle tanışmamıştı, sadece hayal ettiği rakibini arıyordu. Bakışlarımı onunkilerden ayırmadan içimden geçirdim; "Ben sadece yanında yürümekle yetinmeyeceğim. Bu oyunun tüm taşlarını da kendi elimde tutacağım." Luca ve Isabelle birbirlerinin gözlerinde ilk karşılaşmanın gerilimini yaşarken, aralarında sessiz bir meydan okuma yükseldi. Bu akşam, her ikisi de kalıplarını yeniden tanımlamak zorunda kalacaklardı. |
0% |