YILDIZLAR HER ZAMAN PARLASIN.
"Hayatım boyunca çok az şeye gerçekten değer verdim. Vera, benim için en kıymetlisiydi. Onu inciten birini asla görmezden gelemezdim." – Viktor
(Viktor)
Vera’nın bedeni kollarımdayken, onu koruyamadığım her an içimi suçlulukla kaplıyordu. Yüzündeki yorgunluk ve bana duyduğu güven, içinde biriken kırılganlıkla birleşiyordu… Bunlar, kalbimde derin bir yankı oluşturuyordu. Vera, beni güçsüz hissettiren tek varlıktı. Ama aynı zamanda tek dayanağımdı. Her anını, her düşüncesini bilmek ve her korkusu yok etmek istiyordum. Onu korumak, hayatımda anlamlı olan tek şeydi.
Eve girdiğimizde Ekaterina ve hizmetçisi bizi karşıladı. Ekaterina, gözlerinde minnet dolu bir ifadeyle bana döndü. Ama onun bana duyduğu sevginin zoraki olduğunu görmek zor değildi. Bakışlarını kaçırırken içten içe beni sevmemeye devam ettiğini biliyordum. "Teşekkür ederim, Bay Volkov. Kızımızı bize sağ salim getirdiniz."
"Keşke bunlar hiç yaşanmasaydı," dedim yumuşak bir sesle. İçimdeki karanlık, her an harekete geçmek için tetikteydi, ama onu sözlerimle ürkütmek istemedim.
O anda Vera’nın bedeni hafifçe sendeledi. Koluma tutunmaya çalıştı, ama gücü tükenmiş gibiydi. Hiç tereddüt etmeden onu kucağıma aldım. "Başım döndü Viktor, iyiyim," dedi, sesi zayıf ama her zamanki gibi güçlü durmaya çalışıyordu. "Dinlenmen gerekiyor, malysh," dedim nazik bir kararlılıkla. Onu dikkatlice odasına taşıdım ve yavaşça yatağına yatırdım. Ayakkabılarını çıkarırken, onu böylesine yakın hissetmek, içimdeki koruma içgüdüsünü daha da güçlendiriyordu. Onu güvende tutmak, içimdeki tüm karanlık düşünceleri bastırmanın tek yoluydu.
Yalnız kalmak istediğini sezer gibi oldum ama gözlerindeki hüzünlü bakış beni durdurdu. Çıkmadan önce bir an için yüzüne baktım, bakışlarımın ona duyduğum bağlılığı ve şefkati hissettirmesini diledim. "Yanımdayken asla korkmayacaksın, Vera," dedim, sesimdeki fırtınayı saklayarak. Eğildim ve alnına hafif bir öpücük kondurdum. "Bugün sadece dinlen. Akşam seni ararım, işlerim erken biterse geleceğim."
"İşin bitmese de gelemez misin?" diye fısıldadı. "Seninle uyumak çok huzurluydu."
Bu sözler içimdeki fırtınayı çoğalttı. Yüzü hafifçe kızardı ve bu beni derinden etkiledi. "Eğer işim erken biterse, ben de senin kokunla uyumak isterim, malysh."
Onu odasında bırakmak zordu. Ama yapılması gerekenler vardı. Dışarı çıktığımda Orrel ve Borya beni bekliyordu. Onlara kesin bir sesle emrettim: "Gözünüzü ondan ayırmayacaksınız. Bir sıkıntı olursa hemen beni arayın." Armen yanıma yaklaştı. "Özel bir ekip ayarla. Burayı koruyacaklar," dedim, sesimde gizli bir endişe saklıydı. "Hemen, Vulkan," dedi.
Vulkan... Bir zamanlar bana verilen bu lakap, içimde sakladığım gücün bir yansımasıydı. Ben, Viktor Volkov. Kara Kurt. Aynı zamanda, sessiz bir volkan.
Depoya vardığımızda, adam yerde kıvranıyordu. Her adımımda korkusu yoğunlaşıyordu. Ony yanımdaydı, sessiz ve kararlı. "Voronin adına çalışıyor," dedi.
Adam titrek bir sesle fısıldadı: "Chyornyy Volk…" Sesinde korku vardı, sanki ismimi söylemek bile ona cesaret gerektiriyordu.
"En değer verdiğim kişiye zarar verdin," dedim, sesimdeki sakin tonun ardında yoğun bir öfke vardı. “Yalvarırım, beni dinleyin…” dedi, sesi çaresizdi. Eskiden merhameti bilirdim, ama şimdi onu hissetmek bile zordu. "Lakabımı biliyor musun?" diye sordum, yumuşak bir tonla. Cevabı biliyordum, ama yine de duymak istedim. "Evet," diye fısıldadı. "Kara Kurt."
Göz hizasına eğildim, sesimi daha da yumuşattım. "Bir lakabım daha var. İnsanların hiç unutmadığı bir isim: Vulkan."
Adam gözlerini kaçırdı. Yüzündeki korku her şeyi anlatıyordu. Ama beni en çok yaralayan şey, Vera’ya verilen zararın geri alınamayacak olmasıydı. İçimde bir acı vardı ve bu, intikamla bile hafiflemeyecekti.
Ony’ye baktım; sessiz bir anlaşma vardı aramızda. Ona daha fazla acı vermek anlamsızdı. Dışarı çıktığımda Andrei hemen yanıma geldi. "Nereye, Pakhan?" diye sordu. "Eve gidip duş alacağım," dedim, sesim kararlı ama sakin. "Sonra da bana Voronin’in restorana saat kaçta gideceğini öğrenin."
Andrei’nin yüzünde kısa bir tereddüt belirdi. İkimizde Voronin’in işini bitirdiğinde sevgilisiyle restoranında yemek yediğini biliyorduk. Gözlerinde belirsiz bir endişe vardı, ama beni tanıyordu. "Bir karşılık vermeyeceğimi mi sandın?" dedim, daha yumuşak bir tonla. Gözlerinde anlayış belirdi ve başını salladı.
Ben kadın ve çocuklara asla zarar vermezdim ve bunu adamlarım da iyi bilirdi. Ancak Mikhail, yaptıklarının bedelini anlamalıydı. Her eylemin bir sonucu olduğunu öğrenmeliydi. Unutmamalıydı. Bu gece gururunu da yok ederek ona bir ders verecektim.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |