@kitsudaphne
|
YILDIZLAR HER ZAMAN PARLASIN.
"Korkularımı ve yalnızlığımı yok edebilir misin?" – Vera Vasiliev (Viktor) Vera gülümsediğinde ona sarıldım. Kollarımın arasından yavaşça geri çekildiğinde alnına minik bir öpücük kondurdum. İçimde hissettiğim şey, onun varlığıyla derinleşen bir sıcaklıktı. O sırada odaya bir doktor ve hemşire girdi. Başlarıyla selam verdiler, ben de yataktan hemen kalktım. "Merhaba, Vera. Değerlerin gayet iyi olsa da seni bir gece daha hastanede tutmamız gerekecek," dedi doktor, bana dönerek. "Bay Volkov, yanında siz mi kalacaksınız?" "Evet," diye onayladım. "Dışarıdaki..." diye devam etti doktor, meraklı bir bakışla. "Onlar da kalacak," dedim, gözlerimle sessizce ona başka soru sormaması gerektiğini işaret ederek. "Anladım efendim. Bir ihtiyacınız olursa, beni çağırmanız yeterli," diyerek profesyonel bir nezaketle konuşmayı bitirdi. Vera’ya döndü. "Birazdan yemeğiniz gelecek. Lütfen dinlenin. Ağrınız var mı?" "Hayır, yok," dedi Vera, hafifçe gülümseyerek. Doktor başını salladı, hemşireyle birlikte odadan çıktı. Kapı kapanır kapanmaz Vera şüpheyle beni süzmeye başladı. "Dışarıda kim var, Viktor?" diye sordu. "Adamlarım," dedim basit bir şekilde. "Bu da şimdilik konuşmayacağımız bir konu mu?" Gözlerimi ona diktim. "Evet, malysh. Şimdi sadece dinlen ve uyu." Bakışlarındaki sorgulamaya rağmen uzatmadı. Ama ifadesi değişti, bir şeyleri anlamaya başladığından neredeyse emindim. Yemek geldiğinde birkaç lokma aldı. Ardından ilaçlar etkisini gösterdi ve Vera, derin bir uykuya daldı. Uzun süre boyunca onun güzelliğini izledim; nazik, kırılgan ve bir o kadar güçlüydü. Kendimi ona her seferinde daha fazla kaptırıyordum. Gözlerim kapanmaya başladığında onun ince sesiyle uyandım. Sayıklıyordu. "Çok yalnızım, Viktor... Korkuyorum..." Kalbimde bir sızı hissettim. Hemen yanına gidip kulağına fısıldadım, "Yanındayım, malysh. Seni her şeyden koruyacağım." Arkasına geçip yatağa uzandım, onu belinden sardım. Anında rahatladı ve bana daha da yaklaştı. Bu küçük hareket, içimi ısıttı. Onun kokusuyla, gecenin geri kalanını yanında, huzurlu bir şekilde uyuyarak geçirdim. Sabah, gözlerimi açtığımda Vera’nın beni izleyen bakışlarıyla karşılaştım. "Günaydın güzelim," dedim. Onunla uyanmak, güneşin doğuşu gibiydi. Karanlıkları aydınlatan… Vera… hayatımın güneşiydi. Bu gerçekle sarsıldım. "Günaydın, Viktor," diye yanıtladı, yumuşak bir sesle. Parmakları hafifçe yüzümü okşadı. "Bu sabah daha iyiyim," dedi, dudaklarında zarif bir gülümseme. Onu izlerken gözleri derin bir sorgulama içindeydi, bana sormak isteyip de söyleyemediği sorular bakışlarında gizlenmişti. "Sende iyi görünüyorsun," diye ekledi, gözlerini gözlerimden ayırmadan. Dayanamadım, içimde yükselen hislerin baskısına kapıldım ve onu aniden öptüm. "Çünkü seninle uyandım, moye solntse (güneşim)," dedim, dudaklarımda bir gülümsemeyle. "Güneşim..." dedi, gözlerinde hayranlık dolu bir bakışla. O anda kapı çalındı ve ayağa kalktım. "Girin!" dedim sertçe. Kapıdan Andrei girdi. "Patron, adamı getirdik. Depoya ne zaman gidelim?" Vera yüzüme korkuyla baktı, ona sakin olması için işaret ettim. Andrei durumu anladığı için derhal dışarı çıktı, ama Vera'nın bakışlarındaki tedirginlik devam ediyordu. "Sen kimsin, Viktor Volkov?" dedi, sesi titrek ama sorgulayıcıydı. "Bunu sonra konuşacağız," dedim yavaşça. "Ama şimdilik bana güvenmelisin, Vera." Endişeliydi. Oysa sadece huzurlu olmasını istiyordum. Yanına oturdum, yanağını okşadım. "Yakında her şeyi anlatacağım, Vera. Ama bana bir söz vermeni istiyorum. Bana haber vermeden dışarı çıkmayacaksın, bensiz hiçbir yere gitmeyeceksin." "Benden güven istiyorsan, sen de bana güvenmelisin, Viktor." Bakışlarım keskinleşti. "Vera, ilişkilerimi güven üzerine kurmam. İtaat isterim, koşulsuzca." Kafasını kapıya doğru salladı. "Ben senin adamlarından biri değilim, Viktor." "Elbette hayır," dedim. Ama Vera benden uzaklaştı, bakışlarını kaçırdı. "Dediklerini yerine getirmemi istiyorsan, bana güvenmeli, geçmişini, korkularını ve acılarını benimle paylaşmalısın," dedi. Gözlerinde cesur bir ifade vardı; gururlu ve kendinden emin bir tavırla bana bakıyordu. "Tanımadığım bir adamla yola devam edemem. Eğer elini tutmamı istiyorsan, bana gerçekleri anlatmalısın." Bu sözleri beni sarstı. Derin bir nefes aldım. Bana yaklaştı ve dizlerinin üzerine oturdu, gözlerimin içine bakarak. "Sana söz veriyorum," dedi. "Sensiz bir yere gitmeyeceğim ve tehlikeli yerlerde dolaşmayacağım. Sözlerimi yerine getireceğim, Viktor Volkov. Peki, sen bana bir söz verebilir misin?" "Ne sözü, Vera?" diye sordum, merakla. Nefesim kesilmişti. Ama onun bakışlarında yeni bir ifade belirdi hem kırılgan hem de meydan okuyan bir tavırla devam etti: "Korkularımı ve yalnızlığımı yok edebilir misin?" Onu kendime çekip, belini sardım. "Senin için dünyanın işleyişini bile değiştiririm, moye solntse." Yüzünü ellerimin arasına aldım, gözleri gözlerime kilitlenmişti. "Benim ol ve dünyaları önüne sereyim," dedim, sesim düşük ama kararlı. "Viktor..." diye fısıldadı. "Benim olacak mısın?" dedim, bakışlarım dudaklarına kayarken. Yüzü kızardı ve bana derin bir bakış attı. "Düşüneceğim, Viktor." Kalbimi yerle bir eden gülümsemesi yüzünde belirdi. Bir kere daha dudaklarımız buluştu. Dudakları, tenimin üzerinde bir şiir gibi dolaşırken, elleri boynuma uzandı. Parmak uçlarının o hafif dokunuşu bile kalbimde çılgın bir tempo yaratıyordu. Öylesine yumuşak, öylesine gerçekti ki... Zaman onun yanımda olduğu her an olduğu gibi durdu. Dünyada yalnızca ikimiz vardık; Vera ve ben. Geri çekildiğinde alnımız birbirine yaslı kaldı. Sessizlik içinde, kalp atışlarımızın yankılandığı bu anı paylaştık. "Senin yanında olmak, seni sevmek… inanılmaz bir his," diye fısıldadım. Onun kokusunu içime çekerken, kalbimde yankılanan her duygunun onunla dolduğunu hissediyordum. "Vera, seni kaybetmeyi göze alamam." O da elleriyle yüzümü çevreleyerek beni daha yakınına çekti. "Hiçbir yere gidemeyeceğim sanırım Viktor, çünkü ben de seni bırakamıyorum." Zihnimde yankılanan sözcükleri kalbimi durduracak kadar canlıydı. Biz birbirimize aittik. "Benim ol ve dünyaları önüne sereyim." – Viktor |
0% |